"Teşekkür ederim." dedi abartı bir asalet katarak sesine. Dimdik yürüyerek kapıdan çıktı, ardından da ben.

***

Karanlık gecede yanımda Sassandra'yla yürümek oldukça garipti. Önüne gelen her taşa vuruyor ve ne kadar uzağa gittiğine bakıyordu. Her seferinde daha uzağa gitmesi için daha şiddetli bir tekme atıyor ve heyecanla daha uzak olduğunu görüp gülümsüyordu. Çocuk gibiydi.

"Pekala, beni nereye kaçırıyorsun Colin Small?" diyerek birden önüme zıpladı ve durdu.

Çok mutlu görünüyordu. Garip olan şeyse mutlu olacağı hiçbir şey yoktu ortada. Benim gibi biriyle sadece yürüyordu. Mavi gözlerinde parıldayan o hayat çok gerçek görünüyordu. Kaşlarını kaldırınca boğazımı temizleyip cevap verdim. "Şu köşede Lisswood'un en iyi içecekleri var. Eğer isterse-"

"Tamamdır! Son giren öder!" dedi ve hızla Lil's Place'e  koşmaya başladı. Arkasından şaşkınlıkla bakarken bir an koşmak istedim. Ama ayaklarım yere yapışmış gibiydi, hareket edemiyordum. Bir şey beni durdurdu. Ne olduğunu bilmiyordum ama bu şey beni her zaman bir şeyleri yapmaktan alıkoyuyordu.

İçeri girdiğimde Sassandra'nın kenardaki deri koltuklardan birine yerleştiğini gördüm. Karşısına oturduğumda somurttu. "Koşmamışsın."

"Şey...pek koşmayı sevmem." dedim.

"Her neyse," dedi ve saçlarının hepsini sol omzunda topladı. Yutkundum. O kadar güzeldi ki sadece koyu kahverengi saçlarının her bir telinden yaşam süzülüyordu. Liswood'a aykırı olduğu o kadar belliydi ki...Buraya ait değildi. Çok daha güzel bir yerde olmalıydı. Ona nasıl baktığımı bilmiyordum ama gözlerindeki ifade değişti. Şimdi de o bende bir şeyler arıyor gibi bakıyordu. Ruhumu görüyormuşçasına incelerken beni, yerimde kıpırdandım. Her ne arıyorsa aradığı şeyi gözlerimde görsün istedim ama eğer yoksa bana bakmasını bile istemiyordum, onun için yetersiz olma fikri bir an için beni çıldırttı. Gözlerimi kaçırdım.

"Milkshake?" diye sordum ilgisiz görünmeye çalışarak. O hala bana bakıyordu.

"Vanilyalı." diyerek kısa kesti.

İçeceklerimiz geldiğinde hala gergin hissediyordum çünkü Sassandra hala bana tuhaf bir şekilde bakıyordu. İkimizde sessizdik. Ben bana öyle bakmaması için dua ediyordum içimden ama onun bu sessizliği neden sürdürdüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek isteğim şu an oturduğum yerden kalkıp koşarak kaçmaktı.

Pipetimin çıkardığı sesle milkshake in bitiğini anladı. Çıkan ses bana volkan patlaması gibi hissettirmişti. Bu sessizlik artık bitmeliydi, o yapmıyorsa ben yapardım.

"Alışabildin mi bura-"

"Colin sana bir teklifim var." dedi beni dinlemeyerek. Ona bakmaya devam ederken gülümsedi. "Hesabı ödemekten kurtulmak ister misin? Biliyorsun yenildin..." dedi gülümsemeye devam ederek.

"Sorun değil, zaten pahalı değ-"

"Benim bir listem var." dedi heyecanla. Tabii ki beni dinlemiyordu. "Bu şehri sen iyi biliyorsun ve benim güvenebileceğim böyle birine ihtiyacım var tamamlayabilmek için. Sana güvenebilir miyim?" diye sordu.

"Güvenebilirsin, tamamlamana yardım ederim." dediğim anda gülümsemesi genişledi.

"Bu liste ve yapacaklarımız sadece ikimiz arasında kalacak. Kimseye söyleyemezsin, beni anlıyor musun?" dedi. Bu sefer ciddi gözüküyordu. Listede neler olduğunu merak eden yanım artık dayanamıyordu.

"Eğer istemiyorsan kimseye söylemem." dedim.

"Pekala, o zaman ilk maddenin yanına tik atalım, ne dersin?"

