Kuleden nasıl çıktığını, kahvaltıyı nasıl bir hızda ettiğini bilmiyordu. Gözleri habire Slytherin masasında Tom'u aramıştı fakat ne Tom ne de Nagini masadaydı.

Tabii ki Tom'u dinlemeyecekti. Gurur yapabilecek ya da duyguları yüzünden kaçabilecek durumda değildi; aksine bu işin üstüne düşmek ve ondan uzaklaşmamak zorundaydı. Özellikle büyücülük dünyasının buna bağlı olduğu düşünülürse.

Büyücülük dünyasında büyük önem taşıyan ruh kavramı, Rowena'nın şaşırmasına neden olmaya devam ediyordu. Okul, sanki kurucusunun geldiğini anlamış gibi hileli hiçbir merdivenin onu kandırmasına izin vermiyor, döner merdivenler dönmüyor, tabloların arkasında saklanmış olan küçük kestirme yolların tabloları bir anda savrulup kendisini ortaya çıkarıyordu.

Slytherin ortak salonunun tam önüne çıktığında da yine böyle bir durumla karşılaşmıştı. Oraya saklamış olduklarını unuttukları bir geçit, portrede olan herkesin çığlık atmasına sebep olarak öne savrulup, gözler önüne serilmişti.

Zindandan içeriye parola dışında herhangi bir giriş yolu bilmiyordu, bilse bile elini kolunu sallayarak oraya giremeyeceği kesindi. Bir şekilde Tom'a ulaşmalıydı. Onun burada olup olmadığı bile kesin değildi fakat pazar günü kafası karışmış ve yorgun hisseden birini bulmak için gideceğiniz ilk yer yatakhanesi olurdu.

Rowena umutsuzca kapının önünde volta atıyordu. Şu ana kadar hiç kimsenin girip çıkmamış olması da sinirlerini bozuyordu. Kim olursa olsun, gördüğü ilk kişinin koluna yapışacak ve Tom'u soracaktı.

Volta atmasını durduran içeriden açılan zindanın kapısı oldu. Rowena hızla gözlerini o tarafa çevirdi ve nefesini tuttuğunu bile fark etmeden merakla izlemeye başladı.

En sonunda uzun saçları karışmış, yorgun olduğu belli olan Nagini göründü. Elinde birkaç parça kitap vardı. O kadar dalgındı ki bir an için Rowena'yı göremedi fakat köşede dikkatle kendisini izleyen gözleri sonunda hissetmiş bir şekilde ona döndü.

Gayet ciddi ve yorgun olan suratı haylaz bir sırıtmayla aydınlanırken Rowena içindeki çalkalanmaya küfretti. Tom'un kendisini öptüğü an gözlerinde canlanmaya başlıyordu ve her seferinde onu Nagini olarak düşündüğü aklına geliyor, şu anda kendisine bakan gözler ona batıyordu. Utandığını kabul etmek istemese de utanıyordu.

salazar // dramioneWhere stories live. Discover now