50.Kalbimdeki Deniz

Start from the beginning
                                    

"Hah kuzum uyandın sonunda"

"Allah aşkına Banu, beni öldürmeye mi niyetlendin!?"

"Ay haspama bak, sana yardım edende kabahat"

"Yardım mı!? Kızım o ne ağır kokudur öyle ya"

"Aman ne yapayım yani, yanımda kolonya vardı da ben mi kullanmadım. Hem sende bayılma öyle her vara yoğa" Leyla bu sözleri duyduğu gibi aklına dank edince neden bayıldığı, Banu'ya baktı korku dolu gözlerle. 

"Banu, biz hastaneden neden ayrıldık. Ömer... o nasıl?"

"Bana bak! Söyleyeceğim ama sakın düşüp bayılma ha uğraşamam seninle"

"Banu!"

"İyi be! Ömer uyandı" Leyla duyduğu bu sözlerle donup kaldı. Onun bu durumunu gören Banu telaşla söylendi.

"Ay bu yine bayılacak! Leyla kuzum kendine gel, iyi misin?"

"İ...iyiyim ben, Ömer... o iyi miymiş?"

"Ben sadece uyandığını biliyorum o kadar"  

"Banu öyleyse  bizim burada ne işimiz var? Hadi gidelim hemen hastaneye"

"Yok gidemeyiz, yani en azından şimdilik"

"Neden?"

"Vallahi bilmiyorum, Ömer uyanınca Melek seni alıp götürmemi istedi. Gelecekmiş, konuşacağız bakalım"

................

Deniz uçaktan inip havaalanı binasına girince gözleri etrafta tek bir kişiyi aradı. Giderken gelmişti ama döndüğünde yoktu işte. Giderken neden gidiyorsun der gibiydi ama şimdi kesin neden geldin diyecekti. Haklıydı... ne dese... haklı. Deniz bu düşünceler içinde karşıdan gelen annesini görünce kocaman gülümsedi.

"Kuzum! Hoş geldin"

"Hoş buldum annem" Deniz annesinin etrafına baktığında babasını göremeyince hüzünle baktı annesine.

"Babam gelmedi mi?" 

"İşi yoğunmuş bu gün kızım, o yüzden gelemedi" Annesinin bu sözleri söyledikten sonra elini alnına götürüp yere bakması her şeyi anlatmıştı Deniz'e, babası da Kemal gibi gelmemişti. Önceleri olsa bu kadar ayrılıktan sonra iki eli kanda olsa gelirdi, özlerdi biricik kızını. Anlaşılan bundan sonra artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.  Ama olsun, ne olursa olsun her şeyi yoluna koyacaktı. Deniz hayatında ki iki adama, ilk ve son aşkına kendini affettirecek, yeniden güvenlerini kazanacaktı.

Deniz eve geldikten sonra akşam yemeğine kadar dinlenmek için odasına çekilmişti. Evin yardımcısından ise babası geldiğinde haber vermesini istemişti. Kapısının tıklatılmasıyla heyecanla ayağa kalkıp kapıyı açtı.

"Deniz hanım Yusuf bey geldi, haber vermemi istemiştiniz"

"Çok sağ ol hemen iniyorum aşağıya" Deniz üstüne başına çeki düzen verdikten sonra koşa koşa aşağı indi özlemişti ilk aşkını, özlemişti sırtını yasladığı dağını, çok özlemişti babasını. Koşarak indiği merdivenin sonuna geldiğinde, babası da ceketini çıkarmış ev terliklerini giyiyordu. Koşup babasının boynuna sarılmak isterken onun soğuk ve katı bakışları engelledi bu yapmak istediğini. Bunca zaman sonra hiç mi özlememişti. Sonra aklına geldi, kendisi arkasına bile bakmadan giderken düşünmüş müydü babasının ne halde olduğunu... düşünmemişti! Bu düşüncelerle gözlerinin buğulanmasını engelleyemedi ve dudaklarından sadece adı döküldü özlediğinin.

"Baba!" Yusuf bey kısa bir süre baktı kızının yüzüne.

"Hoş geldin kızım" Deniz'in cevap vermesine bile müsaade etmeden Gülizar hanıma döndü Yusuf bey.

Aşk'ı kıyametWhere stories live. Discover now