Alya’yı dürttü ve

“en iyisi sen her sabah marinette’i hazırlamaya gel”

Diye fısıldadı.

“Anneeeee! Lütfen”

Alya omzuma dokundu ve gülümsedi. Ve kulağıma

“biraz da olsa haklı marinette”

Diye çıkıştı. Bir daha böyle şeyler hayatta giymem!

“Alya! Sen de mi? “

Arabadan inerken açıkçası çok heyecanlıyım düğünlere gitmiştim fakat hiç bu kadar giyinip süslenmemiştim. Eteğimi falan çekiştirmeye başladım Alya durumumu görünce bir şeyler söyleme zorunda kalmıştı.

“hadi marinette prensin içeride bekliyor”

“ben vazgeçtim eve gidelim”

“hayır! Sakın vazgeçme hadi git içeri”

Yavaş yavaş içeri girdim topuklu ayakkabılar ayaklarımı mafetmişti. Sanki herkes bana bakıyor gibi hissetmiştim. Sonra aceleyle yalnız bir masaya geçtim.


Marinette kapıdan girdiğinde Adrien’nın nutku tutulmuştu. Elindeki meyve tabağını yere düşürdü. Onun yalnızca bir masaya geçtiğini gördü yanına gitmek istedi fakat ondan önce biri davrannıştı bile. Nathaniel marinette’e geldiği için teşekkür etmek için masasına gitmişti. Aslında bunu ona Tina zorlamıştı. Küçük bir sohbetten sonra Nathaniel marinette’in yanından ayrıldı. Adrien kendi kendine bu tam zamanı diye kızın yanına gitti.

Geldiğinde marinette rahatsız olmuştu onu görmezden geliyordu. Elini masaya koydu.

“Adrien bugün mutluyum eğer mutluluğumu bozmak istiyorsan bunu yapma çünkü, çünkü bugün barış ilan ettik”

“vayy! Kül kedisi sindirella’ya dönüşmüş noldu nerden buldun bu elbiseyi zengin bir akraban mı var yoksa”

“hayır kendim diktim fakat bu seni hiç ilgilendirmez”

“bunu sen yaptın hahaha güleyim bari! “

“Adrien lütfen başımdan defolup gider misin?”

“tamam gidiyorum fakat geri gelicem bilmiş ol.”

O 3 kız marinette’i ciddi anlamda kıskanmıştı marinette’in elbisesine meyve suyu dökmeleri için garsona bahşiş verdiler. Fakat bunu ilerde tina duymuştu. Garsonu yanına çağırdı. Ve onların ne istediklerini sordu. Garson tina’ya anlatarak tekrar tekrar özür diledi. Tina böyle şeylerden nefret ederdi. Marinette’in yanına gitti.

“şu üç kızı görüyor musun? Onlar sanırım senden biraz hoşlanmıyorlar”

“aslında bu okulda bir arkadaşım hariç kimse hoşlanmıyor o da şuan yurt dışında”

“hayır baksana Adrien senden gözlerini alamıyor”

“omu puff o benim birinci düşmanım”

“Adrian’ı küçüklükten tanırım biraz öfkesini dışa vuran bir çocuktur. Ama neden biliyor musun doğduğundan beri babasıyla sadece ayda bir görüşebiliyordu. Çocukken ise ona öyle psikoloji uyguladılar ki gerçek kimliğini kaybetti. Yani bu şöyle bir şey 10 yaşındaki çocuğun kafasına *sen büyüyünce Agreste şirketinin başı olacaksın çok büyük bir sorumluluğun altına gireceksin* dersen çocuğun psikolojisi bozulur değil mi? “

NEFRETİM : Karışık Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin