🚢11.Bölüm🚢

978 100 17
                                    

İyi Okumalar...
🐳

Günün geri kalan bölümü çok güzel geçti. Güvertede güneşlendiler, kamışlarla soğuk kokteyller içtiler. Yeşil salonda müzik dinlediler, nefis bir öğle yemeği yediler, öğleden sonra incecik sandviçler ve kremalı pastalarla birlikte mis kokulu çaylar içtiler ve bol bol gevezelik ettiler. Akşam yemeğinden önce, bir süre parmaklıklara yaslanıp denizi seyrettiler. İki gün önce olup bitenlerden bir daha hiç söz edilmedi. Kai olanların tamamen unutulmasını istiyor gibiydi.

O gece bir kıyafet balosu düzenlenmişti. Yolcular böyle bir balonun düzenleneceğinden daha gemiye binmeden haberdar edildikleri için hazırlıklı gelmişlerdi. Kyungsoo önceleri hiç ilgilenmemiş ama sonra annesinden kalan dikiş makinesinin başına oturup, yine annesinden kalan becerileriyle kendisine kolları bağcıklı bir gömlek dikmişti.

Kıyafet balosunda giyilecek giysilerle akşam yemeğine de gidilebiliyordu. Restorana gelenler ya çok gülünç ya çok pejmürde ya da son derece dikkat çekici bir kılıktaydılar. Masalarına yerleşmiş olanlar salona yeni girenleri ya kahkahadan kırılarak ya da hayranlıklarını belirten seslerle karşılıyorlardı. Kyungsoo kendi masasındakilerin de kıyafetlerini akşam yemeğine gelirken giyeceklerini duyunca, kendisi de giyinmeye karar verdi.

Hazırlandıktan sonra aynanın karşısında her zamankinden biraz daha fazla kaldı. Alçak gönüllülüğü bir kenara bırakıp şimdiye kadar hiç bu kadar erkeksi olmadığına karar verdi. Gömleğinin geniş V yakası boynunun tüm güzelliklerini sergiliyordu. Saçlarını her zamankinin aksine dağınık bir şekilde havaya dikmişti. Bu onu olduğundan daha uzun boylu göstermiş ve farklı bir hava katmıştı.

Kyungsoo dikkat çekecek kadar iyi göründüğünün farkındaydı ama restorana girdiğinde böylesine ilgi uyandıracağını ummamıştı. Çift kanatlı kapıdan girip salonun dibindeki masasına doğru ilerledi. Önce birden ortalığı kaplayan sessizliğin kendisiyle ilgili olduğunu anlamadı. Ama şaşkınlıkla çevresine baktığında , salonda ki neredeyse bütün gözlerin üzerinde olduğunu gördü. Her zamanki gibi başı dik vücudu yay gibi gergindi. Kızararak ilerleyip masasına varmayı başardı.

"Muhteşemsin!" Sessizliği bozan Sehun'du. Margie de onu onayladı. "Şekerim salonun ortasında yürürken seksi bir prens geliyor sandım." Hayran hayran Kyungsoo'ya bakıyordu. "Peki sen beni nasıl buldun? "

"Harika görünüyorsun Margie!" Sonra Sehun'a dönüp korsan kıyafetlerinin güzel olduğunu söyledi. Kai, Romalı bir general kıyafetindeydi. Konseptsiz gelen bir tek kendisi vardı. Kyungsoo Kai'ye sadece gülümsedi. Çünkü Kai ona sanki ilk kez görüyormuş gibi dikkatle bakıyordu. Kyungsoo gözlerini indirdi. Sıkılganlık duyuyor ve kendini rahatsız hissediyordu. Şu soğukkanlı ve kendinden emin Nicole'ün rahatlığı bende olsa keşke diye düşündü.

"Tebrikler," dedi Kai sonunda. Bir buçuk saat sonra balo salonunda birlikte dans edinceye kadar da başka tek söz etmedi. Balo salonunda tatlı bir müzik çalıyordu. Salon hafif loş bir biçimde aydınlatılmıştı. Kai son derece nazik bir sesle,"Çok güzelsin..." dedi. Kendine bu kadar yakışan bir kıyafeti nereden buldun?"

"Ben diktim."

"Sen mi diktin?" Kai neredeyse dans ettiklerini unutmuş ve durmuştu. Ama başka bir çiftle çarpışmak üzere olduklarını görünce Kyungsoo'yu salonun ucuna sürükledi. "Kendin diktin ha?"

"Evet, bunda bu kadar şaşıracak ne var ki? Eski dönemlerde ki asillerin bu tarz gömlekler giydiğini görmüştüm. Bende kendime bir tane yapmak istedim. Nasıl dikebildiğime şaşırdın değil mi? Aslında o kadar kolay ki!"

"Yani... çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Erkekler genellikle bu işleri pek karışık bulurlar.."

"Ah, terzilerin çoğunluğunun erkek olduğuna bakarsak erkeklerin büyük bir kısmı kumaş kesip biçmeyi pekte karışık bulmuyor. Bende annemden öğrenmiştim."

Denizin Melodisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin