Karantina - Üçüncü Perde - 14.Bölüm : Anne

En başından başla
                                    

"Onur... Şu an odaklanmamız gereken tek şey Zeynep'i oradan nasıl kurtaracağımız, biliyorsun. Değil mi?" Onur öfkeyle Rıza'ya döndü.

"Direkt soracağım. Direkt cevap vereceksin. Tamam mı?" dedi tane tane dişlerinin arasından. Rıza üzüntüyle başını salladı.

"Tamam..." diye mırıldandı.

"Annemle hikayen bana anlattığın yerde bitmedi... Değil mi?"

"Bitmedi. Doğru."

"Annemle ben doğduktan sonra da görüştünüz. Değil mi?"

"Evet... Ama çok değil... Belki iki belki üç kez... Annenin ruh hali çok dengesizdi Onur. Bazen beni yanında istiyor bazen beni sokağına bile sokmuyordu..." Onur bu duydukları karşısında yıkılmıştı. İçinde oluşan korku Ender'in doğruları söylüyor olabileceğiydi.

"Yani... Annemle ben doğduktan sonra birlikte oldunuz... Değil mi?" Rıza bir kez daha pişmanlık dolu bir ifadeyle başını salladı.

"Yani kız kardeşim bu birliktelikten doğmuş olabilir. Öyle mi?" dedi Onur acı içinde. Gözleri öfkeden dolmuş çaresizce Rıza'nın yüzüne bakıyordu. Hayatında kendisini hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti...

"Evet..." dedi Rıza aynı şekilde, gözleri dolmuş bir çaresizlikle, "Olabilir..."

Onur öfkeyle başını salladığında tüm bu olanlara inanamıyordu. Zeynep ve kendisinin kardeş olabilecek olmaları düşüncesi Onur'u deliye döndürmüştü. İlk başta yalan gibi gelen bu düşünce şimdi bir ihtimale dönüşmüştü. Onur'un tam şu an tek yapmak istediği şey bulunduğu yerde küle dönmek, yok olmaktı. Oysa küle dönmek yok olmak değildi... Var olmaktı.

"Ama sana yemin ederim... Annen senin benim çocuğum olmadığına beni inandırmıştı. Bebeğin ise doğduğundan bile haberim yoktu. Annen beni son kez terk ettiğinde ben ülkeyi terk edip gittim, sen de biliyorsun. Bebek ondan sonra doğmuş olmalı..."

"O bebeğin ismi neydi... biliyor musun?" dedi Onur harabe bir halde. Rıza kaşlarını çatıp Onur'a döndü.

"Neydi?"

"Zeynep... Küçük kardeşimin ismi de Zeynep'ti..." Rıza tüm bu tesadüflerin onları götürdüğü yolun olabilme ihtimali içinde boğulurken kızı olduğu iddia edilen kızın düşmanının ellerinde olmasıyla nefes alamaz hale geliyordu her bir dakika. Gömleğinin düğmelerini bir bir açarken arabanın camını yağmuru umursamadan açtı.

"Nefes alamıyorum..." diye mırıldandı kendi kendine, "Bu Allah'ın belası cehennemin içinde nefes alamıyorum..." Onur Rıza'ya uzun uzun baktı.

"Zeynep senin kızınsa diye bu haldesin değil mi? Şimdi kendini benim yerime koy, ya da koyma. İçine gireceğin ruh hali sana kaza yaptırır." Herkese karşı her şeye karşı öfke doluydu Onur. Aklında Zeynep'in yüzü, aklında Zeynep'in gözleri, aklında Zeynep'in elleri...

"Zeynep zaten benim kızım." dedi Rıza sertçe, "Zeynep'i ben en başından beri kızım kabul ettim, bunu sen de çok iyi biliyorsun. Onun için her şeyi yapacağımı onu senden eksik görmeyeceğimi sen de çok iyi biliyorsun!"

Onur bir şeyler söylemek için öfkeyle ağzını açtı ama saniyesinde ağzını kapatıp söyleyeceklerini içine attı. Yoksa bu işin sonu herkesle her şeyle kavga etmeye doğru gidecekti ve kimseye geri dönüşü olmayacak hiçbir şey söylemek istemiyordu.

"Anneni hastaneye götürdüler..." dedi Rıza birkaç dakikalık bir sessizliğin sonunda.

"Annem mi?" Onur yaşadığı şokun etkisiyle neredeyse annesini kurtardıklarını unutmak üzereydi, o an bir aydınlanma yaşadı.

Karantina SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin