°12°

4.3K 403 178
                                    

  

   "Park Jimin, suçunu kabul ediyor musun?" Yöneticinin sorusunu düşündüm bir süre. Suçumu kabul ediyor muydum? Daha doğrusu suçum var mıydı? Görevim belirlenmişti, dünyaya gitmiştim. Jungkook'a sahip çıkmıştım. Ona düşmüştüm. Konseyden uyarı gelmişti. Bana düştüğünü öğrenmiştim. Konseyi umursamamıştım. Ve buraya getirilmiştim.

   "Suçum olduğunu düşünmüyorum." içimdeki son cesaret kırıntılarıyla konuşmuştum. Konsey beni gebertecekti. Bu kadar küstah olmanın sonucu buydu eminim.

   "Suçunun olmadığını düşünüyorsun? Park Jimin bir melek ile bir insanın ilişki yaşamasının neresi suç değil?"  ilişkimiz falan yoktu ki Jungkook ile. Olmak üzereydi ama konsey üyeleri izin vermemişti.

   "Sayın konsey yöneticisi, evet suçum olduğunu, bir insanı sevmenin suç olduğunu düşünmüyorum. Lütfen en kosa sürede kararınızı verin. Ve beni Jungkook'un yanına gönderin." ukalaca davranmıştım. Bunu çok çok iyi biliyordum. Fakat tek çözüm buymuş gibi hissediyordum. Eğer ukalaca davranırsam beni geri gönderirler... Belki.

   "Park Jimin, yaptığın bu terbiyesizlikte neyin nesi?!" Konsey yöneticisinin sesi salonda yankılandı, yankılandı ve kulaklarıma çarptı. Kulaklarım bir saniye olsun rahat edemiyordu. Huzursuzlardı.

   "Park Jimin, duruşman yarına ertelendi. Şimdi defol."

👼

    "Jimin, dostum, konsey yöneticisini dövdün resmen." Hoseok'un güzeller güzeli kahkahası kulaklarımın pasını silmişti. Bu yüzden mutluydum. Hoseok'a cevap vermek yerine sırıttım. "Seni tekrar aramızda görmek güzel."

   Evet, evet ben de onları çok özlemiştim ama yerim burası değildi. Bunu neden kimseye anlatamıyordum?

   "Yoongi ile nasıl gidiyor?" merak etmiştim. Bu konuyu daha önce hiç düşünmemiştim ama şuan deli gibi merak ediyordum. Sahi Hoseok en yakın arkadaşımdı. Yoongi ise eski sevgilim. Ve şuan ikisi sevgililerdi. Kıskançlık falan duymuyordum. Fakat merak ediyordum. Bilirsiniz en yakın arkadaşınız eski sevgilinizle birlikte olursa garip hissederdiniz. Aslında daha çok kızarsınız ve bu durumu ihanet olarak değerlendirirdiniz. Benim duygularıma bakacak olursak, kızgın değildim. İhanete uğramış gibi de hissetmiyordum.

   "Jimin, bak ben bu konuda cidden çok üzgünüm. Sadece... Yoongi çok kötüydü. Ona destek olmaya çalışıyordum. Sonra her şey birden bire gelişti." konuştukça yüzündeki gülümsemesi düşüyordu. Biliyordum beni kırkmaktan deli gibi korkuyordu. Üzülmemi istemiyordu.

   "Hoseok bunların hiç birisi önemli değil. Sadece mutlu olun istiyorum."

   Kızmadığımı anlayınca eski gülümsemesi yine yüzüne yerleşmişti. Bana kalırsa Hoseok hep gülmeliydi. Gülmek en çok ona yakışıyordu çünkü... Hoseok sımsıkı sarıldı bana. Dostluk sarılışı... Mutluydum şuan belki ama bir yanım eksikti. Anlarsınız ya, bir şeye kavuşmak üzereyken kavuşamamanın eksikliğini taşıyordum.

    "Ah, sen şeyi biliyor muydun? Namjoon hyung birisine fena düşmüş." Hoseok heyecanla dedikodu konusunu başlatırken gülümsemiştim. Kim demiş erkekler dedikodu yapmaz diye.

👼

   Zaman çok ama çok çabuk geçiyordu. Namjoon hyungun dedikodusunu yapmıştık bol bol. Konsey elçisi olan Seok Jin'den hoşlanıyordu. Biliyorum demek istemiyorum ama sabah olan afilli sözlerinden böyle bir şey olduğu zaten belliydi.

   Gece yarısı çoktan geçmişken Yoongi gelmiş, uyuyamadığından yakınmıştı. Sonrasında ise Hoseok ile odalarına gitmişlerdi.

   Ben ise odamda yalnız kalmış sabah olana kadar konseye vereceğim cevapları düşünmüştüm. Cevabım, istediğim şeyler belliydi. Sabahın en erken saatinde ise konseyin karşısına çıkarılmıştım yaka paça.

👼

   "Park Jimin, kararımızı verdik. Yaptığın şeylerin affedilir bir yanı yok. Her türlü ceza alacaksın. Sana iki seçenek sunacağız. Ya burda ömür boyu kalırsın, en alt tabaka melek olarak görev yaparsın. Ya da Jungkook'un yanına dönersin."

   Bu kadar kolay mıydı? Çok zor şeyler beni bekliyor sanıp tüm gece kendi kendimi yemiş bitirmiştim. İstemsizce gülümseme yayıldı yüzüme. Jungkook'a kavuşacaktım.

   "Ama," dedi konsey yöneticisi. "Bu kadar kolay değil." aklımı okumuştu o değil mi? Lanet olsun bir an önce burdan kurtulmak istiyordum. "Eğer Jungkook'un yanına dönmek istersen, Jungkook'un seninle olan tüm anıları silinecek. Seni hatırlamayacak. Onun karşısına bir insan olarak çıkacaksın."

   Hayat bizi hep iki seçenek arasında bırakıyordu. Hangisini seçeceğinize karar veremiyordunuz. Gözünüze ikisi de kötü sonuç verecek gibi geliyordu. İyi sonuç verecek olan tahmin edilemiyordu. Hayat acımazsızdı.

   "Kararını ver Park Jimin..."

Angel °Jikook°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin