➳ on yedi

4.3K 250 948
                                    

1. Parça:  Einaudi - Experience

2. Parça: Mariage d'Amour - Paul de Senneville

İyi okumalar, uzun zaman oldu, özlemişiz. 

-

Yapması gerekenler ve yaptıkları hakkında sık sık düşünür olmuştu Rowena. Şu ana kadar Tom'a karşı nasıl bir tavır sergilemesi gerektiğini ve bunun yanında nasıl bir tavır sergilediğini düşünürdü.

Çocukla bir şekilde yakın olmak zorundaydı. En başında belki çocuğa fazla yakın davranmıştı. Kontrol edemediği bu yakınlık, çocuğun kendisini öpmesine neden olmuş, olayların kontrolünden çıkmasına neden olacak şekilde gelişmesini sağlamıştı.

En başından beri biraz mesafeli davransaydı her şey daha iyi olabilirdi belki de. Sırf çocuktan uzaklaşmaması gerektiği için hissetmediği şeyleri hissediyormuş gibi davranmak zorunda kalmaz, çocuğu kandırması gerekmezdi.

Salazar hakkında da düşünüyordu. Nasıl davranması gerektiği ve büyük ihtimalle nasıl davranacağı.

Salazar Slytherin'i bir an önce ortadan kaldırıp görevi engellemesine izin vermemesi gerektiğinin farkındaydı. Bunu biliyordu. Ama ilk kez kendisinden şüphe ediyordu. Bunu yapabilir miydi? Bunun cevabını veremiyor olduğunu fark etmek içinde büyüyen sıkıntının kontrol edilemez hâle gelmesine neden oluyordu.

Şu ana kadar yanlarında olup fazlasıyla görevlerini baltalamıştı zaten. Bunun devamının geleceğinden de adı gibi emindi. Salazar her zaman görev adamı olmuştu. Ne hissederse hissetsin, ne düşünürse düşünsün görev her zaman önce gelirdi.

Rowena Ravenclaw için de hep bu böyle olmuştu ama hiçbir zaman kendini Salazar kadar güçlü görmemişti bu konuda. Kendisinin yerinde Salazar olsaydı büyük ihtimalle biraz bile düşünmeden kendisini öldürürdü. Öldürür müydü? Eğer görevin gerçekten tehlikede olduğunu hissederse, yapardı.

Öldürmek. Salazar'ı bir şekilde ortadan kaldırması gerektiğini biliyordu ama bunu bu şekilde yapmayacağı, yapamayacağı kesindi. Salazar'ı öldüremezdi. Kimseyi öldüremezdi!

Godric'e bahsederse sonucun ölüm olacağından da emindi. Belki de Godric'e söyleyip aradan çekilmeliydi. Kendisi için bunu hallederdi, böylelikle görevi başarıyla tamamlayabilirlerdi.

Kendi kendine söylenerek düşüncelerinden uzaklaşmaya çalıştı. Saçlarını karıştırıp gözlerini kırpıştırdı. Elindeki kitapta birkaç sayfa ilerlemişti ama ne okuduğundan bile haberi yoktu.

Öldürmeyi düşünmesi bile hataydı. Salazar'ı öldüremezdi, birinin öldürmesine izin de veremezdi. Her zaman aklını kullanarak sorunları çözmenin bir yolunu bulmuştu. Salazar'ın kendisi kadar temiz oynamayacağından emindi. Eğer kadının kimliğini bildiğinden emin olduğunu anlarsa bunun üstüne oynamaktan çekinmezdi. Kadının kafasında şüphe olarak kaldığını düşünürse de kafasını karıştırmak için bunu kullanmaya çalışırdı ki Rowena'nın yapacağı da tam olarak bu olacaktı.

Emin olduğunu hiçbir zaman belli edemezdi. Bu da Gryffindor'a söylememek demekti. En iyi bildiği şekilde oynayacaktı. Kimseyi olaya dahil etmeden.

Godric'e anlatmayacak, Salazar'ın kendisi için attığı yemleri birer birer yiyecek asla tam olarak istediğini eline vermeyecekti. Onu ne kadar süre oyalayabilirse, o kadar zaman kazanırdı. Salazar ne zaman net bir hamle yaparsa ancak o zaman karşılık verirdi.

"Bu kadar derin ne düşünüyorsun?"

Düşüncelerine o kadar dalmıştı ki dışarıdan gelen sesle sıçradı. Elini hızla atan kalbinin üzerine götürüp birkaç derin nefes aldı.

salazar // dramioneWhere stories live. Discover now