STONY

467 24 34
                                    


YENİ TV SPOT ŞEREFİNE. BİRDE DEĞİŞİK SHİPLER ÖNERİN YA MESELA BEN TAORİS ŞİPLİYORUM İSTEDİĞİNİZ ŞİPLERE AÇIĞIM GÖNDERİN.


TONYNİN DE BU SAHNEDE OLDUĞUNU HAYAL EDİN. ASLINDA İKİSİ BERABER BOŞANMADAN ÖNCE TERAPİSTE GİTMİŞLER.

TONY(YALANDAN AĞLAYARAK): VE SONRA.. BENİ ALDATTI! HEMDE AİLEMİN KATİLİYLE BENİ ALDATTI!!

TERAPİST (SİTİV'E YARGILAYARAK BAKIP): BU KONUDA SİZ NELER SÖYLEYECEKSİNİZ BAY ROGERS?

STEVE:

*************************-------------------------*************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*************************-------------------------*************************


"Steve, kan du ge mig sockret." Tony dondu, gözleri kocaman açıldı. "Vafan? Steve! Steve, vad är det som händer?!"

Steve elinde kahvesiyle kaşlarını çatarak Tony'e baktı. "Tony, τι γίνεται?" Kelimeler ağzını terk ederken neredeyse fincanını düşürüyordu. Suratında aynı şaşkınlıkla diğer adama baktı. "Τι στο διάολο?"

"Steve, snälla, säg att jag drömmer eller något."

Steve başını iki yana salladı, geri adım attı ve kupayı gerçekten düşürmeden önce masanın üzerine bıraktı. "Δεν σε καταλαβαίνω."

"Sluta driv med mig, Steve," diye uyardı Tony, şimdi gerçekten çıldırmış duruyordu.

Steve sadece omuzlarını silkti, yine kafasını salladı.

Sonradan Loki'nin farklı dilleri konuşmalarını sağlayan bir şey yaptığı ortaya çıktı. Avengers üyelerini hem kızdıran hemde eğlendiren bir şey. Tony, İsveççe konuşuyordu ve öğrenince Thor'un, Tanrı'nın onu anlayıp anlamadığını görebilmesi için etrafta olmasını diledi.

Steve yunanca konuşuyordu, bu onu çok mutlu eden bir şeydi.

Büyü sadece birkaç saat sürdü, ancak o zamana kadar işaretler ve notlarla iletişim kurdular, ara sıra bir şeyler söylediler, kimsenin anlamadığını bildikleri için kimsenin bilmesini istemediği şeyleri.

"Sana aşığım."

Herkes dondu. Tony parlak kırmızıya dönmüştü, gözleri o kadar büyüdü ki, yerinden çıkacak gibi görünüyordu. Çabucak Steve'den uzaklaştı.

"Ah, hey. Tekrar İngilizce konuşuyorum. Tabii canım." Son kısmı fısıldadı, ama ürkütücü sessiz odada duyulabilecek kadar sesliydi.

"Tony," Steve başladı, ancak dahi onu susturdu.

"Bak, özür dilerim. Bunu duymamış gibi davran. "sesi telaşlıydı.

Steve gülümsedi. "Ben de sana aşığım aptal"

Avengers'ın tezahüratları, Steve ve Tony'nin öpüşmeleri başka yönlere hızla ilerlemeye başlayınca iğrenme sesleriyle yer değiştirdi.


*************************--------------------------*************************

Steve bar taburesini yeniden ayarladı, ikisini öfkesi içinde patlamaya hazır, bir şahin gibi izliyordu. Kadınlar yanına gelmeyi denediler, ancak onları elleriyle kovaladı. Sadece onun dikkatini istiyordu. İlişkiyi sır olarak saklamak düşündüğünden daha zordu.

Şimdi birlikte oldukları halde, eski playboy hala halk içinde bir playboydu. Kadınlar, erkekler, temelde herkes bir milyarder ile olabilmek, fark edilme şansı için Tony'e yürüyordu. Steve'in beklemeyeceği gibi değil-

Tamam Steve bunu beklemiyordu, yeni tomurcuklanan mükemmel aşkıyla sarmalanmıştı. Şimdi tek düşünebildiği birini gerçekten öldürmeden nasıl öldürebileceğiydi. -mood dslşgşdkslg-

Steve ağlamakla adamın kendini beğenmiş suratını pazar günü gizlice yumruklamak arasında kaldı. Tony'ye biraz daha yakınlaştı, gülerken omzunu okşadı, ona içki ısmarladı, hatta dans etmeyi teklif etti. Tony neyse ki reddetti, ancak buzdağını Steve için titanik'e iten şey, bordo takım elbiseli sarışının Tony'yi yalnız olabilecekleri bir yere sürüklemeye çalıştığını fark etmesiydi. Hayır! Steve'in rahatı için fazla yaklaşıyordu, o yüzden sohbete katılmaya karar verdi.

"Hey, Tones, arkadaşın kim?" Steve o an herkesin içinde küçük olanın dudaklarına gömülüp vücudunun her santimini tadıp oradaki herkese Tony'nin kendisinin olduğunu söylememek için vücudundaki bütün moleküllerle savaştı.

"Sizin için Bay Dawson. Sen Kaptan Amerika dediklerisin, değil mi? "dedi, başka bir süper kahraman efsanesinin yanında olduğunu bilmiyormuş gibi davranarak.

"Ah,sizin için Bay Rogers," Steve onu rahatsız etmesine izin vermemek için sırıttı. Sinsice Tony'nin kıçını sıktı ve hafifçe ciyaklayıp kızardıktan sonra bıraktı.

"Anladım, Starky bana senin hakkında çok şey anlatıyordu." Steve'i memnuniyetle göz ardı ettiği bir el sıkışma için elini uzattı.

"Benden başka kimse Tony'ye ' Starky ' diyemez, anladın mı?" Bu adam kim olduğunu sanıyordu da erkek arkadaşı için takma adlar takıyordu? Ah evet, 'Dawson'.

"Ne zamandan beri beni -" Steve Stark'ı böldü.

"Kule'de olacağım," diye homurdanarak, öfke ve utançtan kızaran yüzüyle uzaklaştı.


Everything About Every Ship (Marvel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin