Alaz hızla yanından uzaklaşan genç kıza baktı. Belki bırakması gerekiyordu kızı ama yapamadı. Birkaç büyük adım atıp kızı kolundan yakaladı ve kendine çevirdi.
Gökyüzünü andıran gözlerinde çakan şimşekleri gördüğünde Alaz'ın nefesi kesildi.
'Bıraksa...
Karşımda dimdik durmuş, yüzündeki kararı ifadeyle bana bakan adamı izledim bir süre. Ne diyeceğimi bilemediğimden sessiz kaldım. Ben ya bir rüya görüyorum ya da kafama saksı falan düştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ama her şey çok gerçek duruyor. Yekta karşımda üç parça takım elbisesiyle durmuş aşık olduğunu söylüyor. Tüm bunlar nasıl oldu?
"Defne iyi misin?" Dediğinde uzun süredir sustuğumu fark ettim.
"Yekta saçmalama da çıkar beni buradan."
"Çıkaramam." Dediğinde tepem attı.
"Ne demek çıkaramam? Aç şu kapıyı!"
"Boşuna bağırıp sesini yorma turuncu. Tek anahtarı camdan attım ve çilingir dahil kimse açamaz bu kapıyı." Dediğinde dehşetle baktım.
"Nasıl çıkacağız?" Diye sorduğumda sırıttı.
"Tek yöntem var o da girilecek özel şifre ve onu da bir tek ben biliyorum." Deyip daha çok sırıttı.
Sinirle ayağımı yere vurdum. Resmen kapana kısıldım ve kaçacak yerim yok. Bir anda aklıma gelen şeyle güldüm. Tabi ya telefonum. Kışları veya polisi ararsam beni kurtarırlar.
Yekta'ya belli etmeden sakin hareketlerle elimi çantama attım. Arkamı dönüp hızla telefonu çıkardım ve çabuk aramayı çevirdim. Daha çalmadan telefon elimden çekildi. Sinirle arkamı döndüğümde Yekta suratıma baka baka telefonumu duvara vurdu.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya!" Cırlasam da umursamadı.
Kendi telefonunu çıkarıp bir şeyler yazdı ve onu da duvara vurup parçaladı. İşte son umudum da bitmiş oldu.
"Yaramazlık yapmamalısın turuncu."
"Bana turuncu deme!"
"Tamam demem turuncu güzelim." Ya sabır.
Adam sinirlerimle oynuyor ya!
"Yekta ne istiyorsun?" Dedim bıkkın bir şekilde.
"Gayet net ifade ettim güzelim. Beni dinlemeni istiyorum."
"Ama ben dinlemek istemiyorum bay hödük!" Dediğimde kahkaha attı.
"Demek bay hödük?" Deyip tekrar güldü.
"Sevdim bunu turuncu." Dediğinde ne yapacağımı bilemedim.
Bana bakan mavi gözler öyle kararlıydı ki o an kurtuluşumun olmadığını anladım.
"Yekta sen dalga geçiyorsun ama ben ciddiyim. Konuşmak da dinlemek de istemiyorum." Cümlem bittiğinde bir anda ciddileşti.
Üzerime doğru yürümeye başladığında geri adım atmak istesem de kendimi durmaya zorladım. Dibime kadar girdiğinde gözlerime bakıp;
