DRACULA VE BEN 23.BÖLÜM

Start from the beginning
                                    

Karşımda demir zincirlere bağlı adam ile kalmanın verdiği rahatlıkla ve az sonra duyacağım çığlıkların vereceği mutluluk ile sol tarafımda duran gümüş ve ince çubuğu aldım elime.

“Efendim affedin beni” ! diyen  Daniel in yalvarışlarını umursamayarak elimdeki gümüş çubuğu bir bebek edasıyla sevmeye başladım.

Daniel e doğru yaklaşırken

“Onca intihar etme şekli varken sen neden benimkini seçtin tatlı Daniel?” dedim yan bir sırıtış atarak ve kendimden emin çıkan bir sesle.Daniel ise ağlayarak ve aynı şekilde kurtulmak ümidi ile ayak ve ellerindeki  gümüş zincirleri çekerek kurtulmaya çalıştı.Ama elbette ki kurtulamayacağını o da en az benim gibi iyi biliyordu.

Dibine kadar daha da girip

“Ne kadar garip değil mi Daniel ?Gümüşün  bu kadar değerli olup da az sonra değersiz bir hayvanın kıçına gireceğini bilememesi?” dedim ona eskiden yaptığım öldürme metodunu hatırlatırcasına.

Gözleri anında irileşen Daniel

“Ha-hayır efendim !Yalvarırım affedin beni !Anlık sinirle dedim.Adaline nin…..” lafını suratına attığım yumruk ile kestim

“O şerefli kızın adını ağzına dahi alma sakın! Ne kadardır acıdır ki,böyle bir aileden böyle bir sülük çıkması! Ailesine ve kendi yaratıcısına hakaret edercesine ölmesi!” dedim gümüşü elimde çevirerek.

Daniel ise bebek gibi ağlıyor ve yalvarıyordu.Gümüşle dövüldüğü için iyileşemeyen yaralarının acısı ile buruşturdu yüzünü.Aynı şekilde şimdiden kızaran bileklerini de eminim ovalamak istiyordu.

“Acına son vereceğim oğlum,geçen senelerimizin hatırına” dedim ve elimle nazikçe çenesini kaldırdım.Yavaş ve seslice arkasına geçtim ve çırılçıplak bedenine baktım son kez

“Efendim yapmayın! NE olur!” diye son kez bağıran sesini umursamadan ince ve uzun gümüşü makatından itibaren ani bir hız ile sokup omurgasının arasından çıkardım.

Çıkan çığlık kulaklarımı yırtarcasına çoğalırken ölümünün bu kadar kolay olmayacağını kendisi de biliyordu elbette ki.Çünkü gümüşü daha kalbine sokmamıştım.

Çığlıklarının ve üzerime sıçramakta olan kanın taze kokusunu içime çekerek

“Üzgünüm oğlum” dedim ve kalın bir kahkaha ile sevdiğim kadının yanına gitmek için mahzenden çıktım.

Ardımda ise hiç pişman olmadığım ve dahi olmayacağım çığlıklar bıraktım……

Solumdaki çocuğuma bakıp

“Yarın sabaha dek çığlıkları duyulsun,sabah da kalbine gümüşü sokun!” dedim ve yan bir sırıtış atıp karanlık mahzenden sözde aydınlığa doğru çıktım.

FİONA DAN DEVAM

“Ciddi misin?”  diyebildim sadece Vlad in gözlerine bakıp.O da aynı üzüntülü ifade ile baktı yüzüme ve anladım ki iyileşmek için hiç umudum yoktu.

“Hiç umut yok yani?” dedim bir kez daha,boş gözlerle yatak çarşafına bakarak.Beklediğim yanıt bambaşka iken,asıl yanıtı Vlad in daha da bir başkaydı.

“Bir yol var aslında” dedi sakince.Bu lafı ettiği andan itibaren dikkatimi pür dikkat verdim Vlad e.

Heyecanla yatakta doğrulup

“Nedir o?” dedim şaşkınca

Vlad  ise söylemek ve söylememek arasında gidip gelirken ve içime doğan yeni umut filiziyle

DRACULA VE BENWhere stories live. Discover now