Bölüm 4| ...eğer bir duygu barındırıyorsa içinde, canı yansın!

Start from the beginning
                                    


Bu görevi de yerine getirmiş olmanın rahatlığı vardı içimde. Belki hayatımı böyle bir intikam için mahvediyor olabilirdim ama bir önemi yoktu. Dayım ne peşinde olduğumu bilmese de ve ilk üniversitemi kazandığımı öğrendiğinde çok sevinmişti ama bölümümü gördüğünde şaşırmıştı. Çünkü istediğim bölümün bu olmadığını biliyordu fakat bir şekilde onu ikna etmeyi başarmıştım.


Mezun olduktan sonra benim için en zor süreçti. Dayımı Ankara'da kalmaya ikna etmem gerekiyordu. Ondan uzakta geçirdiğim 4 yıl onlar için de benim için de kötü geçmişti ama alışmıştım. Şimdi buraya tamamen yerleşmek istediğimi söylediğimde tepkisi beklediğim gibi oldu. Başta karşı çıktı, nedenini sordu. Ona burayı çok sevdiğimi, burada bir iş sahibi olmak istediğimi, CV'mi çoktan birkaç şirkete gönderdiğimi, onlardan cevap beklediğimi söyledim. Öyle hemen ikna olmadı elbette. Bu yüzden mezun olduğumda 6 ayım memleketimde geçmişti. O süreçte asıl önemli olan işleri halletmeye başlamıştım.


Kimliğimin gizli kalması gerekiyordu. Adımın Masal olarak kalmasını istiyordum fakat soyadım planlarımı hemen yıkabilirdi. Üstelik kimliğimde yazan annemin adı, işleri anında batırırdı. Bu yüzden de aklıma gelen bir fikirle hemen Mert'e gittim. Bu fikir çok tehlikeliydi fakat gerekliydi de.


Kapıyı Mert'in annesi Filiz teyze açmıştı. Kısa bir karşılanma merasiminden sona ona Mert'i sordum ve o da beni içeri davet ederek Mert'in odasında olduğunu söyledi. Ben de Filiz teyzeye teşekkür edip Mert'in odasına geçerken o da içecek bir şeyler getireceğini söyleyip mutfağa geçmişti.


Ben de Mert'in odasına çıktığımda kapısını tıkladım ve onun gelmemi söyleyen sesini duyar duymaz kapıyı açtım. İçeri girdiğimde onun bilgisayar başında bir şeylere dalmış olduğunu gördüm, çünkü benim geldiğimi hala fark etmemiş görünüyordu.


"Anne az bir işim kaldı, halledip geleceğim."


Mert'in bu dediği beni gülümsetmişti. Onu bu dalgınlığından kurtarmak adına; "Annen olmam için daha çok gencim." dedim ve kapıyı arkamdan kapattım. Mert'te o anda irkilip bana dönmüştü. "Masal?" diye şaşkınlıkla yerinden kalktığında; "Selam." dedim.


"Seni beklemiyordum. Yani kusura bakma lütfen! Hadi geç otur şuraya!"


Odasında bulunan ikili koltuğu gösterince ben de oraya gidip oturdum. "Fazla kalmayacağım. Ben senden bir şey istemeye geldim."


"Tabii ki! Sen ne istiyorsan, benim kabulüm!"

"Bu...nasıl desem...çok saçma gelebilir sana ama...öncelikle bana söz vermeni istiyorum."

"Bana güvenebilirsin, Masal. Ne için söz vermemi istiyorsun peki?"


Evet, ona güvenebilirdim o yüzden buradaydım. Zaten bana yardım edecek başka biri yoktu çevremde. Yaşadıklarımdan sonra kendimi de çevremden soyutlamış, Mert dışında kimse yanımda durmamıştı.

Bana Bir 'MASAL' anlat, BABA!Where stories live. Discover now