Poğaça

8.4K 390 3
                                    

Birinci günüm sorunsuz geçmişti . Şimdi sıra ikinci gündeydi . İlk işim köşedeki fırına gitmek oldu .

" Buyur kızım ne istersin ? " diye sordu fırındaki yaşlıca amca .

" Poğaça alacaktım " dedim .

" Neli isersin ? " die sorduğunda poğaçalara baktım . 5 çeşit poğaça vardı : Peynirli , patatesli , sade , haşhaşlı ve zeytinli . Hangisini almalıydım ?

" Abi sen bana hepsinden ikişer tane paketle ne olur ne olmaz . Yeni işe başladım . Patronum neli sever bilmiyorum " dedim . Tonton amca poğaçaları paketledi .

" Ne kadar borcum ? "

" 10 lira kızım " cüzdanımdan 10 tl çıkardım ve hayırlı işler dileyerek fırından çıktım . Sonraki durağım holdingin yanındaki kafeydi . Oradan sade iki kahve aldım . Ne olur ne olmazz iki kahve almuştım . 5 tl tuttu.

Bir günde 15 tl hacamıştım. Her gün böyle olursa maaşımdan çok para harcayacaktım . Ama zaten maaş alamayaccaktım ki . 10 bilemedin 15 gün çalışacaktım sadece . Şirkete girdim ve danışmada oturan Barış'la karşılaştım ..

" Günaydın " dedim . Barış'la dün öğle molasında birlikte oturmuştuk . Ondan başka arkadaş edinememiştim daha . Ama Barış çok iyi bir çocuktu .

" Günaydın. Elindekiler ne ? " poğaçaları ve kahveleri gösterdi . Ofladım .

" Barlas Bey istedi . "

" Garson yaptı seni desene " diyerek gülmeye başladı . Barış'a Barlas Bey'i garson sandığımı anlatmıştım .

" Uff lafa tutma beni . Hadi görüşürüz . " diyerek asansöre doğru yürüdüm . Asansörde 23. kata bastım . Asansör doğru kata geldiğinde indim . Çantamı ve elimdekileri masaya bıraktım . Barlas Bey daha gelmemişti . Dün beni görevlendirdiği dosyalarla ilgilenmeye başladım .

5-10 dakika sonra Barlas Bey geldi ve bana bir şey söylemeden odasına girdi . Ben de poğaçaları ve bir kahveyi aldım ve kapısını tıklatarak içeri girdim .

" Ah koy masanın üzerine " dedi .

" Tabi " diyerek masanın üzerine bıraktım . Barlas Bey leptopunda bir şeyler yazıyordu .

" Çıkabilirsin " dedi . Odadan çıktım ve dosyalama işine geri döndüm .

Telefonun çalmasıyla telefonu açtım . Barlas Bey'di . Ona kahvesini vereli 5 dakika geçmişti .

" Odama gel . " dedi ve telefonu kapattı . Kahvesini mi beğenmemişti ? Yoksa soğudu diye laf mı söyleyecekti ? Kapısını tıklatarak odasına girdim .

" Buyurun . "

" Burada neden 10 poğaça var ? "

" Ben sizin neli sevdiğinizi bilemedim her çeşitten ikişer tane aldım " dedim mahçup bir edayla .

" Ve kahve de soğumuş "

" Kusura bakmayın gelirken aldım siz de biraz geç gelince ... " lafımı kesti

" Tamam tamam başka kahve var mı ? " diye sordu

" Evet ne olur ne olmaz diye almıştım "

" Getir onu " diye emir verdi . Odadan çıktım ve masanın üzerindeki kahveyi alıp burnumdan sluyarak odaya geri döndüm . Kendini ne sanıyordu bu adam ? Eğer bir hedefim olmasaydı elimdeki kahveyi kafasından aşağıya boşaltabilirdim . Ama sakin olmalıydım . KAhveyi masasının üzerine bıraktım .

" Çıkabilir miyim ? " diye sordum sinirimi yatıştırmaya çallışarak .

" Hayır " dedi . Hayır dedi ! Bu son damlaydı .

" Hayır mı ? " diye sordum . Kızgınlığım sesimden anlaşılıyordu .

" Otur . " dedi . Robot muydum ben ? Niye oturacaktım ? " Duymadın mı otur ? " dedi tekrar . Bu sefer oturdum .

" Bak benden çekinme " dedi bu sefer .

" Çekinmek mi ? Ben sizden çekinmiyorum "

" O zaman bir barış imzalayalım . Ne dersin ? " ne mi derdim ? adamın ne dediğini bile anlayamamıştım ki .

" Neye ne derim ? "

" Kahvaltı yaptın mı ? " dedi . Kahvaltı da nereden çıkmıştı . Ne yapacaktı ?

" Hayır " diye cevap verdim .

" Bu poğaçalar bana fazla . Gel birlikte yiyelim " dedi . Deminden beri derdi bu muydu ? Ben boşuna mı sinirlenmiştim ?

Aptalım diye düşündüm . Gerçekten aptaldım . Adam beni düşünüyordu ben ise hiçbir hakkım yokken ona kızıyordum. Yemek davetini kabul ettim ve masasında poğaçaları yemeye başladık .

" Bu arada peynirli poğaça severim "

" Tamam Barlas Bey . " dedim . Yani bu kadar şeyi boşuna almıştım . Kapının açılmasıyla yerimden hopladım . Kızıl saçlı bir kadın dosyalarla odaya girdi . Beni gördüğüne şaşırmış gibiydi . Ayağa kalktım ve odadan çıktım .

Günün kalanı sakin geçti . Eve geldiğimde yalnızdım . Evde kimse yoktu . Biraz televizyon izledim . Sonra aklıma bir fikir geldi . Atakan'ın odasına girmek . Girdim de .Yatğı dağınıktı . Onu düzelttim . Sonra etrafa fırlattığı eşyalarını katladım ve dolaba yerleştirdim .

Tam dolabı kapatacakken koşede patlayan bir şey farkettim . Üstündekileri kaldırınca bunun bir kasa olduğunu anladım . Acaba kasanın içinde ne vardı ? Bir şifre sallamayı denediim . Tutmadı . İçinde ne olduğunu çok merak ediyordum . Bir kez daha şansımı denemeliydim

7777

yi tuşladım . 7 uğurlu sayımdı . Kasa açıldı . Gerçekten açılmıştı . Kasayı yavaşça araladım . İçinde deste deste para , birkaç pasaport vardı . Hepsi farklı isimler adınaydı ama Atakan'ın resimleriydi .

Ama kasanın içinde bir şey daha vardı . Elimi uzattım ve pasaporta benzeyen şeyi çıkardım . Ama bu bir asaport değildi . Elimde tuttuğum şey bir evlilik cüzdanıydı .

Atakan ve benim evlilik cüzdanım !

Evliymişim Ama Haberim YokWhere stories live. Discover now