Alaz hızla yanından uzaklaşan genç kıza baktı. Belki bırakması gerekiyordu kızı ama yapamadı. Birkaç büyük adım atıp kızı kolundan yakaladı ve kendine çevirdi.
Gökyüzünü andıran gözlerinde çakan şimşekleri gördüğünde Alaz'ın nefesi kesildi.
'Bıraksa...
Hepsinin iyi olduğunu ve bize bakarak güldüklerini görünce rahat bir nefes aldım. Yanımda olan Alaz'a baktığımda onunda benden farklı olmadığını gördüm.
"Günaydın." Diye hep bir ağızdan bağırdıklarında gülümsedim.
"Size de günaydın canavarlar. Aklımızı aldınız." Dediğimde kıkırdadılar.
Alaz'a döndüğümde onunda güldüğünü gördüm.
"Şaka yaptık annecim." Diyen oğlum ile tek kaşımı kaldırdım.
Çocuklarımızın şaka anlayışına acil el atmamız lazım.
"Siz şimdi şakayı görürsünüz." Diyen Alaz çocukların üçünü de yatağa devirdi ve gıdıklamaya başladı.
Odayı onların kahkahaları doldururken Okyanus;
"Anne kurtar bizi." Dedi.
"Hemen." Deyip bende gıdıklamaya başladığımda sesleri daha da yükseldi.
"Anne." Diye isyan eden Ateş ile onu gıdıklamaya başladım.
Alaz ile bakıştığımızda yeterli olduğunu düşünüp çocukları bıraktık. Anında hepsi odadan kaçarken kahkahamızı serbest bıraktık. En son odadan çıkan Okyanus kapıyı da ardından kapatınca Alaz bana sarılıp, yatağa devrilmemizi sağladı.
"Günaydın benim güzel okyanusum."
"Günaydın ateşim." Dediğimde dudaklarıma uzandı.
Gözlerim kendiliğinden kapanırken büyük bir zevkle kabul ettim dudaklarını. Alaz yavaş yavaş beni öperek bir süre tadıma baktıktan sonra geri çekildi ve alınlarımızı birleştirdi.
"Biraz sonra odadan çıkmazsak odayı basacak üç canavar olmasa şu an benimdin okyanusum." Diyen kocam ile inledim.
