11.Bölüm ''Ceza''

Start bij het begin
                                    

Anonim: Yeniden mi açacaksın o konuları?

UlaşTunay: Evet, açacağım.

Anonim: O zaman ben gidiyorum.

UlaşTunay: Ne?

Cevap vermeden telefonu kapattım ve telefonu prizdeki şarj aletine takıp kendimi televizyonun karşısındaki kanepeye attım. Bu konu hakkında konuşulduğunda hiç olmadığı kadar geriliyordum. Gerçekleri ona anlatmak için bir istekle doluyordum. Ve bu istek beni hiç olmadığı kadar korkutuyordu. Kendime güvenemiyordum.

Bir gün karşısına çıksam ve ona gidip, ''O anonim benim.'' desem ne tepki verirdi acaba? İlk önce büyük ihtimalle yaşadığı şoktan dolayı tepki veremezdi. Sonrasını ise kestiremiyordum. Benim için koca bir belirsizlikti.

Tv8'de Yemekteyiz isimli bir yemek yarışması vardı. Diğer kanallardaki Müge Anlı çakması programları izleyip psikolojimi bozacağıma yemek programı izlemeyi tercih ediyordum açıkçası. En azından evlilik programlarını izlerken eğleniyorduk be!

Allah'tan annem ev hanımı değildi. Yoksa okuldan eve döndüğümde o programları izleyen bir anneyle karşılaşmak isteyeceğim son şey bile olmazdı açıkçası.

Ama artıları ve eksileri karşılaştırdığımda annemin ev hanımı olmasını isterdim. Eve geldiğimde hazır yemekle karşılaşırdım, annem benimle daha çok ilgilenirdi. Sanırım bunun eksikliğini ömür boyu hissedecektim. Bazen sırf bu yüzden ev hanımı olup çocuklarımla daha çok ilgilenmeyi düşünüyordum.

Annem akşam eve geç gelmişti ve yemek yapmaya vakti olmadığından yemek sepetinden pizza sipariş etmiştik. Deli gibi acıkmıştım. Pizzayı sipariş etmemizin üstünden kırk dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. Dayanamıyordum.

''Pizzalar geldi! Gelin hadi!''

Annemin sesini duymamla birlikte yattığım yerden doğruldum ve ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Burnuma çok güzel kokular geliyordu.

Mutfaktan içeri girdiğimde masaya oturdum ve  ''Babam nerede?'' diye sordum. Normalde her gün akşam 7'de evde olurdu.

''İşleri çok yoğun, bugün geç gelecek.''

Kafamı anlamışçasına salladım ve pizzamı yemeye başladım.

İkinci dilim pizzamı yemeye başlarken annem, ''Size güzel bir haberim var.'' diye söze başladı. Bakışlarımı pizzamdan ayırıp anneme çevirdim.

''Ne sürprizi bu?'' diye sordum heyecanlı bir şekilde. Annem bana doğru döndü ve içten bir şekilde gülümseyerek, ''Babanızla konuştum. 15 tatilde İzmir'e gidiyoruz.'' dedi.

İnanmıyormuşçasına ona bakmaya başladım. Doğru mu duymuştum?

''Sen ciddi misin?'' diye bağırdım mutluluk içeren ses tonuyla. Annem gülerek, ''Evet, ciddiyim.'' dedi.

Uzun zaman sonra aldığım en güzel haber olabilirdi. İzmir'i çok özlemiştim. Arkadaşlarımı, oradaki komşularımızı hepsini çok özlemiştim.

Ve en önemlisi denizi.

Denizi izlerken uzaklara dalmayı, düşünmeyi en çokta bunu özlemiştim işte. Ama maalesef Ankara'da deniz yoktu. Her taraf binaydı ve binalara bakmakla denize bakmak maalesef ki aynı şey değildi.

Ablam, ''Çağla uzun zaman sonra ilk defa seni mutlu görüyorum.'' dediğinde duraksadım. Doğru söylüyordu. Uzun zamandır kendimi mutlu hissetmiyordum. Çünkü bazı şeyler beni fazlasıyla üzmüştü. Altından kalkamıyordum ve beni üzen bu şeyle her gün karşı karşıya olmak çok yorucuydu.

AnonimWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu