BÖLÜM 38

31K 1.1K 473
                                    

Bölüm +18 sahne vardır. Başladığı ve bittiği yeri belirttim.

İyi okumalar...


Yazardan...

Zaman hızla akıp giderken çoktan düğünün olacağı gün gelip çatmıştı. Geçen 1 ay oldukça stresli ve yorucuydu. Buna rağmen çiftlerimiz ve aileleri hiç bıkmadan her detayla ilgilendiler.

İsteme akşamı bu kadar erken düğün istendiği için Engin bey ve Rıfat bey çok sinirlenmişti. Kızlar ve sevdikleri adamlar çaresizce ne yapacaklarını düşünürken Agah bey ve İbrahim bey ustaca kullandıkları samimiyetleri ile iki öfkeli babayı yatıştırdılar.

Hanımlarda işin içine dahil olduklarında zavallı Engin bey ile Rıfat bey daha ne olduğunu anlayamadan düğün tarihini kabul etmiş oldular. O gece düğün tarihi 15 Eylül olarak belirlendi.

Ondan sonrası herkes için tam bir curcunaydı. Kadınlar toplanıp uzun bir yapılacaklar listesi çıkardılar. Elbette ki en başta da kızların gelinliği ile beylerin damatlığı vardı. Cavidan hanımın yakın bir arkadaşına gidip hazırlıkları başlattılar.

Kızlar hayallerindeki gelinlikleri anlatırken beyler de nasıl bir damatlık istediklerini tarif ettiler. Gelinlikler ve damatlıklar hızla hazırlanmaya başlanırken çiftlerimizin yeni durakları mekan oldu.

Düğünü nerede yapacaklarına bir türlü karar veremeyen gençler sonunda annelerine danıştılar. Herkesin farklı bir düşüncesi olunca işin içine babalar da girdi. Sonunda ortak bir kararla boğaza sıfır bir otelde güzel bir düğüne karar verdiler.

Kızlar isteme gecesindeki renkleri kullanmaya karar verdikleri için tüm organizasyon mavi, turuncu, sarı ve pembe üzerineydi. İlk başta herkese saçma gelse de renkler bir araya geldiğinde oluşan ahenk herkesi büyüledi.

Tüm bu hazırlıklar hızla süre giderken kızlarda ve beylerde büyük bir heyecan vardı. Beyler kavuşacakları kadınlarının aşkı ve tutkusuyla kavrulurken, kızlar bir de düğünün heyecanını taşıyordular.

Beyler sadece bir an önce kavuşmak isterken, kızlar düğünün mükemmel olmasını istiyordular. Bu kadar heyecanın yanı sıra Defne ve Gece de bir de hüzün vardı. Defne yanında olmasını çok istediği ama olamayacağı ailesinin yokluğuyla üzülürken karnındaki ufaklığından güç almaya çalışıyordu.

Bu küçük susam 9 haftalık olmuştu bile. Henüz Defne onun varlığını net olarak hissedemese de orada olduğunu bilmek ona güç veriyordu. Yekta ise tamamen değişmişti. Defne'nin üzerine daha çok titrerken onu ve küçük bebeğini gözünden sakınıyordu.

Tüm bu koşuşturma onlara zarar verecek diye aklı çıksa da elinden geldiğince koruyordu iki kıymetlisini.

Gece de ise durumlar daha farklıydı. Ona hiçbir zaman sahip çıkmayan ailesinin yokluğuna elbette ki üzülmüyordu ama kimsesizliğine üzülüyordu. Annelerin yanında onu seven bir annesinin de olmasını isterdi.

Alaz Gece'deki durgunluğu fark ediyordu, sebebini de biliyordu ama ne yazık ki elinden bir şey gelmiyordu. Sevdiği kadının içten içe kendini kahrettiğini bilmek canını yaksa da bir şey yapamıyordu. Sadece onu deli gibi seviyor ve bunu her dakika gösteriyordu.

Zaten Gece'yi de ayakta tutan buydu. Ateşinin ona olan sevgisi her şeyin üstesinden gelmesini sağlıyordu. Bir de Cavidan annesi vardı. Tüm gelinlerini çok fazla seviyordu ama Gece'ye daha farklı yaklaşıyordu.

Sanki onun içindeki acıları görüyormuş gibi üzerine titriyordu. Gece'nin yıllardır kararan kalbi bu insanların sevgisiyle aydınlığa kavuşuyordu. Bir zamanlar asla yapmayacağım dediği şeyleri şimdi iple çekiyordu.

Yarım ŞarkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin