sister, brother.

396 30 28
                                    

Hayatımdaki en önemli kişi olduğunu, seni sevdiğim kadar kimseyi sevmediğimi her fırsatta söylüyorum.

O zaman sana aşık olmam gerekiyor değil mi?

Hayır, sana aşık değilim.

Aşk, geçicidir. Ne kadar inkar edilse de aşk geçicidir ve ben bunu, şu ana kadar yaşadığım iki aştan edindiğim tecrübeye dayanarak söylüyorum. İkisine de çok aşık oldum, hatta ikisi için de başka bir durumda olsam yapmayacağım şeyler yaptım ama bir sabah uyandığımda, onlara karşı hislerim geçmişti. Sadece bir uyku, bende onlara dair ne varsa götürmüştü ki bu 'Aşk geçicidir.' demem için yeterliydi.

Sen aşkım değildin, sana karşı olan hislerim aşk olsa şu dört sene içinde tenim tenine değmediği için inan bana biterdi ancak bitmedi. Sana olan hislerim yoğun, saf ve etkiliydi. Tıpkı aşk gibi, değil mi? Hayır, sana olan duygularımı aşktan ayıran çok önemli bir şey var ve o da, geçmemesi.

Sana karşı elbet bir bakış açım var? Ne biliyor musun? Bence biliyorsun, hissediyorsun. Sen benim abimsin, Jeon Jungkook. Sana aşık değilim ama sana karşı çok saf, geçmeyen bir ihtiyaç duygum ve tabii, bilindiği üzere sana çoğu zaman kızdığım, seni gördüğüm ilk andan hissettiğim sinir olma hissim var ve bu sadece, bir kız çocuğunun abisine olan hislerine uyuyor.

Sana ne kadar sinir olsam da en sonunda yine sana geliyor, sana dediklerimden dolayı kendime kızıyor ve sana ihtiyaç duyuyorum. Tıpkı bir kız çocuğunun, abisiyle her gün kavga etmesine rağmen, hayatındaki en önemli erkek sorulduğunda abisini söylemesi gibi.

Sana uygun terimi bulduğumda çok sevinmiştim çünkü yatağımda yatıp, uzun süre tavanıma bakarken bu konu üzerinde düşünmüştüm ve sonunda hayatımdaki yerini keşfetmiştim.

Benziyoruz Jungkook, sana bunu söylemiş miydim? Olaylara aynı tepki veriyoruz ve insanlara yaklaşımımız aynı. İlk başta senin çok soğuk biri olduğunu düşünmüştüm ama sonradan neden böyle davrandığını anlamıştım. Çünkü küçüktün Jungkook. Seni ilk tanıdığımda da altı erkek tarafından büyütülmüş bir çocuktun ve çok küçüktün. Hâlâ daha küçüksün.

Tam olarak ne örnek gösterebilirim tam bilmiyorum ama müzik zevkimiz oldukça benziyor, aynı tarz giyiniyoruz ve daha birsürü şey, bu konuda çok bir şey söylemek istemiyorum.

Anlayacağın kardeş gibiyiz, umarım sana gönderdiğim enerjiyi hep bahsettiğin telepati yoluyla hissediyorsundur çünkü burada sana ihtiyacı olan, manevi bir kız kardeşin var.

Biz beraber büyüdük Jungkook, seninle büyüdüm. Seni tanıdığımda ikimiz de küçüktük ve şu yaşımıza kadar beraber geldik. Ölüme kadar da seninle beraber olacağım.

Hatta düşünüyorum da, sana 'abi' demem için, birlikte büyüdüğümüzü söylemem için çok fazla nedenim var.

