Üçüncü Perde - 11.Bölüm : Bana Yardım Et.

Start from the beginning
                                    

"Seni öperdim... Ama misafirlerimize ayıp olmasın."

"Biriyle öpüşmek istiyorsan sevgilim seni birazdan güzelce öpecektir!"

"Kesin yaşanır bu." Kollarımı yavaş yavaş önümde birleştirip beni ellerimden çekerek zorla masasının önüne kadar götürdüğünde kapıdan duyduğum sesle birlikte kalbimin bile titrediğini hissettim,

"Zeynep, buradayız güzelim! Korkma! O orospu çocuğu sana hiçbir şey yapamayacak!" Masasının altından çıkardığı kısa bir parça halatla ellerimi bağladığında kapıya doğru dönmeye çalıştım,

"Onur ben iyiyim! Ben iyiyim!" Berat denen bu adam masanın altına eğilip bir şeyler aradığı sırada bir eliyle de bağladığı ellerimi tutuyordu. Masanın altından bir silahla doğrulduğunda kapıyı açmaya çalışıyorlardı, birbirlerine bağıra bağıra bir kaos yaşıyorlardı kapının önünde. Berat'ın elinde silahı gördüğüm an kalbimin durduğunu hissettim. O an ilk kez buraya gelmemelerini, içeri girmemelerini istedim. Onlara zarar gelebileceği düşüncesi bir an için mahvetti.

"Onur silahı v-!" derken dudaklarımın üzerine bir bant yapıştırdı. Hiç konuşmuyor, sadece işine bakıyordu. Silahını eline alıp arabasının anahtarlarını ve telefonunu cebine attığında alnını alnıma yasladı.

"Eğer bana zorluk çıkarırsan..." dediğinde ağzımdaki bandın arkasından bile bağırmaya çalışıyordum,

"Sevgilinin beynini dağıtırım..." Korku dolu gözlerle mavi gözlerine baktığımda ne kadar ciddi olduğunu görebiliyordum. İstemeye istemeye de olsa onu onaylar gibi ona razı olur gibi başımı salladım.

"Aferin..." diye mırıldandı ve bana başıyla kapıyı gösterdi,

"Şimdi yürü. Seninkiler kapıyı açmak üzere." O kadar hızlı yürüyordum ki peşinden, sanki kaçırılmıyordum da kaçıyordum... Ben ne kadar hızlı yürürsem bu adam Onur'dan o kadar hızlı uzaklaşacaktı. Ben ne kadar hızlı yürürsem bu silah Onur'dan o kadar uzakta olacaktı. Neredeyse koşacaktım...

"Sakın sesini çıkarma!" Beni yangın merdivenlerinin içine sokup indirirken sessizce olabildiğince hızlı olmaya çalışıyordum. Gözlerimden akan yaşlar arkamdan duyduğum seslerle artmıştı,

"Zeynep! Zeynep!"

"Zeynep!"

"Yoklar abi, yoklar! Allah belanızı versin yoklar!"

Ardımızda kalan tüm o koşuşturmalar, tüm o korku, tüm o kaos yangın merdiveninden çıktığımız an yerini sessizliğe bırakmıştı. Beni zorla bir arabanın arka koltuğuna oturtup üzerime kapıyı kapattığı an şoför koltuğuna geçip hızla arabayı çalıştırdı. Yola çıktığımızda gözlerim binanın önündeydi. Sonra onu gördüm... Binadan koşarak çıkan Onur'u. Korkuyla kendimi koltuğa yapıştırdım. Beni görmemesi için yüzümü kucağıma gömdüm. Peşimden gelmemeliydi, gelmemelilerdi! Oysa çok geçti. Bizi görmüşlerdi...

"Seninkiler peşimizden geliyor." dedi zevk içinde, sonra gözleri aynadaki gözlerimle buluştu,

"Sen de peşinden gelmeye değer bir kızsın. Haklılar." Gözleri saniyeler boyunca gözlerimi izlediği sırada ona tiksinircesine bir bakış attım. Gözlerimi arka cama çevirdim. Çok uzağımızdalardı, ama her şeye rağmen orada ve gelir haldeydiler... Sonra duyduğum bir polis sireniyle umutla gözlerimi arkaya bir kez daha çevirdiğimde onlara bir polis arabasının eşlik ettiğini gördüm. Belki de bu kurtuluşun bir adımıydı...

"Polislerimiz de burada, muhteşem bir gece!" dedi keyifle. Tüm bu olanlardan zevk alıyor gibiydi. O sırada bomboş yola sağ kavşaktan ve sol kavşaktan iki araba girdi. Ben ne olduğunu anlamaya çalıştığım sırada arabaların bizimle yan yana gittiğini gördüm. Berat eğlenerek bir sağdaki arabanın yerine bir soldaki arabanın yerine geçerken ne olduğunu anlayamıyordum.

Karantina SerisiWhere stories live. Discover now