54. Bölüm

56.2K 3.1K 575
                                    

Geri kalan otobüs yolculuğum düşünmekle geçti. Sadece oturup bütün yol boyunca ne yapacağımı düşündüm.

Ve nihayetinde otobüsten inmiş, kalabalık bir şekilde üniversite girişinde bekliyorduk.

O sırada üzerinde Eskişehir Işık Üniversitesi yazan bir erkek görevli aramıza karıştı. Hemen arkasında ellerinde isim kartları ile duran 6 kişi daha vardı.

"Arkadaşlar öncelikle hepiniz hoşgeldiniz ben Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Sarp Sarıtaş bu projede sizlerle birlikte olacağım. Uzun bir yolculuk olduğunun farkındayız bu yüzden sizleri yormuyacağız ve hemen yerleştireceğiz merak etmeyin. " diyerek konuşmaya giren genç adam derin bir nefes aldıktan hemen sonra konuşmaya devam etti.

"Şimdi...Sizleri sınıf şubelerinize göre böldük ve her sınıfın başına erkek, kız olmak üzere yanımda gördüğünüz görevli arkadaşları tahsis ettik. "

"Görevli arkadaşlar ellerinde bulunduğu yaka kartlarını sizlere verecek ve bu üç günlük süreçte sizi az da olsa tanımamızı sağlayacak. "

"Evet şuan herkesin sınıf şubelerine göre ayrılmasını istiyorum. Bir an önce yerleşelim. "

*

Sınıfların ayrılması sonucu herkes kendi yatakhanesine geçmişti ve eşyalarını yerleştiren çoğu kişi ya direk yatağa yatmış ya da dışarı keşfetmek için gecenin bu saatinde dışarı çıkmıştı.

Elif çoktan uykuya dalmıştı bile ama nedense benim gram uykum yoktu.

Neden uykum olmadığını biliyordum. Ya da uyumama engel olan şeyi tahmin ediyordum.

Gece yarısına yaklaşık 10 dakika vardı.

Bir kaç dakika sonra 6 hazirana ayak basıyorduk.

Yatakhanedeki diğer kişilere baktım. Bir kaç kişi yatmış diğerleri oturmuş heycanlı heycanlı birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı.

Yatağın üzerine attığım hırkamı alarak sessizce odadan çıktım. Merdivenlerden inerken hırkamı üzerime geçiriyor. Geldiğim yolu unutmamak için etrafa bakınıyordum.

Nihayet dışarı çıktığımda etrafa ufak bir göz gezdirdim oturabileceğim güzel bir çimelik gözüme kestirdiğimde fazla vakit kaybetmeden direk oraya doğru yol aldım.

Kendimi çimenlerin üzerine atarak derin bir iç çektim. Yıldızlar bütün o görkemiyle gökyüzünde parlıyordu.

Uzun bir süre sadece gökyüzünü seyrettim. O sırada da telefonuma bir bildirim geldi. Çıkarma zahmetinde bulunmadım ve direk çimenlerin üzerine yatar pozisyona geçtim.

Bir az böyle durmanın kimseye bir zararı olmazdı.

1 sene önce 6 haziran

Genç kız bütün umursamazlığı ile kendini okul kapısımdan dışarı yani güneşin ortasına attı. Elinde tuttuğu kağıt parçasıyla deli gibi bir o yana bir bu yana savruluyordu. Gözleri kan çanağına dönmüş ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu akmıştı ve şimdide açıkta kalan yerleri hafif hafif yanıyordu.

İçinden bağırmak, çığlık atmak kendini parçalayıp yerden yere vurmak istiyordu.

Ama tek yapabildiği kendini öldürücesine ağlamasıydı. O kadar ağlıyorduki artık nefes alamaz hale gelmişti. Göz pınarlarından akan yaşlar görmesini bile engelliyordu.

Bu durumda iken koşarak okulun arka bahçesine doğru giti. Her zamanki gibi duvara yaslanarak çömeldi ve ayaklarını kendine çekti.

Ne zaman ağlamak istese ve ya babası aklına gelse buraya gelirdi. Artık özel bir yer haline gelmişti burası.

Gölgedeki Çiçek | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin