🚢3.Bölüm🚢

1K 111 27
                                    

İyi okumalar...
🐳

Herkes birbirleriyle tanıştı. Kyungsoo gözlerini Kim Kai’nin yakışıklı yüzünden alamıyordu. Yedi değişik yemeğin verildiği akşam yemeği, şarap kadehleri ve şamdanların yarattığı romantik havada sürüyordu. Garsonlar işlerinden çok hoşlanıyor gibiydiler. Üç ay sonra da böyle düşünecekler miydi acaba? 

Masada sürdürülen konuşma, başlangıçta biraz zorlamaydı. Kyungsoo bunun Kim Kai’den kaynaklandığına karar verdi.  Hiç durmaksızın gevezelik eden Margie Stromberg’den kaynaklanamazdı. Gözlerini bir an olsun Kyungsoo’dan ayırmayan Oh Sehun’da gevezelikte Bayan Stromberg’den aşağı kalmıyordu. Ama Kyungsoo ile Kai dinlemeyi yeğliyor, önlerine konan nefis yemeklerle ilgileniyorlardı yalnızca. Yemeğin sonunda herkes birbirine kibarca iyi geceler diledikten sonra, Kyungsoo restorandan çıkarken kendini Margie ile yan yana yürürken buldu. 

"Gömleğin ne kadar da güzel şekerim," diye konuşmaya başladı Bayan Stromberg. "Ama o kadar incesin ki üzerinde emanet gibi durmuş, buna rağmen oldukça yakışmış. Beni sorarsan, ben yemek yemesini çok severim. Çok yanlış bir şey bu tabii! Sakın şişmanlama. Ama sen daha yirmi yaşındasın. İnsan kırkını geçtikten sonra şişmanlamaya başlıyor."

Kırk yaş...

Kyungsoo kendisini nasıl bir sonun beklediğini öğrendiğinden beri zamanın ne kadar hızlı akıp gittiğini düşündü. Bayan Stromberg’e, değil kırkına, yirmi bir yaşına bile gelemeyeceğini söyleseydi, kim bilir ne kadar şaşırırdı. Kadın konuşmaya devam ediyordu. Kyungsoo randevusu olduğunu söyleyip izin istemeseydi daha da konuşacaktı. 

"Kendine bir arkadaş mı buldun yoksa?"

"Şey..." Kyungsoo bir saniye duraksadı. "Evet, öyle." Kyungsoo iyi geceler dileyip güverte boyunca uzaklaştı. Bir süre parmaklıklara dayanarak denizi seyretti. Baekhyun’la buluşmasına daha on beş dakika vardı. Uzakta biri belirdi. Gelen, bir an karanlıkta kaldı. Kyungsoo sadece siluetini seçebildi. Boyundan ve yapısından kim olduğunu anlamamak imkansızdı. Gece kulüplerinden birinin penceresinden gelen bol ışığın altından geçerken yüzü göründü.  Ama Kyungsoo kim olduğunu daha önceden tanımıştı zaten: Kim Kai... 

Gezinin sonuna kadar aynı masayı paylaşacağı adamlardan biri... Kyungsoo kaşlarını çattı. Daha bir hafta bile geçmeden onun varlığından sıkılacağını biliyordu, ama aynı sofraya oturmaya devam etmek zorunda kalacaktı. Fazla durgun bir adamdı. Çok az konuşuyordu. Ne konuşulursa konuşulsun, o ince ve yakışıklı yüzünde en ufak bir gülümseme belirmiyordu. Daha şimdiden sıkılmış görünüyordu. Kyungsoo, acaba nisan başında gemi tekrar Southampton Limanına döndüğünde ne halde olacak, diye düşündü kendi, kendine. 

Kai, Kyungsoo’nun durduğu yerin az ötesinde durdu. Dirseklerini parmaklıklara dayayarak, bir heykel gibi hareketsiz, karanlık geceyi seyre daldı. 

Kyungsoo tam oradan ayrılacakken, Baekhyun’un hızlı hızlı geldiğini gördü. "Erkencisin," dedi yanına gelince. Sonra hiç duraksamadan Kyungsoo’nun koluna girerek, onu gece kulübüne doğru sürükledi. Kyungsoo, Kim Kai’nin yanından geçerken, adamın dudaklarında alaycı bir gülümseme, yüzünde küçümseyici bir ifade sezdi. 

🐳

Denize açılalı üç gün olmuştu. Fayson, New York’a doğru yol alıyordu. Kyungsoo, Baekhyun’un daha şimdiden kendisine gereğinden fazla bağlandığını görüyor; sonradan acı çekmemesi için gönlünü daha fazla kaptırmadan bu arkadaşlığa bir son vermek gibi tatsız bir görevle karşı karşıya kaldığını hissediyordu. Kyungsoo ondan çok hoşlansaydı bile, bu durumda bu ilişkinin gelişmesine izin veremezdi.  Eğer denize gömülecekse, arkasında kalbi kırılmış genç bir adam bırakamazdı. Kendi düşüncelerine kendi de şaştı. Durumunu derinden düşünüyor, kendi hayatı değil de bir başkasının hayatı söz konusuymuş gibi tarafsız bir tutum alıyordu. Birkaç dakika sonra Baekhyun’la buluşacağı yüzme havuzuna doğru ilerledi. Bir gün önce de aynı saatte orada buluşmuşlar, havuzun kenarındaki masalardan birinde oturup kahve içmişlerdi.  Baekhyun gelmişti bile. Yüzünde ki ifade, Kyungsoo’nun kuşkularını doğrular nitelikteydi. Onu görür görmez, o içten bakışlar aydınlandı. Hemen gülümsedi. 

Denizin Melodisi Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang