11. Bölüm

870 65 14
                                    

       Bazen kötü kararlar verirdik. Kendimizi biraz aptal gibi hissettiğimiz zaman aklımıza bir anda hayatta verdiğimiz tüm kötü kararlar dolmaya başlardı. Luhan da işte tam olarak bunu yaşıyordu. Odanın içinde bir o yana bir bu yana yürüyor Sehun'un evden gidip gitmediğini sorguluyordu. Ya babasına olanları anlatırsa? Düşüncesi ona kafayı yediriyordu. Luhan ortalıkta bile yokken annesini sokağa atarlardı. Luhan yorulmuş bir şekilde omuzlarını düşürdü ve kendini olduğu yere öylece bıraktı. Popo üstü yere düştüğünde çıkan ses yüzünden Sehun direk odanın kilidini açıp içeri girdi.

   "Luhan? Ne oldu sana? İyi misin?"

   "Sadece beni bırakıp gittiğini sandım."

   "Luhan..."

        Luhan Sehun'un ona yaklaşması ile kollarını ona doladı. Başını boynuna gömdü ve onunda kendisi gibi yere oturmasını sağladı.

    "Seni bir daha yalnız bırakmam demiştin."
 
    "Biliyorum bebeğim üzgünüm. Sadece kızgındım."

    "Ben o kadar kızılacak birşey yapmadım. Kendin beni kızdırdın. Her zamanki gibi haklıydım. Bana bir sürtükmüşüm gibi kardeşinle olduğumu ve bunu bile isteye yaptığımı ima ettiğin için çok kızdım. Seninle ayrılmak istemiyorum ama seninle ayrılmak istememe sebep oluyorsun Sehun!"

      "Aptal olduğumu söylemiştim. Yine de ne zaman Kai'nin sana dokunmuş olabileceği aklıma gelse onu öldürmek istiyorum."

      "O bana dokunmadı. Hiçbir zaman dokunamadı. Benim isteğim yoksa kimse bana dokunamaz."

     "Ne demek bu?"

     "Sehun. Neyden korktuğunu biliyorum ama kardeşinle yatmadım. Çok bilmek istiyorsan öpüştük ve hepsi bu. Yani Sehun sen beni neredeyse onun kucağına itmene rağmen senden nefret edip bir başkasının kollarına koşamadım."

      Uzun zaman sonra ilk defa Luhan bacaklarını karnına çekti, kollarını bacaklarına doladı ve başını dizlerinin üzerine kapatıp sessizce ağlamaya başladı. Sehun Luhan'ın böyle küçülmesine alışıktı. Sehun ne zaman Luhan'ı üzse Luhan böyle ufacık olurdu kocaman odanın içinde. Ağlamazdı ama. Sehun Luhan'ın ağladığına nadiren şahitlik ediyordu. O bunları düşünürken Luhan kafasını kaldırdı ve bir anda sessizce akıttığı göz yaşlarının intikamını almak ister gibi bağırmaya başladı.

      "Seninle olmak niye bu kadar zor? Hayatta her boktan işimi yada sorumluluğumun üstesinden gelmişken sen neden bu kadar zorsun! Neden her gün seninle kavga etmek zorundayım? Senin aptallığının bedelini neden ben ödüyorum? Benim yerimde sen olmalıydın. En çok sen ağlamalıydın. En çok senin canın yanmalıydı. Oysa ki halime bak. Senin evinde belki de yüzlerce kez seviştiğimiz odada, yerde zırlıyorum kız gibi. İşte sen bana bunu yapıyorsun! Ve ben artık katlanamıyorum Sehun. Mutlu edeceksen bir an önce mutlu et çünkü bunca mutsuzluğu daha fazla çekmeyeceğim. Ayağıma prangalı gibi senin bana verdiğin hüznü sürüklüyorum gittiğim her yere. Yeter!"

      O sözlerden sonra başını tekrar dizlerine koydu fakat bu sefer sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Sehun içinde bir şeyler alev almışcasına yerinde duramıyordu. Acilen Luhan'a dokunmalıydı. Bu sexüel anlamda değildi. Ona sarılmak yada ellerini tutmak gibi bir şeydi. Luhan'ın onu bırakmayacağından emin olmak için yapılacak bir şey. Sehun hızlıca Luhan'ın bedenini kucağına çekti. Onu yan bir şekilde oturtup başını göğsüne yasladı ve saçlarını öperek rahatlattı. Yavaş yavaş eski hallerine döndüler. Luhan yeniden kollarını Sehun'un boynuna sarınca Sehun onu kaldırdı ve yatağa taşıdı. İkisi birlikte uzandılar. Luhan Sehun'un boynuna dolanan ellerini sıkılaştırırken Sehun da kollarını Luhan'ın beline doladı.

Evlilik SözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin