GİRİŞ

10.2K 475 29
                                    

CROSS KARDEŞLER SERİSİNİN İKİNCİ KİTABIYLA KARŞINIZDAYIM ARKADAŞLAR... HİÇ BEKLEMEDEN SİZLERİ ALEXA VE NİKOLAİ İLE BULUŞTURMAK İSTEDİM... BİRİNCİ KİTAPTA ONLARA KARŞI HİSLERİNİZİ ÇOK İYİ BİLİYORUM UMARIM DEĞİŞTİRMEYİ BAŞARABİLİRİM... KEYİFLİ OKUMALAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... BÖLÜMLER SİZLERİN TALEPLERİNE GÖRE GELİYOR... 


Bir zamanlar ateşten yapılma bir krallığın buzdan kraliçesi yaşarmış. Kralından bütün halkına kadar herkes ateşten yapılma olan bu krallıkta o kadar zorlanıyormuş ki sadece kendisi için özel yapılan buzdan odasından dışarı çıkamıyormuş. Birileriyle yakın olmak bile onun için çok zormuş.

Sadece kral ile birlikteliğinden olan ve yarı buzdan olan kızı odaya girebiliyormuş. Ancak ona bile çok fazla tahammül edemiyor ve neredeyse hiç dokunmuyormuş.

Küçük kız ise annesinin ilgisine ve sevgisine o kadar muhtaçmış ki her gün onun odasına farklı bahanelerle girip kendisini sevdirmeye çalışırmış. Ancak annesi her seferinde bir zaman sonra onu bağıra çağıra dışarı atıyordu. Bu da küçük kızı çok yaralıyordu.

Kraliçe buzdan yapılma bir kadındı. Tıpkı odası gibi kendisi de kişiliği de buzdandı. Bu yüzden sevmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu. Kocası ise bir kız çocuğu doğurduktan sonra onu küçük odasında bırakmış, bir daha da asla o odaya girmemişti.

Kocasının ilgisizliği, halkının onu unutması, ailesinin onu umursamaması buzdan kraliçeyi o kadar derinden yaralamıştı ki kraliçe kafasında bir plan oluşturdu. Kendisi her geçen daha çok eriyip yok oluyordu. Bu buzdan yapılma oda bile onu hayatta tutmaya yetmiyordu. Ancak kraliçe bunu bu insanların yanına bırakmayacaktı.

Böylece bir gün ilk defa kendi isteğiyle küçük kızını odasına çağırdı. Küçük kız annesinin onu çağırmış olmasından mutlu bir şekilde odasına gitti. Karakteri yarı ateş yarı soğuk olduğu için diğer insanlardan daha uzun süre annesinin yanında kalabiliyordu ve kısa süreli de olsa onun canını acıtmadan ona dokunabiliyordu.

Annesi her seferinde küçük bir isteğini yerine getirmesi karşılığında kendisinin de onun saçlarını okşayacağını ve her şeyi istediği gibi yaparsa onunla ilgileneceğini bile söyledi.

Böylece küçük kız annesinin dediği her şeyi yapmaya başladı. Önceleri ufak tefek ve kimseye zararı olmayan şeyler gibi görünüyordu bunlar ama zamanla insanların canını yakan isteklere dönüştü. Yine de ne olursa olsun kralın küçük kızına kimse bir şey diyemiyordu. Kralda onu umursamıyordu.

Yine de küçük kız sadece biraz da olsa annesinin ilgisini çekebildiği için mutluydu. Sadece onun birazcık saçlarını okşaması için bile dünyaları yakarmış gibi hissediyordu. Annesi için küçücük bedeninde kocaman bir kalp taşıyordu.

Ve bir gün her şey tepetaklak olmaya başladı...

Babası evlerine başka bir kadın getirdi. Tıpkı kendisi gibi ateşten yapılma olan kadının hamile olduğunu ve çocuğun kendisinden olduğunu söyledi. Doğacak çocuklarını sahipleneceğini...

Bu aşağılama kraliçe için son olmuştu. Eğer kadın bir erkek doğurursa kendi kızı her şeyini kaybedecekti. Bunu bilecek kadar kocasını iyi tanıyordu. Böylece bir plan yapmaya başladı.

Zaman geçip metresin hamileliği iyice belli olduktan sonra iyiden iyiye kralın yanında yer almaya başladı. Onun yanında uyudu ve onun yanında yemek yedi. Böylece de kraliçe iyiden iyiye unutulmaya başladı.

CROSS KARDEŞLER 2. KİTAP- MADAM BLACKWhere stories live. Discover now