Kapıyı tıklatarak odaya girdim. Salonda beklediğim kadar çok kişi yoktu. Barlas ve tanımadığım iki erkek daha kocaman masada karşılıklı oturuyordu. Önlerinde farklı farklı parfüm şişeleri vardı. Barlas beni görünce yanlarına çağırdı.

"Gel Nisan. Bir de kadın fikri alalım" dedi. Neden bahsettiklerini anlayamamıştım. "Bize parfümler hakkında ne düşündüğünü söyle. "

Parfümün birini sağ bileğinin iç tarafına sıktım. Kokunun kendini bulması için birkaç saniye bekledim ve sonra kokladım. Koku güzeldi ama biraz fazla kadınsıydı. Diğer parfümü de dıger bileğinde denedim. Bu parfüm diğerinin aksine fazla çiçek kokuluydu.

"Ne düşünüyorsun? " diye sordu Barlas Bey. Onların istedigini mi yoksa gerçek düşüncelerimi mi söylemeliydim?

"Bilemiyorum." dedim sadece. Barlas Bey bir sorun olduğunu anlamıştı.

"Ne oldu? Düşüncelerini söyler misin ?" Madem ısrar ediyorlardı onlara gerçek düşüncelerimi söyleyecektim.

"Bakın parfümler güzel ama birisi fazla kadınsı , diğeri ise fazla çocuksu. Tabii ki bu kokuları kullanan kadınlar var. Ama ürettiğiniz parfümlere bakacak olursak hep bu tarz kokular. " dedim. Gerçekten de hep böyle kokuklar üretiyorlardı. Sabahtan beri parfümleri tarih sırasına göre diziyordum ve dikkatimi çeken çok az parfüm olmuştu.

"Peki siz daha iyi bir fikir önerir misiniz? " diye sordu karşımda oturan adam. Yorumlama şaşırmış ve biraz kızmış olmalıydı. Yüz hatları birden sertleşmişti.

"Bakın sizin tanıdığınız çoğu kadın böyle konulara bayılıyor olabilir ama sizin müşterilerinizin çoğu benim gibi normal bir kesimden. Ve normal kesimin çoğu sizin düşündüğünüz gibi güzel elbiseleri, seksi kokuları sevmez. " Bir an duraksadım ama kimse bir şey söylemeyince konuşmaya devam ettim. " Onlar daha farklı şeyler ister. Mesela erkek kıyafetleri! Çoğu kadın erkek kıyafetleri giymeye bayılır. Parfüm olarak sevgililerinin kokularını sıkarlar. Bundan yola çıkarak erkek kokusunu andıran bir seri yapabiliriz. Böylece kadınların dikkatini çeker."

Karşımdaki üç adam da bir şey söylemeden bana bakıyordu. Demin konuşan adam tekrar konuştu.

"Peki Küçük Hanım bu parfumlere nasıl bir reklam yapmayı planlıyorsunuz? " dedi. Artık gerçekten bana kızgın olduğunu anlayabiliyordum. Ama altta kalmaya niyetim yoktu.

"Aslında o kadar zor değil. Bir kraliyet balosuna giden bir kadın düşünün. Çok güzel giyinmiş ve parfümünü sıkıyor. Davette tüm gözler onun üzerinde. Birden balo odasına elinde kılıç olan, kaslı ve yakışıklı bir adam giriyor. Herkes korkuyor. Adam tüm muhafızları yeniyor. Bu sırada kadınımız eline bir kılıç alıyor ve adama karşı koyuyor. Adeta kılıçlarla dans ediyorlar. Karşıdaki adam kadının parfümünün kokusuyla bir an duraksıyor ve kadın onu alt ediyor. En sonunda da jenerik giriyor ve 'sınırları yok et' yazıyor. Sloganımız da şu : Cesur, güçlü ve güzel kadınların parfümü."

Söyleyeceklerim bitmişti. Barlas Bey'in yüzünde bir gülümseme oluştu.

"İşte bu. Hemen bu proje üzerinde çalışmaya başlayın" dedi. Toplantı burada bitmişti. Adamlar ayağa kalktı ve Barlas Bey ve benim elimi sıktılar. Tam odadan çikacaklarken kapida hızlıca gelen Sinem Hanım gözüktü.

"Kusura bakmayın geç kaldım. Toplantı bitti mi yoksa ?"

"Evet." diye cevap verdi bana demin sorular soran adam. Sesi çok huysuz geliyordu. Adamlar odadan ayrıldı.

"Barlas gerçekten geç kaldığım için özür dilerim. " dedi Sinem Hanım. Sinem Hanım geçen gün Barlas Bey'in odasına gelen kızıl saçlı kadındı.

Evliymişim Ama Haberim YokWhere stories live. Discover now