Uyku sorunlarım gerçekten var, bunu yazarken bile saat sabaha karşı üç. Bu 2015 yazından beri süregelen bir şey ve değiştiremiyorum. Ama bilirsin, bazen erken uyuman gerekir ya da bir şeyleri unutmak için uykuya başvurursun falan. İşte o zamanlarda, senin sesin bana çok fazla uyku bahşetti. Telefonumdan senin coverlarınla bir liste oluşturup, onu dinleyerek defalarca uykuya daldım ve inan çok güzel uyudum. Sana tekrar teşekkür ederim, gün içinde sürekli teşekkür ettiğim gibi, şuan da bana uykular verdiğin için sana tekrar, tekrar ve tekrar teşekkür ederim. Sana karşı en minnettar olduğum şeylerden birisidir.

Mesela, yağmurdan korkan biri değilimdir, hiç de olmadım. Aksine her yağmur yağdığında sokağa çıkıp koşmak isterim. Ama bazı zamanlar, gecenin bir yarısından bahsediyorum, fırtına çıkar, çok fazla şimşek çakar ve tüm camlardan tiz bir uğultu sesi gelir. O zamanlar çok korkarım. Hep senin yan odadan çıkıp, beni sarmalayıp "geçti." dediğini hayal ederim ve geçer. O telepati denilen, senin çok inandığın o şeyden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama geçiyor işte. Delirdiğimi düşünme. Bu sadece senin dediğin "Bana telepati yoluyla ulaşın." sözünden kaynaklanıyor ve ben senin sözünü dinlemekten başka bir şey yapmıyorum.

Ya da, senin mezuniyetini örnek gösterebilirim. O gece, sabah, ikisi de -çünkü bilirsin, aramızda altı saat fark var- uyumayıp, senin mezuniyetinden gelen tüm haberleri takip etmiştim. Saçların boyalıydı mesela, balyaj uygulanmıştı. Çok garipti, alışkın değildim çünkü sen saçını boyamazsın Jungkook. Ama biliyorum, saçların hakkında çok hassassın o yüzden saçların için hiçbir şey demeyeceğim. O gün, liseden mezun olduğun için seninle biraz dalga geçmiş, ingilizce notların aklıma geldikçe kendi kendime gülmüştüm. Tıpkı bir kız çocuğunun, abisiyle yerli yersiz dalga geçmesi gibiydi. Zaten sonra duygusala bağlayıp senin mezuniyetin hakkında son derece gurur falan duymuştum. Eğlenceli bir gündü, 6 Şubat 2017, hatırlıyorsun değil mi? Mezuniyetini unutacak değilsin.

Çok fazla okul anın yok, bunun için çok üzülüyorum. Ama önündeki yaşanacak güzel anılara bak, olur mu? Okul hayatı, her zaman güzel şeyler içermiyor. En azından buna sevin.

Onun dışında, sana gerçekten aşırı derecede sataşıyorum. Övdüğüm kadar sövüyorum da desem yeridir. Umarım onları ciddiye almıyorsundur çünkü hepsi şaka, almıyorsun değil mi? Almamalısın. Bazen söverek sevesim geliyor ve kendimi durduramıyorum, ne yapabilirim? Beni böyle kabul et.

Arasıra, günlük yaşamımda kendime 'Jungkook olsa bu durumda ne tepki ne verirdi?' diye sorup, tepkilerimi buna göre frenlemeye çalışıyorum çünkü kız kardeşler, abilerine oldukça benzemek ister, onlardan gördüklerini uygularlar. En azından ben öyle yapıyorum çünkü canım öyle istiyor, sanane?

Bunlar sana örnek gösterebileceğim, hayatımda baş gösteren en keskin durumlar. Umarım anlıyorsundur, ve bir gün tanıştığımızda sana 'Sen benim hiçbir zaman sahip olmadığım, seni tanıyınca keşfettiğim, gıcık, başarılı abimsin.' dediğimde bunu çabukça özümsersin.

Umarım seni abisi olarak gören, senden beş yaş küçük, seni hayatının her anında yanında hisseden bu kızı hayatının geri kalanında, istediğin bir anda hatırlayıp gülümsersin.

jeon jeongguk, by my side.Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz