17.Bölüm

16.4K 1.2K 70
                                    

2018
Kemal , babasına göz ucuyla bakıp bakışlarını hemen annesine çevirdi.
Zeliha'nın burada ne aradığını merak eden genç adam cevabı annesinin de bilmediğini bakışlarından anladı.
Ayşe ise oğlunun merakla süzdüğünü sandığı kendince gelin adayının kim olduğunu oğluna anlattı.
Kadın ne planlar yapmışken başına gelen bu olay ile keyifsizdi .

"Zeliha benim  uzaktan akrabam . Ailevi bir sorunları olmuş , ondan burada ."
"Anladım ."
Ayşe ,kendisini izleyen Kemal'den bakışlarını kaçırmaya çalıştı.
Oğlu ile aralarında öyle bir bağ vardı ki , genç adam annesinin derdini sıkıntısını bir bakışta anlardı.
"Beni niye çağırdınız , gerçekten hastane işi falan var mı ? Öyle bir şey varsa , annem sen niye dönmüyorsun ? Orada ki doktorlar çok daha iyi ilgilenirler." Deyince yaşlı adam karısı ve oğlunun konuştuğu mevzuya balıklama atladı.
"Ayşe yoksa hasta mısın ? Benden mi saklıyorsunuz siz!"
Kemal adama sinirle bakıp sabır çekti.
"Her şey senin etrafında dönmüyor.Annem hasta olsa niye senden saklayalım !"

Ayşe ,kendisine soru işaretleri ve endişe ile bakan kocasının yanına gidip elini tuttu.
"İyiyim ben ,Kemal mesleği icabı biraz endişeli sadece , değil mi oğlum ?"
Genç adam annesinin hala bu tavrına kızsa da kadının kendinden istediğini bozmamak için sustu.
"Ben biraz odamda dinlensem iyi olur.
İsterseniz kızı da yatacağı odaya götüreyim burada uyumasın ."

"Ah düşünceli oğlum benim ."diyerek kocaman adamın yanaklarını sıktı.
Kemal ise Zeliha'yı kucağına alırken kızın yüzündeki yaralar ile iç çekti.
Kim neden onu bu hale getirdi diye düşünüp durdu.
Gece annesi ve babası uyuyunca kızın yattığı odaya sessizce girdi.

"Zeliş uyan ,zeliş diyorum ."
"Hih ! Kemal sen geldin mi ?"
"Sessiz ol annemler uyuyor. "
"Ben özür dilerim ,ben böyle olsun istemedim. Kemal beni bir dinleseydin eğer .."
Genç adam elini tutmak isteyen kızdan hızla çekti.
"Zeliş bak ben seni sevdim ,bunu hep kabul ediyorum ama sen sevmedin. Sadece arkadaşlarına hava atmak için beni kullandın. Hem zaten üstünden kaç zaman geçti . Unuttum ,sana kızgın ya da dargında değilim ."
Zeliha gözlerinden akan yaşlarla adama baktı.
"Babam beni zorla evlendirecek ,istemiyorum Kemal yardım et bana nolur ! Sırf annenden yardım istemek için yalanlar söyleyip durdum."
"Ne yalanı !"
"Sürmeneli Ayşe nasıl Alamancı oldu dedim . Amacım senin ne yaptığını beni unutup unutmadığını anlamaktı."

"Eee !"
"O da anlattı işte .."
"Beni mi yoksa babamı mı anlattı?" Deyince kız adamın Ahmet'ten bahsettiğini düşünüp başını aşağı yukarı salladı.

"O zaman bana her şeyi anlat Zeliha geçmişi artık benim de bilmem lazım."

Zeliha adamın geçmişi bilmediğine şaşırıp kaldı.Annesi ona anlatmamışsa vardır bir bildiği diye düşünüp derin bir nefes aldı.

"Ayşe aba sana hiç mi bir şey anlatmadı ?"
"Hayır ,ne söylersek söyleyelim hiç bir şey anlatmıyor ne bana ne de kardeşlerime .Gerçi babamada anlatmadığı şeyler var . Annem sır saklamayı pek sever . "
Oysa Zeliha adamın babam deyişinden Ahmet'i bildiğini sanmıştı.
Kız adamın son sözleri ile hiç bir detay bilmediğini anlayınca yutkundu.

Sonra aklına gelen kurtulma planı ile yerinde biraz doğruldu.

"Halimi görüyorsun , babam acımadan evleneyim diye dövdü. Neymiş Avrupa görmüşler ,zenginlermiş ."
"Eee !"
"Sende Avrupa gördün, zengin sayılırsın da ..."
"Zeliş ne demeye çalışıyorsun açıkça söyle ."
"Sen istesene beni babamdan,hemen verir. Üstüne sen bir de doktor oldun değil mi ?"

Kemal kıza şaşkınlıkla baktı. Üç sene önce delikanlı olduğu zamanlarda bu güzele vurulmuştu.
Sessiz sakin biri olan ,Kemal kızın oyunbaz hallerine kanmıştı.
Meğerse kasabadaki kızlar arasında iddiaya tutuşan Zeliş ben onu tavlarım demiş ve başarmıştı da ..
Kemal'in ilk ve son aşkı olarak kalbinin en derinliklerine yıllar evvel gömülmüştü.
Şimdi ise zorla yeniden hayatına girmek istiyordu.
Zeliş kaşlarını çatarak kendini izleyen adamın elini tutunca Kemal kızın elini itti.
"Bu da yeni oyunun mu ? Babam dövdü deyip duygu sömürüsü mü yapacaksın !"

