15. Bölüm

68.5K 3.7K 569
                                    

"Valla benim fazla vaktim yok yani hemen bitirmemiz lazım. " dedi etrafı süzerken.

"Benimde. " diye ekledim aynı zamanda yüzüne bakmamaya çalışıyordum çünkü baktığım anda saçmalamaya başlayabilirdim.

"Güzel o zaman vakit kaybetmeden hemen başlayalım."

"Olur. " dedim.

"Şöyle yapalım." dedi ve etrafına tekrar bakındı. "Sıraları ben dizerim malum sen baya bir cılızsın." dedi ve sinsice gülümsedi.

"Seninde kasın yok ona bakarsan. Akşam omuzlarının ağrıyacağından emin olabilirsin. "

"Ne?"

"Dediğin gibi olsun sen sıraları hallet ben de cılız olduğum için." dedim ve biraz bekleyerek yapacak bir iş aradım. "Şurada otursam nasıl olur? " diyerek tozlu bir sandalyeyi gösterdim.

"Olmaz. "

"O zaman etrafı toplıyacağım." diyerek arkamı döndüm ve dağınık olan eski dönem kitaplarının bulunduğu yere geldim

Bir sürü kitap yığını toparlanmak için gözümün içine bakıyordu.

"Bende olmayan kaslarımla sıraları toparlıyayım. " dedi imalı bir şekilde.

Bir şey demeden kitapları ayırmaya başladım.

Oldukça tozluydular.

Yarım saat boyunca kitapları ayırmakla uğraşırken Kayra ise sıralatı dizip belirli bir köşeye koymuştu.

Son bir kaç kitap kala bir isim dikkatimi çekti. Kitabın kapağında "Elif Saraç" yazıyordu. Sayfalarını açıp karıştırdığımda bir yerde takılı kaldım çünkü arasından bir fotoğraf çıkmıştı. Ve iki sene öncesine ait bir fotoğraftı. Elimi alıp şöyle bir baktığımda istemsizce gözlerim sulandı.

Daha sonra fotoğrafın arkasını çevirdim ve yazıyı okumaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Daha sonra fotoğrafın arkasını çevirdim ve yazıyı okumaya başladım.

5 Mayıs 2016

İlk defa çubuklarla makarna yedik Derya aç kaldı, Laçin bol bol mideye indirdi bende akşam kustum.

Harika gün için teşekkürler canım arkadaşlarım.

O günü dün gibi hatırlıyordum. Bu fotoğraftan üçümüzdede vardı günün sonunda fotoğrafçıdan çıkartmıştık.

Ve Elif'in o gün çok şey yiyerek akşam kusmuştu.

İstemsizce hem sırıtıyor hemde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Harekete geçen burnumu çekip  gözümün akmasına engel olmak için elimin tersiyle yüzümü sildim. Ardından fotoğrafı daha sonra almak üzere boş bir yere bıraktım.

Daha sonra etrafı toplamak için işime geri döndüm. Biran önce eve gitmek istiyordum.

Bir yarım saat daha toplamaya devam ettikten sonra bütün depoyu bitirmiştik.Kol ve bacaklarım hala yandığı için kendimi pek zorlamamıştım. Genel olarak bütün işi Kayra yapmıştı ve benim bu tavrıma karşı bir şey dememişti.

"Cezamız bittiğine göre gidebiliriz. " dedi Kayra.

Ardından etrafı gezip her şey yerli yerinde mi diye bakınmya başladı.

"Cezamız derken? Ben ceza falan almadım. " dedim.

"Nası yani?"

"Basbaya. Hoca sadece boş durduğum için görev verdi. " dedim. "Ya sen ?"

"Biri bahçede sigara içtiğimi ispiklemiş ceza olarak buraya gönderdiler. " dedi.

"İyi olmuş. " diye kendi kendime fısıldadım.

"Anlamadım? " dedi kaşlarını kaldırıp bana bakarken.

"Yok bişi. " diye ekledim.

Tam hazırlanmak için ayaklandığım sırada Kayra'nın elindeki fotoğraf dikkatimi çekti.

Bu bizim fotoğrafımızdı.

"Bu sen misin?" diyerek gülmeye başladı.

"Onu verebilir misin? " diye nazikçe sordum ilk başta.

"Şu kızı gözüm bir yerden ısırıyor. " dedikten sonra eliyle Derya'yı gösterdi.

"Ver lütfen şu fotoğrafı. " dedim sesim bir az daha yükselirken.  Aynı zamanda göz pınarlarım çoktan açılmıştı.

"Aaa şimdi hatırladım geçen sene okuldan atılan kız değil mi bu? "

"Seni ilgilendirmez. " dedim. 

"Arkasına bakalım birde." diyerek arkasını okumaya başladığında fotoğrafı aniden çekerek elinden aldım ve arkama sakladım.

Kafasını bana çevirdi ve gözlerime baktı.

"Sen ağlıyor musun? "

"Sence?" dedim imalı bir şekilde.

Depodan hızlı adımlarla çıktım ve koridor boyunca koşturmaya başladım. Ardında kızlar tuvaletine girdim ve kapıyı sertçe kapattım.

Boş olan tuvaletlerden birine girdikten sonra klozetin kapağını kapatarak üzerine oturdum.

Oturur oturmaz bir damla göz yaşı kucağıma damlamıştı. Elimdeki fotoğrafa baktım.

Ne kadar mutlu olduğumuza olacaklardan habersiz nasıl eğlendiğimize baktım. Sonra dudaklarımı birbirne bastırıp kafa iyice aşağıya eğdim.

Yine ağlıyordum.



Gölgedeki Çiçek | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin