6

12 1 0
                                    

Bugün pazar herkes evde olduğu için biraz geç uyandık . ilk baş evin temizliğini bitirip sonra ablam bugün evine gideceği için onlar babam gille dışarıda otururken bende içeride bulaşıkları yikoyordum.  "Of of of bu taş çocuk niye aklımdan çıkmıyordu ki şimdi " diye içimden mırıldanırken
bi yandan da  kalbim kut kut atıyordu sonra da heyecanlanıp salak gibi gülümsüyordum sanki  kalbimdeki boşluk onu düşününce az bile olsa  geçiyor du " ayyyyy! ne diyorum ben sanki onu sevince oda beni sevecek miş gibi . Benim gibi  çirkin ve şişko birini kim sever ki. Bir tek gözlerimi seviyorum. Göz rengim  açık kahverengi  birde kisa boyum ve Esmer  biriyim saç rengim koyu kahverengi ve nerdeyse kalçalarima kadar uzanıyor.  Aslında, hem boyum  hemde ten rengim ile  sürekli dalga geçtikleri için kendimi beğenmiyorum.
                            ....
İşte TEOK zamanı geldi şuan sınava gireceğim için  sınıfı  ve sıramı öğrenip oraya doğru gitmeye başladım.
Sınıfın önünde durarak derin bir nefes alıp içeri girince görevli öğretmen yerime oturtup etrafı gezmeye başladı.  Sonunda sınav başlamıştı.  Gerekli olan bilgiler haletikten sonra soruları çözmeye başladım .
                          ....
"Evet çocuklar sınav biti " hocanın sesiyle kalemi bırakıp kalktım zordu çünkü çok fazla çalışmamıştım.  Okuldan çıkınca biraz banka oturup saçlarımı geri atarak ofladim .
Ertesi gün de girdim ve biti sınav .

Eve geldiğimde annem gil yine her zamanki gibi sinirliydi neden mi ? kıymetli vozosu  kırılmış ve kıran kız kardeşim di öyle korkuyorduki tir tir titriyordu .Bende ona aciyarak "ben kırdım " dememle kendimi bodrumda üzerime kapı kilitleniyorken buldum . Bodrum karanlık ve en önemlisi de fareler vardı deli gibi korkuyordum.  Ağlayarak " lütfen açın kapıyı lü... lütfen açın kapıyı lütfen " diye hıçkıra  hıçkıra ağlıyordum  . Karanlıktan fazla korkmazdım ama kapalı birde fare varsa ölürdüm.  Nefes alamiyordum ve deli gibi ağlıyordum . Korkudan kalbim duracak gibi oluyordu . Merdivenin en üst basamağında oturup kollarımı bedenime sararak gözlerimi kapatıp başka şeyler düşünmeye çalışıyordum.
sabaha kadar böylece diken üstünde, ağlayarak geçirmiştim. O kadar korkutucuydu ki sanki beni diri diri toprağın altına koymuşlar gibiydi.  Allah'tan sabah erkenden köye gitmişlerdi bende evde kalıp bir düş alıp uyudum. 

Gözlerimi açtığımda eve annem kendi telefonunu bırakmıştı ve şuan çalıyor idi . Telefonu elime alıp arayana baktığımda ablam dı . Uykulu sesimle "alo" diye cevapladım ablam  ise  "nasılsın İrem  dünkü olaydan dolayı..." ablamda üzülmesin diye "iyiyim abla birde ben bunlara alıştım.  Ha ila ki seni mutlu etmek istiyorum  diyorsan o zaman bana binlerce  pamuk şeker alabilirsiniz hanim efendi! " dedikten sonra ablam gülmeye başladı onun üzülmesini istemiyorum beni anlayan ve beni bu evde seven bi o birde babam idi .  Dün olanlar aklıma geldikçe sanki ev üstüme üstüme geliyor  du . Bu konuyu fazla konuşmak istemediğim için "abla sonra konuşalım mı  çünkü şuan uykucuğum beniiiiiiiiiii bekliyor da  " karsidan"tamam"
demesiyle telefonu kapatıp tuttuğum göz yaşları serbest bırakarak bir süre   ağlamıştım.  Biraz zaman geçince açıktığımı fark ettim.  Yerimden kalkıp mutfakta hazır bugün okula gitmedim kimsede evde yokken kendime makarna, salata ve küçük küçük kekler yapayım . Dün gece den beri hiç birşey yemediğim için kekler hariç hepsini tek başıma bitirdim.  Artık o kadar çok yemiştim ki keklerin birazını yiyip diğerlerini saklayıp yarın okulda yiyeceğim. Onlar zakum yesin.
Bugün de televizyon ile oyalanarak  akşama kadar zaman geçirirken babam gelir gelmez uyudu  bende işlerimi haledip uydum.

Kusura bakmayın taziyemiz olduğu için birde telefon babamın olunca ancak akşam yaza biliyorum.  Bu iki gündür taziyemiz den dolayı köye gittikleri için yazamıyorum.  Ama bulduğum  ilk Fırsatlarda yazacağım.  İyi günler dilerim. 

kalbimde ki Boşluk Where stories live. Discover now