“Yan daireni kiralayacağım ve bütün gece lavaboda elini becerirken çıkardığın sesleri dinleyeceğim.”

“Eve şu narkotikte kullanılan köpeklerden almayı düşünüyorum. Hepsi senin boyunda zaten. İyi anlaşırsınız.”

“Suho ve Chen yerine piranha bakmayı düşünüyorum. Boxerının içinde besleyici bir akşam yemeği yiyebilirler.”

“Bir kere de pes et tamam mı?” Chanyeol söyleyecek bir şey bulamadığı için çoktan pes etmişti çünkü.

“Ben dilimle para kazanıyorum. Yani her iki anlamda.” Baekhyun kıkırdayarak onu taşıyan sırta daha fazla yaklaştı.

“Yolun geri kalanına yerde sürünerek devam etmek istemiyorsan sus.”

“Ahlak masasında görevli olmadığına emin miyiz? Ya da uzaylı? Selam uzaylı, biz canlılar genelde sevişiriz.”

“Bitkilerde bir canlı sonuçta.” Chanyeol kendi yaptığı şakadan pişman olarak yüzünü buruşturdu.

“O zaman yarın ki yemeğimde seni mi yesem?”

“Ağzını bir kez daha açarsan seni evden kovarım Byun Baekhyun.”

“Peki! Sustum!” Baekhyun kıkırdayarak çenesini Chanyeol’ün omzuna dayadı. Yanağını gıdıklayan saçlar yüzündeki gülümsemeyi arttırdı. Chanyeol ise sırtında hissettiği Baekhyun’un kalp atışlarıyla eve olan yolculuğuna devam etti. Ensesinde sorgusuzca seyahate çıkan Baekhyun’un nefesi ona rehberlik ediyordu.

Eve geldiklerinde Baekhyun Chanyeol’dan daha yorgun görünüyordu. Tam tersi olması gerekmiyor muydu?

“Spor yapmaktan nefret ediyorum!”

“Yapma o zaman.” Chanyeol dolaptan soğuk su çıkartıp bardağa doldurdu.

“Sen bile beni taşımakta zorlandın.” Baekhyun dudak büzerek başka bir bardak alıp soğuk suyla serinlemeye çalıştı. Koca bardağı tek seferde içmeye kalktığı için soğuk damlalar çenesinden boynuna süzülmeye başlamıştı çoktan. Ancak genzine kaçan soğuk su bir anda acı içinde öksürmesine neden olmuştu.

“Yavaş!” Chanyeol ona yaklaşıp elinde tuttuğu bardağı alıp sırtını pat patladı. Acı dolu bir kaç öksürüğün sonunda nihayet Baekhyun sakinleşebilmişti. Kırmızı bir yüz ve dolu gözlerle.

Chanyeol yardım etmek amacıyla ona yaklaşmıştı ancak neden şimdi o yakınlık ikisine de fazla geliyordu? Baekhyun boğazının acısını unutup yaramazca gülümseyerek yutkundu ve kollarını uzun bedenin boynuna dolayarak kendini tezgahla uzun olanın arasına aldı. Chanyeol heyecanına engel olmaya çalışarak beyaz tene doğru süzülen su damlalarını gözleriyle takip etti. Neden o damlaları kıskanır gibi olmuştu? Neden onları gözleriyle değil dudaklarıyla takip etmek istemişti?

“Neden en yakın zamanda beni kovmak zorunda kalacakmışsın gibi hissediyorum?” Baekhyun başını yana eğerek yüzündeki gülümsemeyi uzun olana yöneltti. İşi yüzünden bu tarz şeyleri sıklıkla yapardı, onun için doğaldı ama bu sefer gerçekten kalbi istediği için ona yaklaşmak istemişti. İlk defa birine kur yaparken utanıyordu, çok utanıyordu ve üzgün hissediyordu. ‘Ya ona böyle yaptığım için beni gerçekten sürtük olarak düşünürse?' diye içinden geçiriyordu sürekli. 'Tanrım... Ben zaten sürtüğüm.’ Baekhyun düştüğü durumun garipliğini fark edip kollarını geri çekerek Chanyeol’den ayrılmak istedi. Ancak beline dolanan kollar ona engel olmuştu.

“Burada istediğin kadar kalabilirsin.” Chanyeol en güzel gülümsemesini karşısındaki şaşkın yüze sundu. Baekhyun’un içi sevinçle kaplanmıştı. Chanyeol ondan rahatsız değildi ve az önce Baekhyun’un cesurca yaptığı şeyi yanlış anlamamış aksine cevap vermişti. Baekhyun ‘Beni sürtük olarak görmedi’ diye sevinerek gözlerinin içiyle Chanyeol’e gülümsedi. Chanyeol'e aşık olduğunu düşünüyordu ve bu düşüncesi git gide artıyordu. 'Umarım o mayın patlamaz Kyungsoo' yutkunarak Chanyeol'e baktığında yakasından içeri düşen damlalar onu ürpertmişti. “Tabi bunun karşılığında bana bir şey vermen gerek.” Baekhyun’un parlayan gözleri içine düşen korkuyla bir anda sönmüştü. Chanyeol de diğerleri gibiydi, sadece Baekhyun’un bedenini istiyordu. Yardım etmek ya da ona yakın olmak gibi bir amacı yoktu. Baekhyun dolan gözlerini gizlemek için başını önüne eğse de duyduğu şeyle adeta bacaklarının direnci kırılmıştı ve kendini taşımakta güçlük çekiyordu. Bu defa olmaması gerekiyordu, bu defa da kaybetmek istemiyordu, o sadece sevgi istiyordu. “Bana hep böyle güzel yaparsan ve her akşam beni beklersen burada istediğin kadar kalabilirsin.” Chanyeol Baekhyun’un çenesini kavrayıp kendisine bakmasını sağladı ancak az önce mutlulukla bakan gözlerde sevinç değil göz yaşı gördü. “Baekhyun? Neden ağlıyorsun?” Baehyun boğazında düğümlenen hıçkırığa engel olamayarak bacaklarındaki son gücün tükenmesiyle mutfak tezgahına sürtünerek kendini yere attı. “Baekhyun iyi misin?” Chanyeol ona eşlik ederek yere oturdu ve ağlayan bedeni kollarının arasına aldı.

“Ben kötü biri değilim. Kötü bir şey yapmadım.” Baekhyun sadece bunu diyebilmişti. Demek istediği şeyler çok farklıydı. Chanyeol ondan bedenini istememişti, bir anlık da olsa diğerleri gibi olduğunu düşünmüştü ama o kadar iyi biriydi ki Baekhyun’un onun yanında olmayı hak etmiyordu. Ona uygun biri değildi. Chanyeol’ü tanıdığından beri aklında aile olma düşünceleri dolaşıyordu ama bu imkansızdı. Chanyeol sevimli ve masum birini hak ediyordu. Onun gibi fahişe olan birini değil.

“İstesen de yapamazsın Baekhyun. Şimdi ağlama tamam mı?” Chanyeol Baekhyun’un göz yaşlarını parmaklarıyla yakalayıp güzel yüzünü yaşlardan arındırdı. Baekhyun burnunu çekerek başını salladı. “Uyumak ister misin? Geç oldu?” Baekhyun’un itiraz etmeyen bakışları üzerine Chanyeol elinden tutarak onu kaldırdı ve kanepeye götürdü. Odasından yastığı ve örtüyü alıp Baekhyun’u yatırdı. “Şimdi güzelce uyu tamam mı? Hiçbir şey düşünme olur mu?”

“Peki.” Baekhyun rahatlamış bir gülümsemeyle Chanyeol’e baktı. Chanyeol ışığı söndürüp kendi odasına yürüdü. “Chanyeol?”

“Efendim?”

“Yarın lütfen bana saldırma olur mu? Aklımın alınmadığı bir güne başlamak istiyorum.”

“Deneyeceğim, iyi geceler.” Chanyeol onun bir anda olumlu yönde değişen ruh haliyle rahatlayarak ışığı söndürdü.

“İyi geceler.” Baekhyun Chanyeol kokan battaniyeyi üzerine iyi çekip bu gece olanları düşündü. Onun için hızla koşup parka gelmişti, endişelenmişti ve eve kadar taşımıştı. Ona zarar vermek yerine Baekhyun’un bıkmadan yaptığı işe devam etmesini söylemişti.

‘Eğer günün sonunda bu eve geleceksen ben hep beklerim ki.’ 

Innocent WhoreWhere stories live. Discover now