5. Bölüm| "Tesir Altında"

Start from the beginning
                                    

"Sen sadece ne için?" Durdu ve devam etti.

"Duydum söylediklerini. Benden ne kadar nefret ettiğini mesela. Ne kadar tipsiz olduğumu."

"Bravo Kerem. Oscarlık oyuncusun."

"Teşekkür ederim Zeynep."

"Ya bak birde dalga geçiyor!"

"Elin neden yüzümdeydi?"

"Bir nedeni yok."

"Nasıl bir nedeni yok?"

"Çünkü ben öyle istedim."

Söylediğimden sonra baya bir gülmüştü. Gülmek az kalır resmen kahkaha atıyordu. Çok güçlü kahkaha. Çok güzel gülüyor diye düşündüm. Ama saçmaladığım anlardan bir tanesiydi.

"Sen? Öyle isted- din."

"Ya ne gülüyorsun? Hani mesela hatırlarsan dün kumsaldan üzerimden kalkmamıştın. Sorduğumda 'çünkü ben öyle istiyorum' demiştin."

"Evet, çünkü öyle istiyordum."

"Güzel. Bende o an öyle istemiştim."

"Sen bana mı benzemeye başladın?"

"Saçmalama Kerem. O kadar zaman bile geçirmedik sonuçta 2 gündür tanıyoruz birbirimizi. Mümkün değil ben sana neden benzeyecekmişim?"

Söylediklerimden sonra yüzünde hiç görmediğim içtenlikte bir gülümseme oluştu. Ve dudakları biraz daha kıvrıldığında gülümsemesi güçlü bir kahkahaya dönüştü. Gülmesine neden olacak birşey söylememiştim ki.

"Ya neye gülüyorsun yine?"

Ağırlığını üzerime vermemeye çalışarak yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı ve kulağıma birşeyler söylemeye başladığında sesi adeta fısıldar gibi çıkmıştı.

"Aslında birinden hoşlanıp yada hoşlanmadığını onu ilk gördüğün dakikalar içinde anlayabilirmişsin. Kalbin anlar, beynin inkar edermiş. O yüzden saçma geliyor insana, yeni tanıştığı birine aşık olmak." 

Söylediklerine şaşırıp, anlam veremezken konuşurken kulağıma çarpıp geçen nefesini yüzüme yaklaştırırken boynuma değen burnu parmak uçlarıma kadar tüm damarlarımda sızlamaya neden olmuştu. Yüzünü tekrar yüzüme sabitlediğinde gözlerinde hiç karşılaşmadığım bir duygu hakimdi. Nefesi, burnumun hemen yanında dudaklarıma değerken gözlerim istemsizce kapanmıştı. Bunun olmasından nefret ediyordum. Midemde garip sızı oluşmamalı. Tam birşey söyleyecektim ki duyduğum sesle araladığım dudaklarımı geri kapattım.

 "Beni, sınırları zorlamaya itiyorsun kıvırcık."

Sınırlar ve zorlamak mı? Ben mi? Kerem'i sınırları zorlamaya itiyorum? Yine söylediklerine anlam veremezken hızlıca üzerimden kalktı ve yavaş adımlarla içeri yürümeye başladı. Bende ardından gittim. 

"Sınırları zorlamakta nereden çıktı Kerem? Ben sana ne yapıyorum?"

Durakladı ve bana yaklaştı. Tam karşımda durduğunda söze başladı.

"Şu an seni ne kadar istediğimden haberin var mı? Seni ne kadar öpmek istediğimde, sana ne kadar sahip olmak istediğimden haberin var mı?"

Söyledikleri vücudumda ki tüm kanın yanaklarıma hücum etmesini sağlarken birşey söylememe fırsat vermeden salona girip, telefonunu ve poşeti eline geçirip hızlı ve sert bir şekilde kapıdan çıktı. Bense arkasından bakmakla yetinmiştim.

~~**~~

Kapıdan hızla içeri girdiğimde aynı hızla odama çıkıp kendimi hemen soğuk suya bıraktım. Bu kız bende bu kadar etki yaratmamalıydı. Bu etkiden kurtulmalıydım. Dudaklarını düşünmemem gerekiyor. Tenin yumuşaklığını, kokusu silmeliyim. Ama kahretmesin ki beceremiyorum. Anlamda veremiyorum. Nasıl kurtulacağım bilmiyorum. Aklıma gelen ilk şeyle hızla duştan çıkıp kurulandım. Rastgele üzerime bir tişört ve pantalon geçirip telefonu elime alırken rehberden gözüme çarpan ilk numarayı aradım. Telefon daha ilk çalışta açıldığında şaşırmıyorum açıkcası.

Tutsak ~ZeyKer~ ►AskıdaWhere stories live. Discover now