Bölüm 18

3.2K 384 37
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Nikolai derin bir nefes aldı. Saatler geçmiş olmasına rağmen Alexa hala gözlerini açmamıştı. Hemşire ya da doktorlar da onun ne zaman gözlerini açabileceğini söylememişti. Hepsi bir şey diyemeyeceklerini söylüyorlardı. Bu adamı delirtecekti.

Siras ve Raven'da ortalarda yoklardı. Onları beraber göndermemeleri gerektiğini biliyordu. Telefonunu açıp Siras'ın numarasını tuşladı. "Neredesiniz, lanet olsun?" diye hırladı.

"Birkaç dakika içinde orada olacağız" dedi telefonun diğer ucundan. "Uygun bir motel bulmaya çalışıyoruz."

Bir motel, bunun için yeterli olmayacaktı. Derin bir nefes alıp kendisini sakinleştirmeye çalıştı. "Kiralık bir ev bul" dedi en sonunda. "Şehrin dışında olsun." Ona orada bakabilirlerdi.

Siras, derin bir nefes aldı. "Bu biraz zaman alır" dedi en sonunda. "Bana en azından bir saat vermek zorundasın"

"Bir saat" dedi genç adam. Gözlerini yatakta yatan kadına dikti. "Sadece bir saat" dedi ve telefonu kapattı. Ne kadar zorlandığını anlayamıyor muydu? Orada yatan Alexa değil de Raven olsaydı Siras mahvolurdu bunu bilmesi gerekiyordu.

Başını öne eğdi ve derin bir nefes aldı. Soğuk camı hissetmek iyi gelmişti. Tuvalete gitmesi gerekiyordu. Yüzünü yıkaması gerekiyordu. Belki kahveye ihtiyacı vardı. Buradan ayrılmak konusunda tedirgindi. Genç adam başını iki yana çevirdi. Koridorun sonunda bir lavabo var gibi görünüyordu. En azından uzaklaşmak zorunda kalmayacaktı.

Arkasını dönmeden önce uyuyan kadına baktı. "Hemen dönerim, bebeğim" diye fısıldadı.

Jose Estrada, arabasının kaportasında oturmuş dalgın bir şekilde hastaneyi izliyordu. Tuhaf bir şeydi bu. Kimsenin gerçekten onun farkında olmazken aslında hepsi onu arıyorlardı. Kutsal Kadınların, düşmanını.

"Ona daha fazla zarar vermene izin veremem"

Bu sesi tanıyor olabilirdi. Belki de bir ya da iki kere denk gelmişlerdi. Başını çevirip kadının yeşil gözlerinin içine baktı. "O zaman beni burada öldürmen gerekiyor, bunu biliyorsun değil mi?" diye sordu sakin bir şekilde.

Milagros onun bu tarzına karşı hafifçe güldü. Kollarını göğsünde birleştirdi ve kalçasını arabaya dayadı. Belli ki minik kardeşleri özellikle klasik arabaları seviyordu. "Düşündüğünden daha çok ona benziyorsun" dedi sakince. "Ancak aranızda çok büyük bir fark var"

"Öyle mi? Neymiş o?"

"Alexa'yı korumak için hepimiz seferber oluruz" dedi alaycı bir şekilde ona baktı. "Ancak senin yanında hiç kimse yok." Doğrulup ayağa kalktı ve hemen önünde durdu. "Günü geldiğinde sana destek olanlarda orada olmayacaklar" derken gözleri artık ciddi bakıyordu. "O gün geldiğinde sana arkanı kollamanı öneririm. Çünkü tam orada ben olacağım"

Jose bir süre ablasının uzaklaşmasını izledi. Derin bir nefes aldı. "Ne kadar süreceğini sanıyorsun?"

Kadın durup başını yana çevirdi ve yan gözlerle ona baktı. "Ne?"

Genç adam alaycı bir şekilde güldü. "O arkasına saklandığın sürtük maskesi" dedi aynı şekilde alaycı bir sesle. "Arkasındaki o canavarı görmeyeceklerini mi sanıyorsun? Sen bu dünyada benden ve hatta belki de Alexa'dan bile daha kötüsün. Bunu sende biliyorsun"

Milagros, buna karşılık güldü. Kollarını iki yana açtı. "Dava et beni" dedi.

Nikolai lavabodan çıktığında kendisini daha rahatlamış hissediyordu. Biraz daha kendisine gelmiş gibiydi. Başını kaldırıp koridorun sonuna baktı. Bir adam Alexa'nın odasındaydı.

CROSS KARDEŞLER 2. KİTAP- MADAM BLACKWhere stories live. Discover now