1#Kovuluş

2.2K 130 14
                                    

Selamlar... Buradaki karakter yani Gece Tanrıçası üç kişilikli olacak.

Karanlığı, aydınlığı ve kendisi.

Öncelikle -italik yazılan yazılar karanlığa ait konuşmalardır.

-kalın italik yazılar aydınlığa aittir ve sonuncusu olan

Luna'nın koşmaları düz bir şekildedir.

Belirtmekte fayda var iyi okumalar.

1#KOVULUŞ

LUNA

Luna, Odin'in tahtının karşısında, Tüm Aesir Tanrı ve Tanrıçaların önünde bekliyordu. Birkaç gündür zindanda tutulması, yapmadığı bir şey yüzünden suçlamaları canını yakarken, yapılan suçlamanın ciddiyeti ve absürtlüğü kalbini ağırlaştırıyordu. Siyah saçları karmakarışık bir şekilde omuzlarından aşağıya dökülürken, anne ve babasına baktı. Odin'in yanına bulunan Aesir Tanrılarının yanlarında yerlerini almışlardı. Simsiyah olan gözleri ve siyah gözyaşları yanaklarından dökülürken hiçbiri onu umursamadı.

"Suçlamaları biliyorsun Luna!" diye bağırdı Odin, asasını yere vurarak. Luna deli gibi kafasını sağa sola salladı ve gözlerinin asıl rengine dönmesi için defalarca kırpıştırdı gözlerini.

“Bunu bana yapamazsın, Odin! Onu ben öldürmedim. Balder'u neden öldüreyim? Onu seviyordum." dediğinde ellerinde, ayaklarında ve boynunda bulunan zinciler ile Odin'e yaklaşmaya çalıştı. Çıkarmaya çalıştıktıkça tahriş olan bilekleri ve boynu acıyordu. Umursamadı. Bir adım atmıştı ki, muhafızlar hızla mızraklarını kaldırıp onu çember içine almış bir şekilde bekliyorlardı. Herhangi bir hareketinde onu öldüreceklerdi.

"Suçu senin işlemediğine dair bir kanıtın yok, Luna! Ziyafette onun ölümüne sebep oldun. Onu öldürecek şeyi sen ve Frigga'dan başkası bilmiyordu." diye konuşan Odin'in suçlamasına karşı aydınlık tarafı deli gibi haykırıp, suçlamanın yalan olduğunu söylemek istedi. Ama karanlık tarafı deli gibi gülmek istiyordu. İşlemediği bir cinayet yüzünden suçlanması kalbini acıtıyordu. Özellikle de Balder'u öldürdüğü için suçlandığını bilmek daha da yakıyordu canını. Hep böyle olurdu zaten. Alışması gerekirken, bir türlü kendisine yapılan ihaneti görmeyi reddediyordu. Aesir Tanrıları arasında hep böyle olmuştu. Kötülük ve Fesatlık Tanrısı Loki Laufeyson'dan sonra akla gelebilecek diğer kişi kendisiydi. Gece Tanrıçası, Morningstar, Luna...

Aydınlık ve Karanlık içinde doğmak onun suçu değildi. Böyle biri olmayı istememişti. Yavaşça gözlerini kapattı ve geri açtı. Beyaz yerlerinin siyah olması ve göz bebeğinin kırmızı olduğunu biliyordu. Gözlerinin altındaki derinin yanağına doğru ince bir şekilde açıldığını hissediyordu. Karanlığı gün yüzüne çıkıyordu. Aesir Tanrıları hiç şaşırmamış bir şekilde kendisine bakarken, sırıttı. Karanlık tarafı, aydınlık tarafına göre daha rahat davranıyordu. Aydınlık tarafı daha çekimserdi. Baskın olduğunda vücudunda bazı belirtileri göstermesine alışmıştı bünyesi. Muhafızlara baktığında korktuklarını fark etti. Kahkaha attı.

"Beni durumda suçlayamazsın Odin! Her şeyden sadakat yemini alan Frigga…" diyerek Odin'in yanında oturan kadını gösterdiğinde, dudağının kenarı kıvrıldı. "Ökse otundan neden yemin almadı." diye kükredi. "O varlığı küçümsemek sizin suçunuz! Onu ben öldürmedim!" diye bariton bir şekilde konuşan Luna, sessizce bekledi. Aydınlığı baskın geldiğinde eğmiş olduğu başını kaldırdı. Vücudu eski haline gelmişti. "Ona aşıktım!" diye sessizce döküldü dudaklarından kelimeler. Aesir Tanrıları şaşkınca Luna'ya baktığında, Odin hiç etkilenmemiş bir şekilde asasını tekrar yere vurdu. Bir Tanrıça olarak bulunduğu konumdan oldukça uzaktaydı artık.

His at Night ~ Steve Rogers Fanfic (TÜRKÇE)Where stories live. Discover now