2

1.3K 118 71
                                    

I know they're watching, watching

"İzlediklerini biliyorum, izliyorlar"

Felix kafasını çevirdi ve yeterince emin oldu. Seo Changbin onların masasına doğru ilerliyordu.

Felix korkmuş olduğu gerçeğini inkar edemezdi.

Changbin masaya elini çarptı ve Felix'in sıçrayarak tuhaf bir şekilde sızlanmasına sebep oldu. "Adımı söylediğini duydum Channie, bana sakin olmamı mı söylüyorsun ha? Bana ne yapacağımı söylemene gerek yok. Sonunda canım ne isterse onu yapacağım nasılsa."

Chan alay etti. "Ben senden büyüğüm, velet."

Felix Chan'in Changbin'e nasıl böyle küstahça davranabildiğini merak etti. Changbin Chan'i tek yumruğuyla yere serebilecek gibi görünüyordu. Changbin onun sandalyesinin arkasına çökene kadar Felix, Changbin onu henüz farketmediği için memnundu. Seungmin özür dilercesine omzunu okşadı.

"Dur artık, Felix'i korkutuyorsun."

Changbin kafasını yeni çocuğa çevirdi ve dudaklarına şeytani bir gülümseme oturdu. "Oh, sen de kimsin, tatlı şey?" Changbin, Felix'in kim olduğunu çok iyi bilmesine rağmen sordu.

"Ben F-felix." Kekeledi ve utanarak masaya baktı.

Changbin parmaklarını onunla oturan diğer çocukların tavırlarına aldırmadan Felix'in çenesinin altına koydu. "Bana bak, güzel çocuk. Isırmam, tabii sen de istemediğin sürece." Felix'e göz kırptı ve Felix deli gibi kızardı.

"Onu rahat bırak velet." Chan dik dik baktı ve Changbin elini indirip, omuz silkti. "Pekala. Görüşürüz, güzel çocuk. Görüşeceğiz."

Ve bundan sonra, gitti.

***

Felix hayatı boyunca ilk defa evde olmaktan bu kadar memnundu.

Tabii, onu çok seven ebeveynleri vardı ama bazen fazla otoriter davranıyorlardı. Nereye gittiğine dair sorular duymadan kapıdan dışarı adımını atamazdı, ya da kiminle buluşacağıyla ilgili sorular. Kiminle mesajlaştığına dair sorular duymadan telefonunu eline alamazdı bile, ya da telefonda bu kadar çok ne konuştuğu hakkında sorular duymadan.

Ama ne olursa olsun onları seviyordu. Dışarıda çok daha kötüsünü yaşayan çocuklar vardı.

Bugün de diğerlerinden farklı bir gün değildi.

Eve girer girmez çantasını mutfak tezgahının yanına bıraktı ve buzdolabını açıp bir şişe soğuk su aldı. Merdivenleri çıkmak üzereyken ebeveynleri tarafından durduruldu. Ebeveynlerinden kastı babasıydı. Annesi onun burada olduğunu anlayamayacak kadar izlediği pembe diziye dalmıştı.

"Okul nasıldı oğlum?" Babası sordu. Felix omuz silkti, kapağı çevirip su şişesinin kapağını açtı. "İyiydi. Birkaç tane arkadaş edindim."

Anne babasını görmezden gelerek merdivenlerden yukarı çıktı.

Su şişesini yatağın üzerine bıraktı. Kapıyı açıp kendine ait ebeveyn banyosunda duşa girdi.

Ailesi kesinlikle yoksul değildi. Ama bu onu ukala ya da kendini beğenmiş yapmıyordu. Ailesinin para kazanmak için ne kadar çalıştığını biliyordu.

Duştan çıkıp siyah bir kot pantolon, beyaz kazak ve siyah vanslerini giydi. Hava hala aydınlıktı ve yürüyüşe çıkmanın iyi olabileceğini düşündü.

Telefonunu alıp kulaklıklarını taktı. Kulaklığın biri kulağından kayarken Bigbang şarkısı duyuldu.

***

Felix banka oturduktan bir süre sonra iç çekişler duymaya başladı.

Biri ağlıyor muydu?

Zar zor duyabildiği seslerin nereden geldiği hakkında bir fikri yoktu. Etrafa bakındı ve sesin nereden geldiğini bulmaya çalıştı ama kimseyi göremiyordu. Kendi kendine düşünmeye başladı.

Deliriyor muydu?

Aniden, ağlama sesleri yükseldi.

Felix ayağa kalktı ve parkın arkasında kalan küçük alanı bulana kadar sesi takip etti. Alan görüşünü engelleyen büyük ağaçlarla kapatılmıştı. Dalları iteleyerek kimin ağladığını bulmak için kapalı alandan içeri girdi.

Burada, Changbin'i kafası dizlerinin arasında ağlarken görmek Felix'i şaşırtmıştı.

"Changbin...?" Felix sessizce sordu. Changbin kafasını kaldırıp genç olanar bakış attı. "Ne halt istiyorsun?" Kabaca sordu.

Felix omuz silkti. "Ağladığını duydum v-ve kimin ağladığına bakmaya geldim ya da iyi olup olmadığına."

Changbin dalgayla söylendi. " Herneyse. Ben iyiyim. Ya da değilim. Seni ilgilendirmez. Kimseyi ilgilendirmez. Şimdi siktir olup gidebilirsin." Yanaklarına akan gözyaşlarını aceleyle sildi.

"Ve eğer gördüklerini birine söylersen, ölü bir et parçasına dönersin velet."

Sex On Fire / Changlix [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin