Arkadaşımın Meteor Abisi (BİTTİ!)

"Ama hazır değilim.."

Uzun zamandır yoktum, ama geldim! Özlediniz biliyorum. Yazabildiğimce uzun yazmaya çalışacağım bundan sonraki bölümleri, çünkü 9-10 bölüm sonra bu hikayeyle elveda edeceğim sizlere. Hepsine birden vakit ayıramıyorum, bu hikayem bittiği zaman diğer bir hikayeme yoğunlaşacağım. Bütün kitaplarım bittiğinde kısa bir ara verip yeniden bir kitap yazmak istiyorum ama klişe, her zamanki tarzda istemiyorum. Bakalım, bitsin de bir hikayeler karar vereceğim. Onlar bitene kadar, 4-5 ay geçer. Şimdiden planlamaya hiç gerek Yok aslında. Neyse, fazla uzun tuttum iyi okumalar. Satır arası yorum atarsanız çok çok öperim 💕

***

Bir kaç gün sonra...

*
"Benim sevgilim erkenden kalkmış, bana kahvaltı mı hazırlıyor?"

Arkamdan belime sarılan kollarla birlikte yüzümde bir gülümseme oluştu. Eğilip boynumu öperken bende bundan gayet hoşnut bir şekilde işimle ilgilenmeye devam ediyordum.

"Müsaade edersen eğer kahvaltı hazırlıyorum hayatım."

Belimdeki kollar daha da sıkılınca elimdeki bıçağı yerine bıraktım.

"Hadi ama Cenk, minik bir işim kaldı. Hem ben çok acıktım.."

Kollarını belimden çekerken aynı zamanda söylenmeyi ihmal etmiyordu da!

"Karıma rahatça sarılamayacağım da!"

Sırıttım ister istemez, çok seviyorum ben bu adamı ya!

Hazırlama işlemim bitince masaya geçtim.

"Dışarıya çıkardık, neden kendini yordun? Tatile geldik sonuçta."

"Aman! Ne olacak, elime mi yapışacak?"

Sırıtırken bir yandan ağzına zeytin attı ağzına.

"Zaten tatilinin keyfini çıkart bugün, yarın sabah kahvaltıdan sonra gidiyoruz."

Yüzümü astım.

"Neden?"

"Şirkette işler beklemez.."

"İyi!"

Kahvaltı boyunca bir daha konuşmamıştık. Kahvaltı bittiğinde bulaşıkları makina olmadığı İçin elde yıkamıştım.

"Kahve yapacağım, içersin değil mi?"

"İçerim gülüm."

Gülüm mü demişti? İlk defa gülüm dediğini duymuştum.

"Gülüm ha?" Güldüm.

Yanıma gelip yanağımı koklayarak öptü.

"Gül gibisin, benim gülüm."

Elimi sakallarına koydum.

"Ellerim sakallarına çok yakışıyor."

"Sen bir bütün halinde benim yanıma çok yakışıyorsun sevgilim."

Makina ötünce kollarını belimden çektim ve kahveyi fincanlara döktüm.

"Temiz havada içelim."

Kahveleri tepsiye koyup bahçeye çıktık.

"Hayalim ne biliyor musun Selin?"

Koltukların birine oturmuş kahvemi yudumluyordum.

"Nedir?"

"Futbol takımı gibi olsun ailemiz, böyle iki çocukla kalmayalım. Üçüzlerimiz olsun, ikizlerimiz olsun. Kocaman bir aile olalım istiyorum."