"Hadi kalkalım canım çocuklar şimdi doluşur." Dediğimde ikimizde yataktan kalktık.

Alaz direkt banyoya geçerken, ben yatağı toparladım. İşim bittiğinde boşalan banyoya girdim ve işlerimi hallettim. Çıktığımda üzerimi giyindim ve odadan çıktım. Kış ayında olduğumuz için ev ayakkabılarımı da giyinmeyi unutmadım. Mutfağa inmeden;

"Çocuklar ben kahvaltı hazırlamaya iniyorum. Üzerinizi değişin, ev ayakkabılarını ve hırkalarınızı giymeyi unutmayın." Diye seslendim.

Üç ayrı odadan;

"Tamam anne." Cevabını aldığımda gülümseyerek mutfağa geçtim.

Mutfağa girdiğimde hızla kahvaltı hazırlamaya başladım. Çay suyunu koyduğumda Okyanus için patates çıkardım.

Zaman ne kadar çabuk geçmişti. Okyanus'um küçük bir bebek iken şimdi kocaman abla olmuştu. Düşüncelerim geçmişe kayarken yüzümde bir gülümseme peydah oldu.

Okyanus bir yaşını geçmişti ki hamile olduğumu öğrendim. Zaten istediğimiz için ikimizde çok sevindik. Benim hamileliğimi öğrenmemden sonra Defne Adel'i doğurmuştu.

İkinci kez anne olacağım için heyecanlanırken bunu duyan herkes çok sevinmişti. Zaman su gibi akmış ve doğum zamanım gelmişti.

Oğlumuzu kucağımıza aldığımızda dünyalar bizim oldu. Alaz erkek olduğunu öğrendiğinde sevinmişti ama o daha çok kız istiyordu. Oysa ben onun aksine erkek olmasına çok sevindim.

Tıpkı Alaz'ın Okyanus da yaptığı gibi, ben de oğlumuzun adını Ateş koydum. O an durumları eşitlemiştik.

Alaz'ın iki Okyanus'u, benim ise iki Ateş'im vardı.

Ateş'in doğumu ile evimiz daha da neşelenmişti. Okyanus küçük olduğu için Ateş'i ilk gördüğünde baya bir ağlamıştı. Sanırım kendinden de küçük birini görmek garibine gitmişti. Zamanla kardeşine alışmaya başladığında daha o yaşta abla olmaya başladı.

Çocukları büyük bir keyif ve çaba ile büyütmeye başladık. Bu arada Balın'ın da ikinci çocuğu oldu. Mirza kızı olduğunda kendini dünyanın en mutlu babası ilan etti.

Okyanus 3, Ateş 1 yaşındayken bir mucize oldu ve tekrar hamile kaldığımı öğrendik. Bu sefer çok şaşırmıştım, çünkü korunuyorduk. Doktorumla konuştuğumda böyle şeylerin olabileceğini söylemişti.

Zaten üçüncü çocuğu da istediğimiz için hiçbir sorun olmadı. Biz sadece vaktini daha sonra düşünüyorduk ama bebeğimiz daha erken aramıza gelmeyi seçmişti.

Yine büyük bir mutlulukla onun aramıza katılmasını bekledik. Bizim bebeği duyan diğer beyler, kızlara yeni bir bebek için baskı yapsalar da kabul ettiremediler. Bu yüzden de kaderlerine razı geldiler.

Üçüncü bebeğimizin de erkek olduğunu öğrendiğimizde çok sevindik. Alaz kız istediği için ilk başlarda surat assa da sonrasında o da sevindi.

Minik Rüzgar'ımız da aramıza katıldığında ailemiz tamamlanmış oldu. Doğum yaptığım zaman 4 yaşına yaklaşan Okyanus bu sefer kardeşini çabucak sahiplendi. Biz kıskanmasından korkarken o çok güzel abla olmaya başladı.

Ateş'in ve Rüzgar'ın üstüne titremeye başladı. Her dakikasını onlarla geçiriyor, Rüzgar'ın anlamamasına rağmen onun ile evcilik oynuyordu. Onların hallerini ve büyüdüklerini izlemek çok güzeldi.

Gözümün önünde kocaman olmuştular. Her ne kadar büyümelerini istemesem de yapacak bir şey yok. Allah ömür verdimi her doğan büyüyordu. Tıpkı benim minik bebeklerim gibi.

Yarım ŞarkımWhere stories live. Discover now