Adamın sinirden atan damarını görünce kızın yüzü aydınlandı.
"Sen hala beni seviyorsun . Unutmadın ,ondan bu öfken değil mi ?"
"Zeliş sus yoksa annem babam burada demeyip  ,haline bakmadan evden kovacağım."
"Ne olur yardım etsen ,bende sana bilmediğin aile geçmişinizi anlatırım. Sonra beni istemezsen boşarsın."

Kemal kızın kendisine ettiği teklifi bir an düşündü.
Ne kaybederdi ki bir imza ve onunla zamanında dalga geçmiş bir kızla geçirilecek  güzel  bir kaç gece ..
Ateşli gece ...

Hem annesinin anlatmadığı gerçekleri öğrenirdi hemde zamanında canını yakan bu kızdan intikamını da en güzel yolla alırdı.

Kemal ,kıza hiç bir şey söylemeden odadan çıkıp salona geçti düşünmeye başladı.
Zeliş ile ne yapacağını aklında evirip çevirirken annesi ve babası arasındaki sırrı artık anlatması gerektiğini düşünüyordu.
Genç adam babasının hala anlamayan bu haline sinir oluyor ,öfkesini adamdan çıkarıyordu.
Oysa bu sır bir gün ortaya çıktığında en çok babasının canı yanacak ve hesap soracağı bir Ayşe olmayacaktı !

1989
Fransa

Rıfat karşısında kendisine evlenme teklif eden kızın gözlerinin içine bir an kalbinden geldiği gibi baktı.
Sonra aklına abisi ve Cristina gelince derin bir iç çekti.
Onun yüzünden ölen iki canın üstüne Ayşe ile mutluluk kurabilir miydi ?
Üstüne üstlük bu yarım haliyle kıza yazık olmaz mıydı?
Adam kendisinden cevap bekleyen Ayşe'ye başını sağ sola sallayarak cevap verdi.
"Olmaz ,ben senin abin sayılırım." Deyince kız kahkaha ile gülmeye başladı.
"Abim öyle mi !"
"Öyle , aklından çıkar seninle ben kağıt üzerinde sahteden bile karı koca olamayız ."
Ayşe sinirle kucağında uyuyan Kemal'i uyandırmamaya çalışarak fısıldadı.
"İyi benim listede daha başka adaylar var . Madem seninle olmaz bende Mahir'e sorarım. Olmadı Hüsniye teyzenin oğlu ,hani şu Türkiyeden getirdi de karısı kaçan var yaa !" Deyip odadan çıktı.

Rıfat'ı öyle bir hale soktu ki adam o gün ilk kez yataktan kalkmayı denedi.
Ertesi gün herkesten önce salona gelip kurulan Rıfat ile Fadik hanımın ağzı bir karış açık kala kaldı.
"Oğlum sen buraya tek başına nasıl geldin ?"
"Sürünerek anne !" Diye çıkışınca Ayşe adamın haline bakıp gülümsedi.
'Biz seni daha çok süründürüz değil mi Kemal ? Bu amcanı adam ederiz seninle !" Deyip kıkırdadı.

Kahvaltı sofrasında Rıfat'ın gözleri Ayşe'deyken kız adamın kendine bakması ile heyecanını saklamaya çalışarak öksürdü.
"Ben dün iki sokak aşağıda bir ev buldum. Kemal ile oraya taşınacağız .
Bir şey var ben oturum almak için bura doğumlu biriyle evlenmem lazım ,malum Ahmet Türkiye'de doğduğu için hala kaçağım ve oturum alamam . Eğer sizin fabrikada para karşılığı ile evlenecek bir fransız  varsa anlaşalım " deyince Dursun bey kaşlarını çatıp kıza baktı.
"Rıfat var ya o burada doğdu evlenin gitsin. Hem sana pek meraklıdır sahip çıkar . Taşınmanıza iki kira vermeye de gerek falan kalmaz . Fuzuli masraf çıkarmayın ."

Ayşe içinden sabır çekerek Dursun beye  konuştu.
"Dursun amca ,Rıfat abi beni kardeşi gibi görüyor bende onu ABİM bildim .
Hem ben kim olarak sizin evinizde kalacağım değil mi  ? Laf söz olur nikahsız  bir erkek kadın aynı evde durmaz . Rezil olmayalım koru komşuya ." Deyip kucağına üstü başı çikolata olan Kemal'i alarak yüzünde hain bir gülümseme ile salondan odasına geçti.

Masa da oturan herkes iki sene yanlarında sessiz sakin kalan Ayşe ile mi yoksa başka biri ile mi konuştuklarını çözemediler.
Üstüne Dursun beye baba demek yerine amca demesi ise hem adamın hemde Rıfat'ın canını çok sıkmıştı.
Şimdi bu kız Mahir'in anasına babasına  mı öyle seslenecekti .
Aklına Ayşe'nin karnı burnunda hali gelince çay bardağını masaya vurdu.
"Doydum ben ."
Fadik hanım oğlunun haline gülerek bardağı elinden aldı.
"Oğlum o elindeki bardak baston değil . Ayşe'yi çağırmak istiyorsan getiririm ben bastonunu" dedi.

Bir Tutam Hasret Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin