21. Bölüm : Sen Banasın (Final)

2.6K 181 19
                                    

İzmir'in anılarımızla kalabalık sokaklarını 1 hafta önce terketmiştik. Şimdi Ankara'daki evimde pardon evimizde gelinliğimle oturuyordum güneş batmak üzereydi az önce gerçek bir karı koca olmuştuk ve şuanda Melis , Can Çağla , Yasemin ve Deniz bahçede otuyorduk. Buğra ve Mert de nikahımızı kıyan adamı uğurlamaya gittiler. Yasemin yanıma geldi ;

-"Herşey gönlünce olsun" dedi ve cebinden bir altın çıkardı ;

-"Yok artık Yasemin" dedim ve güldüm

-"Var var öyle boş göndermek olur mu gelini" dedi ve gelinliğim köşesine altını taktı.

-"Ee artık borçlandın"

-"Hı?"

-"Hani sana altın taktım ya onu diyorum" dedi ve herkes gülmeye başladı o sırada Buğra ve Mert yanımıza geldi , Mert ;

-"Vaay gelinin arkadaşından bir tam altın" dedi ve Buğra'ya döndü ;

-"Ee beyler bende altta kalmayayım damadın arkadaşı olarak damada bir altın takayım" dedi ve elini cebine attı , Buğra şaşkınca baktı ;

-"Mert saçmalama düğün günü katil olmayayım" dedi Buğra'ya baktım o da bana baktı. Bakışlarıma yenik düşmüş olacak ki

-"Tamam çabuk tak birazdan çıkartıcam" dedi , Mert taktı ve Çağla'nın yanından uzak bir yere oturdu. Buğra da yanıma oturup elimi tuttu. Yanağıma bir buse kondurdu ve kulağıma eğildi ;

-"Rahatsız olduysan göndereyim hepsini"

-"Hayır sadece biraz gerginim" dedim. Buğra ayağa kalktı ;

-"Gidiyoruz" dedi ve beni de kaldırdı. Sade bir gelinlik giydiğim için kolayca hareket edebiliyordum. Mert peşimizden arabaya kadar geldi ;

-"Buğra nereye?" Dedi Mert

-"İşimiz var" dedi ve binmem için kapıyı açtı. Arabaya bindiğimde Buğra Mert'e birşey söyledi ve arabaya bindi. Arabayı sürmeye başladı ;

-"Buğra"

-"Efendim güzelim"

-"Nereye gidiyoruz" dedim bana baktı ve gülümsedi ;

-"Seni tanıştırmam gereken birisi var" dedi ve önüne döndü. Nereye gideceğimizi bilmiyordum ama Buğra çok heyecanlı gibiydi. Radyoyu açtım , Yüzyüzeyken Konuşuruz Sandal çalıyordu. Birkaç kez aynı şarkıyı dinledikten sonra Buğra arabayı bir çiçekçinin yanında durdurdu ve arabadan indi. Tekrar geldiğinde elinde gül demeti ve bir tane de tek gül getirdi. Bana vereceğini düşünmüştüm ama arkaya koyup yola devam etti. Bir süre daha gittikten sonra arabayı bir mezarlığa yakın bir yere park etti ve arabadan inip benim kapımı açtı. Arabadan indim ve Buğra'ya baktım ay kadar beyaz suratı sapsarı olmuştu.

-"Buğra iyi misin?" Dedim cevap vermedi ve arabaya koyduğu çiçeği çıkarttı. Tek olan gülü bana verdi kendisi de gül demetini alıp kapıyı kapattı.

-"Buğra iyi misin?" Dedim , elimi tuttu

-"Hiç olmadığım kadar" dedi ve beraber mezarlığa girdik. Mezarlığın tepesine geldiğimizde bir mezarın başında durduk. Buğra bir mezarın üstüne gül demedini bıraktı. Mezarın üstünde Filiz Demirkıran yazıyordu. Bir anda aklıma İzmir'de Buğra'nın fotoğraflarındaki o güzel kadın ve annem geldi ve gözlerim doldu. Elimdeki gülü mezara bıraktım ve elimi açıp dua etmeye başladım Buğra da elini açıp dua etti ardından mezardaki toprağa dokundu ;

-"Annem..." dedi sesi titredi ve konuşmaya devam etti

-"Annemm seninle birisini tanıştırmak istiyorum" dedi ve kafasını eğdi , ağlıyordu yanına gittim ve koluna girdim gözlerim dolmuştu ;

Vişneli ViskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin