22.Bölüm

14.5K 1.1K 29
                                    

Pencereden  uzun uzun bakmak gerekir bazen ...
Sokakta  akıp giden hayatı izlediğini sanırken , insan en çok kendi içine bakar ama farketmez .
Pencere önünde düşünür geçmişi geleceği ,hayatı sorgular .
O rüzgarın soğuğu yüzüne vururken  sigara içmek en çok pencere önünde efkarlandırır .

Ayşe de yıllardır mesken tuttuğu pencere önünde kabul etmesede yine Rıfat'ın gelme ihtimalini bekliyordu.

Sözde Ahmet ile yaptığı evliliğinin  ilk zamanları ona abi olan adamı gönlünün ne zaman sevdiğini bulmaya çalışan kız ,ilerdeki köşe başına gözleri takılınca derince bir iç çekti.

Yıllarca Rıfat'ın o köşe başından eve gelişini izler ,bazı günler oturur özellikle beklerdi.
Elindeki ekmek torbasındaki ona gizli aldığı çikolatayı sallamasını, o has gülümsemesini görmek  için beklerdi.
Bu yaptığının aşk ya da sevda
olduğunu bile bilmeyen kız sığınmıştı en şefkatli limana ..

Rıfat kimsesizliğine çare ,canına yoldaştı.
Ayşe'nin esaret edildiği parmaklıklara umut getiren beyaz güvercini olmuştu.

Ona abi ,baba ,kardeş ya da dost arkadaş isimleri takmanın  kız için çokta önemi yoktu.
O Ayşe'ye gizlice çikolata veren , bir şey kırdığında ben kırdım diye suçu üstlenen  ,her akşam yemek yiyip  yemediğini soran ,annesine karşı bile koruyan    Rıfat'tı.

Adamın habersiz gidişinin üstünden aylar geçmiş tek haber dahi alamamıştı.
Bir telefon etmemiş bir mektup bile yollamamıştı.
Ayşe bunları düşünürken Rıfat'ın ,Ayşe'ye yazdığı mektupları Fadik hanım ve Hatice kızdan sakladılar.
Ayşe her geçen gün azalan umudu ile ne yapacağını düşünürken ayaklandı.
Hayatı beklemekle geçmişti artık pencere önünde gelmeyecek bir adamı beklemek istemiyordu.

Kemal'i yanına almadan koştur koştur evden çıktı.
Arkasından bağıran Fadik hanımın sesine tahammül edemez şekilde kulaklarını kapayıp nefes nefese indi.
Mehmet'in dükkanına gelince içeride gördüğü genç adamla başını eğdi.
Yusuf ise karşısında gördüğü kızın güzelliği ile yutkundu.
Mehmet ,Ayşe'nin utandığını anlayınca Yusuf'u kibarca dışarı gönderdi.
Adam giderken bile Ayşe'yi süzerek gitti kız ise başını yerden kaldırmadan gitmesini bekledi.

"Abi ben evlilik işi için ."

"Ayşe ne oldu kızım ,hani vazgeçmiştin Rıfat'ı bekleyecektin ?"

"Gelmiyor ki abi ? Hiç bir haber bile göndermiyor ."
"Emin misin kızım bak bu işin geri dönüşü yok . Üç sene evli kalmak zorundasın. Ondan habersiz evlendin diye Rıfat bir ömür affetmez seni ."

"Bana haber vermeden ,vedalaşmadan gitti ." Deyince Mehmet kızın omzuna dokundu.
"Tamam ben bir bakınır sana haber veririm."
"Sağol abi kusura bakma seni de böyle durmadan rahatsız ediyorum."
"Estafurullah kardeşim sen bana Mahir'in emanetisin ." Deyince Ayşe adama daha mahçup oldu.
"Karısı nasıl oldu ,bebeği düşmüş diye duydum çok üzüldüm. "
"İkizlermiş birisi düştü .Her şerde bir hayır vardır bu da Mahir'e ders oldu ."
Adamın burukça gülümsemesi ile Ayşe'de karşılık verdi.
Kızın gidişini uzun uzun izleyen Yusuf konuşmaları duymuş ,Mehmet'in dibinde bitmişti.
"Ben evlenirim bu kızla !" Mehmet adama kaşlarını çattı.
"Sana göre değil bu kız ,başkasının namusuna sakın göz dikme ."
"Ben ciddiyim evlenirim parada istemem ."
Mehmet ne yapacağını düşünürken aklına gelen ile Yusuf'un omzuna vurdu.
"İyi o zaman sen evlen ,bu kızla " dedi.
Yusuf kızla geçireceği üç senenin hayalini kurarken  , Mehmet'in de kafasında vardı bir şeyler...
Akşamına Ayşe'yi arayıp damadı bulduğunu söyledi.
Para işini soran kıza sonra hallederiz deyip konuyu kısadan kapattı.
Adamın asıl amacı bir araya gelemeyen aptal aşıkları kavuşturup zamanında yaptığı yanlışın bedelini ödemekti.

Mehmet ne yaptı ne etti Dursun efendiden Rıfat'ın kaldığı kliniğin adını öğrenip telefon numarasını buldu.
Kurduğu plan ile Rıfat'ın iki elinin kanda olsa da geleceğini biliyordu.

Elindeki numarayı çevirmeye başladı.

2018
Kemal annesi ile mutfaktan sesi gelen Zeliha ile kalbinin gün gün umutla dolduğunu hissetti.
Kız açık açık boşanmam başına kalırım demiş kendiside buna gönüllü olmuştu olmasına da sürer miydi evlilik neden meret tutkuyla .
O zamanlar  kalbimdekinin sevgi olduğunu bilemedi ,Zeliha'ya hissettiği çekimin adını tutku koydu ...

Başını çevirince kara kara düşünen adama Rıfat'a baktı.
Annesinin anlatıp anlatmadığını merak eden adam düşündü.
Anlatmış olsa şu an kendisinin ağzı burnu kan içinde olurdu değil mi ?
O bu ikilemdeyken adam kafasını kemiren soruyu oğluna sordu.
"Annenin buraya birden neden geldiğini biliyor musun ?"
Kemal başını eğince Rıfat sinirle evden çıkıp soğuğa rağmen yürüdü.
Ayşe salona gelince Kemal'e gülümsedi.
"Alışacak ,sadece zaman ."
"Hadi git getir daha düğün alışverişine çıkacağız ."
"Anne ,babam ile ne zaman konuşacaksın."
Ayşe mutfaktan yanlarına gelen Zeliha ile sustu.
"Hadi Kemal şimdi sırası değil oğlum,git babanı çağır . Düğün arası üşütüp hasta olmasın."
"Neden böyle zor işleri bana veriyorsunuz ki ?"
Ayşe gülümseyerek oğlunun yanına geldi sımsıkı sarıldı.
"Çünkü sen Kemal'sin ,böyle paytak paytak yürür ben ağlarken yanıma gelir "ağyama anni" derdin . Sende böyle o küçük kollarınla sımsıkı sarılırdın. Sen benim babana kavuşmama vesilemdin ."deyince Kemal'in gözleri doldu.
"Çok mu bekledin babamı ?"
"Bir ömür "deyip iç çeken kadına kapıdan onlara bakan Rıfat söylendi.
"Asıl ben seni bir ömür bekledim . Zaten ortakçım vardı birde çocukların oldu Rıfat'ı unuttun sen ."
Ayşe oğlunun kollarının arasından çıkıp kocasına sığındı.
"Sen ,benim seni nasıl sevdiğimi çok iyi bilirsin ."
"Bilirim " diye gülen adam ile Kemal ,Zeliha'nın elinden tuttu.
"Biz çıkalımda taze aşıklar kavuşsun. Hiç rahatsız olmayın canım sarılın siz ." Diye sahte sitemle kızın elini tuttu kiraladığı arabaya doğru bırakmadan yürüdüler.
Kasabadan çıkana kadar konuşmayan ikilinin sessizliğini Zeliha'nın umut kokan sözleri böldü.

"Annen ve baban çok güzeller benim ailem hiç böyle değildi.Babam hiç bir zaman bize sevgisini gösteren bir adam olmadı. Onun için önemli olan tek şey eve getirdiğimiz paraydı.
Senden sonra evlenmek istemediğimde hiç karşı çıkmadı sormadılar neşeli ,kıpır kıpır gülen Zeliha'ya ne oldu demediler.

Kocaya gidersem bir maaş eksilecekti ya işlerine geldi. "
"Özür dilerim eğer o gece olmasaydı belki kendine bir aile kurardın."
"İyi ki ben o gece senin oldum .Kemal ben seni çok sevdim kiminle evlenirsem evleneyim unutamazdım.

Her şeyden vazgeçtiğim anda İsmet amcanın torunu beni istedi.
Annenin geldiğini duyunca bir umut kapınıza geldim.
Benim aile kurmak istediğim tek adam hep sen oldun.
Bizde de annen ve baban gibi olamaz mıyız ? Sende bir gün benim seni sevdiğim gibi sevemez misin ?" Deyince Kemal arabayı boş bir yere çekip durdu.

"Şist niye ağlıyorsun ? Ağlama !"
Parmağı ile kızın akan gözyaşlarını sildi.
"Sen öyle bir zamanda çıktın ki karşıma ben köşeye sıkışmıştım. Annemden sonra güvendiğim tek kadınsın. Ben aşkı pek bilmem ama güvenmeyi ,sırtını yaslamayı kalbini açmayı bilirim . Zamanla belki biz de annem ve babam gibi oluruz. Zeliha sen bana hep zor anlarımda geliyorsun ya ,sana kapılmamam mümkün olmuyor ."
Genç kız adamın sözleri ile ağlayarak sarıldı.
"Sakın beni bir daha bırakma ,o iddia sen benimle konuştuğunda bitmişti.
Sevgili olmayı hiç düşünmemiştim sen başlattın ama yine sen bana kızdın küsüp gittin."
" Ben sana kendimi affettireceğim ."
"Bak bunu söz sayarım."
"Söz veriyorum inatçı keçim söz . Biz seninle güzel bir sevda yaşarız. Sen yeter ki bana güven ver. Beni bırakıp gitme ."
Kızın alnından öptüğünde ikisininde yüzünde kocaman bir mutululuk oluştu.

Sonraki günler hızlı bir şekilde akıp gitti.
Ayşe ve Rıfat'ın bütün çocukları abilerinin düğünü için geldiler.
Aile arasında da olsa Zeliha ve Kemal'e güzel bir düğün yapıldı.

Düğünde yorulan Ayşe kendini yatağa bıraktığında düşündü.
Her şey bir vesileye bakıyordu.
Ayşe bir anda Trabzon'a gelmese Zeliha ve Kemal ayrı düşecekler belki kavuşamayacaklardı.
Sonra daha derin düşündü .
"Rabbim isterse onların yolları yine birleşirdi. " deyip iç çekti.
Rıfat'ın ona doğru gelişi ile yataktan kalktı.
"Bir şey mi oldu Rıfat ?"
"Bana niye söylemedin Ayşem ."

Ayşe'nin dudaklarının arasından bir hıçkırık koptu.

Bir Tutam Hasret Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin