Ep:"İpTol saçmalığı"

2.5K 272 125
                                    

   Günün şarkısı; Alan Walker- Faded

-1-

Aybüke gözlerini sıkı-sıkı kapatıp hıçkırıklarına devam etti. Şu an etrafında onca insanın olması umurunda değildi. Umurunda olan tek insan Tolga Sarıtaş'tı. Hayatına bir anda giren, tüm dengesini alt üst eden ve Aybüke'nin aşırı doz kıskançlığı yüzünden çekip giden Tolga Sarıtaş'tı..

Yağız hoca: "Kestik, olağan üstüydü"

Yağız hocanın sesi bile onu olduğu durumdan kurtaramamıştı. Aybüke hala ağlamaya devam ediyordu. Canı yanıyordu ve az önce olanlar kesinlikle birkaç replikten, Yavuz ve Bahar'dan daha fazlasıydı..

Yağız: "Aybüke? İyi misin?"

Yağız'ın ona seslenmesi ile hemen Nil araya girdi. Yavaşça kızın kolunu tutup dışarıya çıkarken yapmacık bir şekilde tebessüm etti.

Nil: "Hocam, role girdi çıkamıyor belli ki.."

Nil Aybüke'yi dışarı çıkardı ve İlayda dahil olmakla kimseye tek kelime dahi etmemesini söyledi. Genç kızı karavanına götürdü ve kapıyı kitledi. Önce Aybük'eyi oturttu, sonra bir bardak su verdi.

Aybüke: "Abla, canım yanıyor.."

Nil: "Tamam, canım. Sen önce suyunu iç, sonra konuşalım.."

-2-

Koskoca bir hafta geçmişti. Aybüke ve Tolga Nil'in sözlerinden sonra her ne kadar etkilense de, bir türlü konuşmak için bir araya gelememişlerdi. Zaten çekmeleri gereken bir sahne daha vardı ama onu bile en sona ertelemişlerdi.

Aybüke iç geçirip kafasını oturduğu masaya vurmaya başladı. Şu an yanında Hilal vardı ve kızın bu hallerini içi yana-yana izliyordu. Bu yılbaşı kaosunda onunda suçu vardı ne de olsa.

Hilal: "Aybüke, yapma şöyle."

Aybüke kafasını kaldırdı ve kadehindeki kırmızı şarabı yudumladı.

Aybüke: "Paşamız dünden meraklıymış, ayrılığa. Bir kez bile olsun aramadı ya. Mesaj bile atmadı."

Hilal: "Yuh, Aybüke. Sanki arasa saydıracağını bilmiyoruz. Hem sen de onun kadar suçlusun. Yüzüğü çıkarmak nedir ya? Çocuk musun sen?"

Aybüke: "Ha onun yaptığı çocukluk değil, benim yaptığım çocukluk. Öyle mi?! Ayrıca ararsa tabii ki saydıracağım! Domuz herif!"

Hilal gülüp şarap şişesini masanın üzerinden aldı ve tezgaha yerleştirdi. Biraz daha içerse içki komasına girecekti Aybüke.

Hilal: "Bak, Aybüke'cim. Çocuk senin sakinleşmeni bekliyor. Ayrıca ne olur sen arasan? Ölür müsün? Sen de en az onun kadar suçlusun. Adam çapkın, tamam ama seninle nişanlandı, Aybüke! Bu ne demek biliyor musun?"

Aybüke hıçkırıp kafasını 'ne demek?' anlamında alayla salladı.

Hilal: "Senden başka hiç bir kadın umurumda değil demek.. "

Aybüke ciddi-ciddi Hilal'in yüzüne baktı ve birden kahkaha atmaya başladı. Artık çoktan sarhoş olmuştu bile. Kahkahalarını bastıramadan gülüp duruyordu.

Hilal: "Ben sana yapacağımı bilirim"

Hilal kendi-kendine mırıldanıp ayaklandı ve lavaboya gitme bahanesi ile Aybüke'nin yanında uzaklaştı. Hemen telefonu açtı ve Tolga'ya küçük bir mesaj yazdı. Tabii bu mesaj biraz da endişelendirmek amaçlıydı.

Galata'nın Kızkulesi| TamamlandıWhere stories live. Discover now