Karmaşık konuşuyordu. Listenin tam olarak neyden oluştuğunu bilmiyordum. Neden Lisswood'u bilen birine ihtiyacı vardı ve okuldan o kadar insanla arkadaş olmuşken neden gelmiş benden yardım istiyordu?

"Boşver Colin, seni azad ediyorum. Hesabı ödemek zorunda değilsin." dedi.

"Dediğim gibi Sassandra, sorun değil. Hem de hiç."

"Umrumda değil, lisemin ilk maddesi, buradan para ödemeden kaçmak ve birazdan koşarak buradan çıkacağız." dedi sanki sadece o gün yaptığı sıradan bir şeyi anlatır gibi.

Para ödemeden çıkmak? Daha doğrusu kaçmak. Bu ne tür bir listeydi böyle?

"Sassandra saçmalama," dedim ve devam edecektim ki beni susturdu.

"Listemi kabul ettin Colin, sana güvenebileceğimi söyledin. Üç dediğimde hızla koşacağız tamam mı?"

Kalbim hızlanmaya başladı. Liste dediğinde böyle şeyler beklemiyordum.  "B-bir dakika bekle bir düşüneyim, ben buraya çok sık gelirim beni biliyorlar. Başım belaya girer." Bir dakika sonra resmen hırsız olacaktım ve buraya bir daha asla gelemeyecektim. Sassandra delirmiş olmalıydı. Ve bunu düşünmeden kabul eden ben ise deliden de daha ötede bir yerlerdeydim. Gözlerimi kapattım. Birazdan yapacağım şey için gece çok pişman olacaktım. Ona baktığımda sadece gülümsediğini gördüm.

"Lanet olsun, tamam." Terleyen ellerimi pantolonuma koydum ve nefesimi verdim. Bu çok saçmaydı. Çok çok çok saçmaydı.

"Bir..."

Hata yapıyordum.

"İki..." Sassandra kalkmaya başladığımda ben de kıpırdandım.

Bu yaptığımız aptallıktan başka bir şey değildi.

"Üç!"

O kadar hızlı çıktım ki Sassandra'ya bakmaya fırsatım dahi olmamıştı. Arkamdan gelen seslenmeleri umursamadan köşeden döndüm. İçtiğim şeyi kusmak istiyordum, midem ters çevrilmiş gibiydi. Sassandra arkadan kahkaha atıyordu. En sonunda yeteri kadar uzaklaştığımızı düşündüğümde durdum ve nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Gözlerimi kocaman açmış asfalta bakıyordum. Sassandra kahkahalarla gülüyordu, yorulduğu belliydi. Kendini yere attı.

"Bu mükemmeldi!"

O sevinçten uçarken ben az önce neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordum. Tamam derken aklım neredeydi mesela bunu çok merak ediyordum. Bu kadar aptalca bir şeyi bana böyle yaptırabiliyorsa ilerde kim bilir hangi maddelerle gelecekti? Neye bulaşmıştım ben böyle?  Sassandra ayağa kalkarak bana sarıldı. Teninden yayılan yoğun kokuyla beraber gözlerim kapandı.

"Colin harikaydın! Birinci madde bitti!"

Kafasını kaldırıp tekrar havaya bağırdı. Eğleniyordu. Bu liste kaç maddeden oluşuyordu bilmiyorum ama liste bittiğinde hayatta olmak istiyordum. Ya da hapse girmesem de iyi olabilirdi.

"Bu çılgınlıktı." dedim yavaşça. Sassandra artık öylesine etrafta bağırmayı bırakmış sadece gülümsüyordu. Yaşadığım şeyin gerçek olmama ihtimali vardı ve rüya çıkmasını asla ama asla istemiyordum. Yanlıştı ama harika hissettirmişti.

"Elbette öyleydi." Yanıma yaklaştı ve beraber yürümeye başladık. "Yıldızlarla tek başına konuşmaktan iyidir, en azından yalnız değilsin ve eğleniyorsun." dedi.  Tam konuşacaktım ki yine konuştu." Sakın inkar edeyim deme Colin Small, seni gördüm."

Gülümsemekten başka bir şey yapamadım. Gri olan hayatıma kırmızı bir mürekkep damlamıştı. Hayatımı değiştirmek için yeterli değildi ama biz daha yeni başlamıştık. Uzun zaman sonra ilk defa yaşadığımı hissederken görünmez yıldızlara en içten teşekkürlerimi yolladım.

Sassandra And ColinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin