20. Bölüm : Biz bu şehire fazlayız

2K 164 21
                                    

-"Hazırım Buğra ama biraz tedirginim" dedim
Buğra çarpık bir gülümseme attı
-"Emin ol benim hatunum olunca kimse sana dokunamaz" dedi ve geriye yaslandı. Hala ona korkak bakışlarımı atıyordum
-"Sana söz veriyorum" dedi ve ekledi "Eğer benim yüzümden bir gün  başına birşey gelirse önce ben kendimi affetmem" Güven veriyordu sözleri , zaten hep ona güvenmiştim. O telefonuna bakarken biraz ona baktım sonra telefonunu bırakıp bana döndü ;

-"Öyle bakma" dedi anlamsızca ağzımdan "Ne" çıktı

-"Gözlerin diyorum yavru kedi misali ve o gözler bana böyle bakarsa ben kendime herşeyi yaparım" dedi , bu sözleri gülümsememe neden oldu...

Ertesi gün Buğra ve Mert nikah için ve birkaç işleri oldukları için evde değillerdi. Yağmur odasındaki kıyafetlerini topluyordu bende televizyon izliyordum. Bahçede güvenlik ve  birkaç kişi bekliyordu.

Televizyonda izleyecek birşey bulamayınca televizyon çekmecesini karıştırmaya başladım. Öğrendim ki bu ev Buğra'nınmış Çağla yurtdışından gelince ona bu evi satın almış. Cd'leri ararken birkaç fotoğraf buldum. Bunlar Buğra'nın çocukluk resimleriydi. Bir iki resmini arkaya koyduktan sonra annesiyle olan resmini gördüm. Sarı saçlı , mavi gözlü , ince uzun bir hanımefendiymiş. Demek Buğra bütün güzelliğini annesinden almış belli ki. Resimler bitince tekrar aynı yerine koydum. Ayağa kalktım birşeyler hazırlamak için mutfağa gitmiştim dış kapının zorlanması üzerine elime bir tava alıp salona yavaşça gittim. Çağla aşağıya iniyordu ;

"-Noluyor?" Dedi

-"Bilmiyorum" deyip kapının arkasına doğru gittim. Çağla eline telefonunu aldı ;

-"Hadi aç abii hadiii!" Kapının sesli bir şekilde açılmasıyla Çağla çığlığı bastı. Giren kişinin kafasına tavayı  geçirdim ama nafile ne bir bayılma ne bir hareketsizlik vardı...

Buğra Demirkıran

Şirketteki işimizi bitirdikten sonra Mert nikah için hoca bulmaya gitti. Bende eve gidiyordum. Şirkette beni görenler şaşırmıştı Baha'ya haber vermişlerdir bile çoktan...

Arabaya binince telefonum çalmaya başladı , Çağla arıyordu. Telefonu açtığımda Çağla'nın çığlıklarını duydum.

-"Noluyo lan!"

Cevap yoktu. Bir iki tokat sesinden sonra telefon kapandı. Hayır lan hayır olamaz.

Arabayı hızla eve sürdüm.

Ulan Baha aklımdan geçeni yaptım deme

Evin önüne geldiğimde hızla arabadan indim. Bahçede Mert birilerini azarlıyordu. Yanlarına gittim ;

-"Lan ne oluyor burada?" Dedim , Mert korumaları karşısına dikmiş onlara bağırıyordu. Mert bana döndü

-"Buğra Baha.." anasını satayım böyle işin

-"Lan siz burada saksı mısınız? Nerede Eslem!"

Korumaların başı olan Ceyhun konuştu

-"Buğra bey biz engel olmaya çalıştık ama-"

-"Sus Lan!" Bir yumruk geçirdim ve yakasından tutup kaldırdım

-"Lan eğer Eslem'in kılına zarar gelsin yedi ceddinizin cenazesini sererim önünüze!" Deyip arkamı döndüm ve arabaya doğru hızla yürüdüm.

Arabaya binince direksiyona bir yumrul attım ve arabayı şirkete doğru sürdüm.

Şirkete gelince güvenlik karşıma geçti ama Mert de korumalarla arkadan arabayla inip gelince bıraktılar.

Vişneli ViskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin