2. BÖLÜM

1K 420 242
                                    

Merhaba arkadaşlar ilk bölümdeki destekleriniz için herkese içten teşekkürlerimi iletiyorum. Bu bölümde desteklerinizi bekliyorum hadi okumaya başlayalım.

Hayatta bazen bazı kararlar alman gerekir kendi iyiliğin için. Mantığına bir kez daha kulak verdim ve beni yaşadığım bu hayat için aldığım karara sürüklemesine izin verdim.

Kalbim...
Onunla hareket etmeyi bıraktım. Çocukken herkes kalbiyle hareket eder çünkü mantık nedir bilmezler. Onların en saf, en temiz, henüz kötülüğün gölgesinin bulunmadığı duyguları kalplerindedir. Ve onlar en saf duygularıyla hareket ederler, aldıkları darbeler mantığı değil, kalbi parçalar ve onlara gözyaşı vermekten başka bir ile yaramaz.

Herkes doğarken temiz ve saftır. Kötülüğü büyüdükçe, canı yandıkça, insanların gerçek yüzünü gördükçe kalplerinin kötülükle dolmasına izin verirler. Ve bir ara kötülüğün gölgesinin bile geçmediği kalpte, kötülük ebedi bir saltanat sürerek kökleriyle oraya sıkıca tutunur.

Benim kalbim hala çocukluğumdan kalan yaraları onarmaya çalışıyor, parçalar birleştirmeye çalışıyor bir enkazın altında kalmış gibi. Yaralarımın iyileşmesine izin vermeden bir yenisi daha ekleniyor ya da sardığım yaralardan mürekkep gibi kan damlıyordu.
Elimi istemsizce bastırdığımda sıcaklığıyla elimi yakan bardak beni düşüncelerimden çekip çıkaran taraf olmuştu. Gözlerim içi kahve dolu, dumanı üstünde tüten bardağa kalınca, elimin yanmasını umursamadan bardağa daha da bastırdım ve sıcak kahveden bir yudum alarak içimi ısıtmasına izin verdim.

Gözlerimi kahve bardağımdan alıp dışarıyı izlemeye başladım. Gökyüzünü koyu gri bulutlar sarmış dünkü siyahlığından eser kalmamıştı. Ay bulutların arkasına gizlenmişti.

Gökyüzüne bakarken gözlerimin önünde beliren bir çift koyu mavi göz, gözlerimin kocaman açılmasına neden oldu. Dün yaşadığım olay hala çok tazeydi. Bütün gece rüyalarımın başını çeken dipsiz maviler anlayamadığım bir şekilde uzun bir zamandan sonra ilk defa bu kadar uyumama neden olmuştu.

Sıkça gördüğüm kabuslar uyumama engel oluyordu ve ne gördüğümü her seferinde hatırlamıyor olarak uyanmam sinirlerimin yıpranmasına neden oluyordu. Bunun getirisi olan uykusuzluk zaten yıpranan sinirlerimi iyice geriyordu.
Taki düne kadar...

Dün denize düştüğümde gördüğüm halisülasyon beynimi bana bir oyunuydu. Oluşan ortamdan dolayı beynim kabuslarımda gördüğüm cesetleri göstermişti. Kabuslarımın başlangıcı ya da sonuydu bilmiyorum ama Kabuslarımın sadece bir kısmıydı. Anlayamadığım şey ise neden sürekli bu görüntüleri bilinçaltımın bana göstermesiydi?
Gözlerimin önündeki mavi gözlerden kurtulmak istercesine başımı iki yana salladım ve cama düşen yansıması izlemeye başladım. Siyah uzun  saçlar, kahverengi gözler, ince dudaklar ve beyaz bir ten. Ben...
Derin KAREN.
İstanbul’da yaşadığım bu villada yalnızlığımla boğuşuyorum. Kimsenin varlığını ya da yokluğunu hatırlamadığı bir kızım. Bazen kendimi bir hayalet gibi hissediyorum. Hayaletler görülmez, duyulmazlarya  onun gibi işte.

Dün uçurumda hayatımla ilgili aldığım kararı bugün uyguladım.
Aşağıdan gelen kavga seslerine kulaklarımı tıkamayı, görmezden gelmeye çalışıyorum. Ama her şey bana inat gibi sesler çok rahat bir şekilde odamdan duyuluyordu. Bütün ev ayağa kalkmıştı ve bunun sebebi bendim. Bunun sebebi aldığım karardı.

Buradan taşınmak istediğimi ve tek başıma yaşayabileceğim bir apartman dairesinde oturmak istediğimi onlara söylemiştim. Bu kararda benim için değişen bir şey yoktu. Zaten yalnız olduğum ve istemediğim sürekli yüzüme vurulan bu villada kalmak yerine, bana hiçbir şey denilmeyecek olan bir daireye taşınmak belki daha iyi hissetmemi sağlayacaktır.

AYNI KARANLIKTADove le storie prendono vita. Scoprilo ora