5

1K 110 29
                                    

The dark of the alley, the break of the day.

Felix berbat hissetti. Changbin'in bazen kötü bir insan olduğunu biliyordu ama o bunu haketmemişti.

Başka bir şey söylemeden, Changbin'in gittiği yöne doğru koştu. O şeyleri söylediği için içinden kendine lanet ediyordu. Onu neyin zorlayıp bu şekilde patlamasına yol açtığından bile emin değildi.

Felix düşüncelerinde kaybolduğundan Changbin'in kalabalığın içinde nereye kaybolduğunu görememişti. Felix iç çekti, kalabalıkta dağınık koyu saçlı çocuğu aradı.

"Afedersiniz." Dolaplarının önünde beklediklerini düşündüğü birkaç çocuğa sordu. "Seo Changbin'i gördünüz mü?"

Çocuklar omuz silkti, içlerinden biri çatıya çıkan merdiveni işaret etti. "Oraya gitti ama dikkat et. Aksi görünüyordu."

Tabii ki aksiydi, Felix az önce onun hakkında bir sürü kötü kelime söylemişti. Felix onu suçlamadı, bu durumda üzgün olacağını biliyordu. Herkes olurdu."

Felix hızlıca merdivenleri çıkıp, çatıya açılan kapıyı hızlıca itti. Changbin'in burada olduğunu söyleyen çocuk haklıydı, Felix onu metal bir bankta oturmuş, siyah bilekliğiyle oynarken görebiliyordu.

Felix ona doğru ilerledi, hafif bir gürültüyle Changbin'in hızlıca yukarı bakmasına sebep oldu. "Ne istiyorsun çocuk? Tekrar benden ne kadar nefret ettiğini mi söylemeye geldin? Çünkü bütün okulun benden nefret ettiğinin oldukça farkındayım. Bu konuda tek değilsin."

Felix omuz silkti, bankta Changbin'in yanında otudu. "Belki de insanları seçmeyi bırakmalısın, bunu yaparsan senden nefret etmezler."

Changbin alay etti, bilekliğini tekrar bileğine taktı. "Yani buraya ne yapacağımı söylemeye geldin öyle mi?"

"Aslında, özür dilemeye geldim. Söylediklerimin yanlış olduğunu biliyorum, muhtemelen seni incittim, gerçekten üzgünüm ve-"

Changbin elini Felix'in dizine koydu ve sessizce güldü. "Sakin ol küçük, saçmalıyorsun. Seni affediyorum, affedilmemek için fazla tatlısın."

Felix bakışlarını Changbin'den kaçırdı, ayaklarına baktı ve hafifçe kızardı. Changbin elini kaldırırken az kalsın ona karşı çıkacaktı.

"Eğer hepsi bu kadarsa sınıfına dönebilirsin tatlı şey." Changbin kıkırdayıp bilekliğiyle uğraşmaya geri döndü.

Felix kafasını salladı. "Geç kalacağım. Başımın derde girmesini istemiyorum. Daha senenin başındayız, bunun için erken."

"Ama dersleri asmak için erken değil öyle mi?" Felix Changbin'in omzuna hafifçe vurdu.

Felix Changbin'e sıkıca sarılmadan önce rahat bir sessizlik hali hakimdi.

"Ben gerçekten, gerçekten ve gerçekten son derecede, çok, korkunç şekilde, üzgünüm."

Changbin sadece gülümsedi.

Sex On Fire / Changlix [Türkçe Çeviri]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt