➳ on beş

4.2K 291 814
                                    

Okul boşalmış, herkes Noel tatili için evlerine gitmişti. Tom'un gitmediğini görmek kendisi için bir avantajdı. Aralarındaki uzaklığı kapatıp tekrar yakınlaşabileceğini umut ediyordu.

Bundan bir kaç gün öncesine kadar, ne kadar yakın olurlarsa olsunlar birbirlerine ailelerini ya da gerçekten hissettikleri şeyleri hiçbir zaman anlatmamışlardı. Konuştukları ödevlerden, okuldaki bir kaç kişiden, profesörlerden ya da şakayla karışık boş muhabbetlerden öteye gidememişti.

Tom'un kendisini neden bu kadar duvarların arasına hapsettiğini, kimseyle kolay kolay arkadaş olmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Ailesiyle ilgili hiç konuşmamışlardı, Tom'un ailesine dair gerçekten hiçbir şey bilmediğini o sabah kahvaltı ederken fark etmişti. Nasıl daha önce bu konuda konuşmak aklına gelmemiş olabilirdi?

Kendi kendine kızıp söylenirken kahvaltısını bitirmiş ardından Tom'u bulabilmek için deli gibi okulu aramıştı.

En sonunda Tom'u Karagöl'e karşı bir bankta otururken bulmuştu. Yalnızdı, elinde yine bir kitap vardı ve bu soğuğa rağmen hiç de rahatsızmış gibi görünmüyordu.

Adımlarını yavaşça ona çevirdi, kayganlaşmaya başlamış olan çimlerde sağlam adımlarla yürümeye çalışıyordu. Hava o kadar soğuktu ki gözleri yaşarmıştı, dudaklarından çıkan sıcak buhar havaya karışıyordu.

En sonunda banka vardığında hiçbir şey söylemeden oturdu. Tom kafasını kaldırmadı ama gözleri kitabın sayfasında dolaşmayı bırakmıştı. Derin bir nefes alıp yanında kimse yokmuş gibi davranmaya devam etti ama aynı zamanda kulak kesilmiş, kızın konuşacağı anı bekliyordu.

Rowena ne demesi gerektiğini, ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. Özür mü dilemeliydi? Ama ne için özür dileyecekti ki?

Gece boyunca Nagini'nin Salazar olup olmama ihtimalini düşünüp durmaktan uyuyamadığı için yorgun hissediyordu. Belki de bu kadar düşündükten sonra diğer gün hemen üstüne düşmesi gerekirdi fakat Tom'un gönlünü almak daha çok önem taşıyormuş gibi görünmüştü gözüne.

"Tatil için neden eve gitmedin?"

Tom kafasını kaldırdı, dikkatle kıza baktı. "Benim evim burası."

Rowena ağzını açıp ne diyeceğini bilemedi. "Üzgünüm." diye mırıldandı uzunca bir sessizliğin ardından. Tom da çoktan kitabını kapamış, yer yer donmuş gölü izlemeye başlamıştı.

"Ne için?" diye mırıldandı.

Rowena derin bir nefes aldı, ciğerlerine hücum eden soğuk hava titremesine sebep oldu. "Böyle patavatsız bir şekilde sormamalıydım. Aile özel bir konu."

salazar // dramioneWhere stories live. Discover now