What is a Soulmate? |TaeKook|

10- Ruh eşi nedir?..

Hi brossssss, eğleniyor muyuz gençğlerrrr,..
Tuhaf bir bölüm oldu ama sevin yine de wkdbfkfjfn sizi çooooğğgk seviyorum. İyi okumalar gittim..   💜💜💜💜💜💜💜💜💜kontrol etmedim bu arada qjsbdjffnf nys öhm...
Arada geçmişle kesitler yapacağım bu arada bilginize..

"Sana kahve getirdim Taehyung." önüme koyulan kahveyle kafamı kaldırıp Jaebum'a baktım.

"Teşekkürler Jae." yanıma oturan bedene gülümseyerek konuştuğumda o da gülümsemiş ve uzanıp gözlüğümü yavaşça çıkarmıştı.

"Kendini çok yoruyorsun Taehyung." yakınırcasına konuşurken dudak büzmüştüm.

"Biliyorum Jae ama başka çarem yok." beni onaylarken tam ağzını açmıştı ki birisi bana seslenmişti.

"Taehyung, Bay Kim seni çağırıyor." kim olduğuna bakmadan ayağa kalkıp patronumun odasının önünde durmuş ve yavaşça kapıyı tıklatmıştım.

Kapıyı açıp eğilmiş ve patronuma yaklaşmıştım. Patronum çok yakışıklı bir adamdı. Bazıları sırf onunla yakınlaşabilmek için bile iş teklifiyle gelirlerdi. Patronumuz Kim Mingyu olunca bunlar normaldi tabi.

"Ah Taehyung, gel otur şuraya." eliyle önündeki koltuğu gösterirken oturmuştum.

Yüzüne bakıp konuşmasını beklerken elindeki kalemi bırakıp konuştu.

"Taehyung yeni bir iş aldık. Hem de çok büyük bir iş." bunlar da normaldi tabi. Şirketimiz büyük bir şirketti. Konuşmasına devam etti.

"Şu son zamanlarda trend olan kitabı bilirsin." kaşlarımı çatıp konuştum.

"Ruh eşi nedir? adlı kitaptan mı bahsediyorsunuz? Hani şu kendini sır gibi saklayan yazarı olan kitap?" sorarcasına konuştuğumda beni onaylamıştı.

"Evet ta kendisi. Aracı yoluyla yazar ona götürdüğümüz teklifi sonunda kabul etti. Kitabını çevirmemize izin verdi. Ve kendisi bu gün buraya gelip anlaşmayı imzalayacak. Yani sır gibi sakladığı kimliğini belli edecek." nedense heyecanlanmıştım.

"B-bu çok güzel bir şey." gülümseyip ayağa kalkmış ve karşımdaki koltuğa oturmuştu.

"Aynen öyle. Ama seni uyarayım. Kitabın çevirmenliği sana âit. Yazar yaşlı biri olabilir. Çok genç biri de olabilir. O yüzden hep suyuna git. Sana güvenim tam Taehyung." heyecanla onu onaylamıştım. Ben de bu şirkette çevirmenlik yapıyordum. Aynı zamanda menajerlik için de ders almıştım. Ama menajerlik yapacak birini bulamayınca o işi askıya almıştım.

"Gözünüz arkada kalmasın efendim." ayağa kalkıp izin istemiş ve odadan çıkmıştım.

Kolum aniden tutulunca geriye sendeleyip Jaebum'a baktım.

"Ne dedi?" merakla baktığında gülümsedim.

"Çevirmenlik için yeni bir iş verdi bana. Ruh eşi nedir? adlı kitabı çevirmem gerekiyormuş." kaşları havalanmıştı.

"İyi de onun yazarı bilinmiyor ki." yürümeye başlarken konuştum.

"Evet ama bugün buraya gelecekmiş." daha da şaşırdığında bilgisayarımın başına geçip oturmuştum. Belim feci ağrıyordu...

~•~•~

"Herkes hazır mı?" patronumuz heyecanla görevli kişileri yokluyordu. Hepimiz resmen kapı girişinde hazır ol da bekliyorduk. Hepsine göz devirip kafamı eğmiştim. Neden bu kadar hazırlık yapıyorduk ki?

Kafamı eğdiğimde ayakkabı bağcığımın açık olduğunu görmüş ve eğilip bağlamaya başlamıştım. Pekala, ayakkabı bağlamayı hâla zorlu mücadelelerle yapabiliyordum.