2

28 5 3
                                        

Yemek yemenin imkansız olduğu bir zamanı yaşıyordum. Ellerim çatalı zorla tuttuğu halde bırakamıyor hatta elime yapışmış gibi oynatmıyordum bile. Bay ve Bayan Green gördüğüm kadarıyla harika insanlardı. Birlikteliğe önem veren ideal bir aile gibi görünüyorlardı. Bayan Green'in yüzünden hiç eksik olmayan güzel bir gülümseme vardı. Çatalımı elimden zorla bırakıp iki elimi dizlerimin arasına sıkıştırdım ve karşımda oturan kıza baktım. İştahla yemeğini yiyordu.

Sassandra. Sassandra Green.

Göz göze gelmeye korktuğum kız tam karşımda hiçbir sorun yokmuş gibi yemek yiyordu. Aslında sorun da yoktu zaten, kendimi bu anlamsız karmaşanın içine sokan yalnızca bendim. Acilen kendime gelmem gerektiğini biliyordum ama sorunun ne olduğunu bilmiyordum ki bir çözüm üreteyim!

"Vanessa gerçekten her şey çok güzel olmuş, daha önce hiç böyle yediğimi hatırlamıyorum."

Annem içtenlikle gülümsedi. "Rica ederim, benim için bir zevkti. Sassandra sen de beğendin mi tatlım?"

Sassandra içtiği suyu masaya bıraktı ve rahatlamış bir şekilde arkasına yaslandı. "Hayatımda yediğim en güzel şeylerdi Bayan Small, inanın."

Yemek yendikten sonra annemle Bayan Green masayı toplarken geri kalan herkes bahçeye geçmişti. Bir an Sassandra da gözden kaybolunca gözlerimi yıldızlara çevirdim. Her zamanki gibi benden kaçıyorlardı. Onları kovalamak günden güne daha zor hale geliyordu. Onların ışığına ihtiyacım vardı ve benden kaçarlarken bir gün onları kovalamaktan yorulacağımı biliyordum.

"Gerçekten orada bir şeyler görüyor musun yoksa bende görme bozukluğu mu var? Çünkü sadece üç beş tane ancak görebiliyorum."

Yanıma oturmasıyla yerimden sıçradım. Kahkaha attı. Bu güzel gülüşü kimden aldığını sofrada görmüştüm.

"Korkma, yemem seni."

"Geldiğini fark etmemiştim," dedim yavaşça. Aslında gerçekten umrunda değildi çünkü şu an beni dinlemiyor ve Lulu'yla oynuyordu. Her neyse, sorun değildi, her zamanki gibi.

"Bana cevap vermedin," dedi Lulu'yu bırakarak. "Gerçekten orada ne görüyorsun?"

Gözlerini gökyüzüne dikti ve iri gözlerini kıstı. Anlaşılan yıldızlar sadece benden kaçmıyordu.

"Şansımı zorluyorum sadece."

"O zaman onlara bakma, demek ki görünmek istemiyorlar," diyerek bana döndü. Gözlerinin içinde gökyüzündekilerden daha fazla yıldız vardı.

Cevap vermek yerine başımı eğerek gülümsedim. Sassandra Lulu'yla ilgilenirken bakışlarım annemi buldu. Annem de anında bana döndüğünde şüpheyle sırıtmaya başladı. Buraya doğru geliyordu. Çabucak, istemediğim bir şeyi yapmak zorunda kalacağımı anlamıştım. Bu bakışı biliyordum.

"Colin, neden Sassandra'ya biraz etrafı gezdirmiyorsun?" dedi gülümseyerek. Beklediğim hareket geldiğinde şaşıramadım bile.

"Evet Colin, neden göstermiyorsun?" Sassandra eğlendiğini hiç saklamadan sırıtıyordu. Annem bir kaşını kaldırarak bana baktı. Bir şansım varsa bile artık yoktu.

"Tabii, şimdi çıkarız," diye mırıldandım. Annem memnun bir şekilde geri dönerken Sassandra tekrar Lulu'yu okşamaya başlamıştı. Ben de son kez gözlerimi yıldızlarla buluşturdum ve ruhumu, saçılan ışıklarına üfledim. Uzun zamandır birçok şeye karşı tepkisizdim ve Sassandra daha geldiği ilk günden kalp ritmimi değiştirmişti. Hayatımda daha neler değişecekti tahmin bile edemiyordum.

"Yıldızlarla olan muhabbetini bölüyorum ama çıksak mı artık?"

Sassandra'nın alaycı sesini duyduğumda gülümsedim.Geçmesi için kenara çekildim ve elimi yolu gösterircesine uzattım. "Önden buyur," diyerek ona baktım.

Sassandra And ColinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin