IV

829 77 59
                                    

" Chanjin! Chanjin, öldün mü? Yüzün komik görünüyor. Benim karnım acıktı. "

Chanjin daha öncesinde hayatında duyduğu en güzel alarm müziğinin kedisinin miyavlamaları olduğunu düşünüyordu ama insana dönüştükten sonra o miyavlamalar da kendi diline dönüşünce, o kadar eğlenceli değildi. Gözlerini açtı ve insana dönüşmüş kedisinin şişko yanaklarıyla karşılaştı. Demek ki hiçbiri rüya değildi... o gerçekti ve ona bakıp duruyordu. 

" Senin yüzün komik görünüyor. " deyip gülerek Yoongi'nin kafasını ittirdi. " Saat daha kaç? " 

" Saat okumayı bilmiyorum. Hem benim karnım acıktı. " 

" Tamam. " 

Chanjin arkasına dönüp komidinin üzerindeki saate baktı, 10'a geliyordu. Ne çok erken, ne de çok geç sayılırdı. Telefonunu kontrol etti ve Namjoon'dan hala bir arama ya da bir mesajın olmadığını gördü. Acaba başına bir şey mi gelmişti? Onunla uzun süredir arkadaştı ve böyle bir şey olursa gerçekten üzülürdü. 

" Ben duş alayım. " dedi Chanjin, yataktan kalkarken. " Sonra kahvaltı hazırlarım. " 

" Tamam. " 

" Hiçbir şeyi dağıtma. " 

" Tamam. " 

" Gerçekten samimi mi söyledin bunu? " 

" Samimi ne demek? " 

" Her neyse. " 

Chanjin normal rutini olarak banyoya gitti, kıyafetlerini çıkarıp kirli sepetine attı, bornozu ve baş havlusunu kenara astı ve duşa kabinin içine girdi. Bu sırada kahvaltıya ne yapması gerektiğini düşündü, Yoongi'nin normal insan yemeklerine alışması uzun süre alacaktı ve bu konu hakkında hiçbir yerden yardım alamayacağını da biliyordu. Yoongi bir kedi-insandı, muhtemelen dünyadaki tek örnek. Aniden onun bilim dünyasındaki olabilecek değerini düşünmeye başladı. Chanjin'in yaptığı aşıdan bir tane daha yapıp yeni bir kedi-insan yaratabilirler, onları çiftleştirebilirler, yeni bir soy üretebilirler ve onları satabilirlerdi. 

Düşüncesi bile o kadar korkunçtu ki. 

Ama daha korkunç olan şey, kesinlikle, duşa kabinden çıktığı anda karşısında yerdeki paspasın üzerine bağdaş kurup onu izleyen Yoongi'yi görmekti. Ani bir çığlık atarak hemen mahrem yerlerini kapattı ve ardından askıdaki bornozunun arkasına saklandı. 

" BURADA NE İŞİN VAR?! " dedi bağırarak, yine de, bu Yoongi'yi pek etkilemiş gibi durmuyordu. 

" Neden bağırıyorsun ki? " Yoongi hafifçe dudaklarını büzdü. " Bu seni ilk görüşüm değil. " 

Chanjin onun kediyken her duştan sonra banyoda oturup onu beklediğini hatırladı ve gerçekten de haklı olduğunu fark etti, ve bunu fark ettiği anda daha da tuhaf hissetti. Buna nasıl alışabileceğini gerçekten bilmiyordu, ama tek yaptığı bornozunu yine de hala ona görünmemeye çalışarak giyip ipini bağlamak olmuştu. Bundan sonra belki de kapıyı kilitlemesi gerekiyordu, eski devir sona ermişti. 

" Domuz istiyorum. " demişti Yoongi, Chanjin saçlarını kurutup kıyafetlerini giydikten sonra mutfağa ilerlerken. 

" Sabahları domuz yenmez. " 

" Ama domuz istiyorum ve saçların çok büyük görünüyor. " 

" Büyük denmez kabarık denir. " Chanjin aşağıdan tava çıkardı. " Yumurta yapacağım. " 

" Yumurtalar tavuktan çıkar. " 

" Bunu nereden biliyorsun? " 

" Televizyonda gördüm. " Yoongi sandalyelerin birinin tepesine tüneyip bağdaş kurdu. " Yumurtalar tavuktan çıkar sonra ufak sarı şeyler olurlar. Bana sarı şey mi yedireceksin? " 

CAT BUSINESS || min yoongiWhere stories live. Discover now