"Bir daha asla."

5.2K 187 12
                                    

Keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz..)

Saat sabah beş civarı odadan gelen ses ile gözlerimi araladım. Zeyrek üstündeki tişörtü çıkarıp kenara bırakırken saçlarının ıslak olduğu dışarıdan vuran ışıkta parlayınca fark etmiştim. Yatakta hafif doğrulup uyku sersemi "Zeyrek ne yapıyorsun?" diye sordum. Uyandığımı fark edince hızla yanıma gelip yatağa girdi ve "Uyu güzelim bir şey yok." deyip beni göğsüne çekti. Kollarımı beline dolayıp iyice sokulurken sıcaklığı ve acı çikolata kokusuyla uykunun kollarına geri döndüm.

Bir kaç saat sonra gün ağarırken rahat bir uyku çekmenin huzuruyla gerindim. Banyodan gelen seslerle Zeyrek'in banyoda olduğunu anladım. Yataktan çıkıp soyunma odasına geçtim. Kiremit rengi kumaş bir pantolon ve açık renk salaş bir kazak giydim. Ayağıma beyaz sporları geçirdikten sonra saçlarımı düzgün bir at kuyruğu şeklinde topladım. Odaya geri dönüp yatağı toparladım ve kirli sepetine girecek kıyafetleri topladım. Zeyrek'in tıraş olduğu bilinci ile içeri girip kirlileri sepete attım. O sakallarını makine ile biraz kısaltırken bende yanına geçip geniş lavaboda dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım. Zeyrek hala tıraşıyla uğraşırken odaya döndüm. Telefonuma gelen bildirim sesi ile komodine yöneldim.

Tanımadığım bir numaradan mesaj vardı. Merak edip açtığımda gördüğüm mesaj ile kanım dondu. Doğru okuduğuma emin olamayıp tekrar okudum. Yok yanlış okumamıştım. "Dün gece kocanın nerede olduğunu öğrenmek ister misin?" diye yazıyordu mesajda. Dün gece Zeyrek saat beş gibi saçları ıslak yatağa girmişti. O an uyku sersemi çok merak edip sormamıştım ama nerede olabilirdi ki? Acaba bir kadından mı gelmişti bu mesaj?

Şimdilik buna kafa yormayı es geçip telefonumu cebime attım ve odadan çıktım. Aşağı inip mutfağa geçip Gül Sultan'a kahvaltı hazırlıklarında yardım etmeye başladım. Beraber kahvaltı hazırlıklarını yaparken Zeyrek içeri girdi. Gülümseyerek yanıma gelip saçlarımdan öptü ve "Bu misafirlerin geldiği iyi oldu. Baksana Gül Sultan sonunda Şura'yı mutfağa sokmayı başardık." deyince Gül Sultan gülmekle yetinmişti. Benim ise mesajdan dolayı canım sıkkındı.

Açıkçası gerçekleri öğrenmekten korkuyordum. Ya kaldıramayacağım bir şey ise. O zaman ne yapardım düşünmek bile istemiyorum. Evet Zeyrek'in bir mafya olduğunu tahmin ediyordum ama tam olarak nasıl bir iş yaptığını bilmiyordum. Gül Sultan öğrendiğim tek şey bir inşaat şirketleri olduğu. Belki de illegal bir sürü iş yapıyordu. Belki de vurulduğu gibi bir sürü adam vurup öldürmüştü. Ya bana birini gözlerinin önünde öldürdüğünü söylerse o zaman ne yapardım? Sanırım buna dayanamaz kendimi öldürürdüm. Ne yaparsa yapsın bana söylemesini istemiyordum. Ben insanların canını kurtarmaya çalışırken onun azrail gibi can aldığını düşünmek canımı sıkıyordu. Benim tanıdığım Zeyrek bu olamazdı. Hakikaten ben Zeyrek'i ne kadar tanıyordum ki? Daha hangi rengi sevdiğini bilmiyorum kalkmış onun hakkında çıkarımda bulunuyordum.

"Güzelim?" diyen Zeyrek ile kendime gelip "Hı efendim bir şey mi oldu?" diye sordum biraz telaşla. Zeyrek kaşları çatık yüzüme bakıp "Sen iyi misin?" diye sorunca başımı olumlu anlamda sallayıp "Dalmışım biraz." deyince bir miktar da olsa tatmin olup "Peki ben Yiğit'in yanında salondayım." deyince başımı sallayıp arkasından gidişini izledim. Dalgınca önümdeki domatesleri dilimlemeye devam ettim. Hala aklımda mesajı kimin ne için attığını düşünüyordum.

Birden parmağımdaki acıyla düşüncelerimden sıyrılıp sol elimin baş parmağını ağzıma attım. Dalgınlıkla parmağımı bıçak kesmişti. Gül Sultan hızla yanıma gelip "Kızım bir şey oldu mu? Çok kestin mi? Ah be kızım dikkat etsene biraz, aklın nerede senin?" diye kızarken parmağımı suya tutup temizledim. Gül Sultan'ın yardımıyla yara bandı takarken "Merak etme Gül'cüğüm bir şeyim yok, küçük bir kesik." deyince bana kaşlarını çatarak bakıp "Yok öyle küçük müçük çık çabuk mutfaktan geç kocanın yanına zaten bitti sayılır hazırlıklar." deyince başımı önüme eğip suçlu gibi çıktım. Çok pis azarlamıştı beni bu sefer. Bir daha zor izin verirdi mutfağa girmeme.

DEMİRHANWhere stories live. Discover now