6.BÖLÜM

565 110 151
                                    


Merhaba canlar sizi gerçekten beklettim farkındayım ama bunu telafisi olarak iki bölüm uzunluğunda bir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz. Daha fazla bekletmeden bölüme geçelim isterseniz

İlk defa kolumdan tutan kişinin Emir olmasını istediğim bir andaydım ama kolumu tutan elin sahibi okulda ilk günden neredeyse başımı belaya sokacak olan kişiydi.

Nöbetçi.

İğrenç sırıtmasıyla bana bakarken yüzündeki sırıtışın aksine gözlerine yerleşen karanlık ifade, bende yutkunma hissiyatı doğurmuştu. İşte şimdi bitmiştim!

" Sürtük," kendi sorusunu kendi cevaplamasıyla gözlerimi devirdim ancak söylediği kelimeyle bedenim anında tepki vererek kasılmıştı. Ondan etkilenmediğimi göstererek sesimi kontrol altına almaya çalıştım.

" Yavşak?" Sorar gibi alayla konuşmam gözlerindeki karanlık ifadeyi harlarken artık karanlıkla bütünleşmiş gözleri saman alevi gibi yanmaya başladı. Son cesaret kırıntılarımın da bir mum ateşinin güçlü bir rüzgâra direnmesi gibi titreyerek söndü ve ardından çıkan gri dumanlar rüzgârın şiddetinde savrulup karanlığa karıştı.

" Sesin çok çıkıyor," dedi iğrenç bir sesle.

Soğukkanlılığımı nasıl koruduğumu bilmiyorum ama bir kere iğrenç davranışının bedelini ödetmiştim. Şimdi bu sapık pisliğin elinden mi tekrar kurtulamayacaktım? Tek yapmam gereken önceden yaptığım gibi kasıklarına tekme atmak için uygun zamanı ayarlamaktı ama açıkçası diğer eli uslu durmayacağını belli edecek şekilde bana uzandığında boşta kalan elimle kolunu ittim ve bir tekme savurdum. Ancak bu hamleyi benden beklediğini açıkça belli ederek bileğimi bıraktı hemen ve ellerini birleştirerek tekmemi boşluğa savuşturdu.

Bileğimi bırakmasını fırsat bilerek anında kaçmak için harekete geçtim. Ama arkamı dönmemle keskin bir acının saç diplerime sızarak amansız bir çığlığı karanlığa hediye etmesi bir oldu. Ben daha ne olduğunu anlamadan sırtım duvara çarptı ve çarpmanın etkisiyle nefesim kesildi.

" Demek uslu durmayı bilmiyorsun ha?" dedi karşımdaki insan görünümlü yaratık. " Sen bilirsin. Ne kadar çabalarsan o kadar canın yanar uyarmadı deme."

Öfkeyle dudaklarımı birbirine bastırdım ve tüm gücümle elinden kurtulmaya çalıştım. Bana dokunmasına izin veremezdim.

" Bırak beni yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım," diye bir tehdit savurdum ama hiç şansım yoktu. Bu ıssız sokakta artık bir şeyler bitti ümidiyle caddeye dönerken aksine bazı şeyler yeni başlayarak beni bu ilk kez korkunç bulduğum karanlık sokağa hapsediyordu.

" Ben seni bağırtırım, hem sesinin çıkmasını farklı bir pozisyondayken sevebilirim."

Midem altüst olurken, sinirden titrediğimi ancak fark edebildim. Öfke çağlayan bir ırmak misali damarlarımda akarken, geçtiği yerleri zehir gibi yaktı.

" Düzgün konuş benimle!" boş sokakta yankılanan sesimin öfkesi kulak zarıma baskı uygulayacak kadar şiddetli ve baskındı. Damarlarımın belirginleşip, kabardığını hissettim. Damarlarımda akan kanım derimi zorluyordu. Sesimdeki saf öfke içimdeki yakan zehrin soyut kanıtıydı ama elle tutulacak kadar somut bir histi.

Elimi göğsüne koyup onu itmeye çalıştım, kendimi tüm korkularıma rağmen cesur hissettiğim bu küçük anın bedenime keskin bir acı daha saplayacağını nereden bilebilirdim ki? Bileğimi öyle sert kavradı ki, geçmişten bir anı tutuklu kaldığı zindanını yıkarak bugüne geldi. Olabilecek en kötü zamanda zihin odacığında yerleşen anı, kaçtığı mahzenden geriye sadece yıkılan duvarlardan yükselen dumanlar bıraktı ve daha okulun ilk gününden yaşadığım olay şu zamanda can buldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AYNI KARANLIKTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin