✳ 36.BÖLÜM ✳

4.2K 257 32
                                    

Selamun aleyküüm. Arayı fazla açmadan yeni bir bölüm getirdim sizleree :) Umarım keyifle okursunuz...

O zaman haydin okumaya ..

****

Eve geldikten sonra Semra'ya kısa ama fazlasıyla anlaşılır bir mesaj atarak yarın akşam dışarda buluşmamız gerektiğini yazmıştım. O da arayı fazla açmadan on dakika sonra niyesini niçinini sormadan, 'tamam' demişti. Kardeş gibi kardeş işte. Aramızdaki bağın kuvveti bir kez daha gün yüzüne çıkarken pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Prensim de biraz sonra gelerek yanıma uzanıp başımı göğsüne yatırıp saçlarımla oynamaya başladı.

Ona olan hayranlığımı her defasında dile getirmemden bıkmış olması ihtimalini düşünerek içimden sıraladım tüm hayranlık cümlelerimi.

"Günün nasıl geçti prensim?" İçimde ki cümleler ile yakından uzaktan alakası olmayan sorum sonrasında kafamı hafifçe geri çekip yüzüne bakmaya başladım.

"Biraz sıkıcıydı."

"O şirkette sıkılmamak elde değil prensim. Hiçbir atraksiyon yok mesela. Gelip analiz etmiş biri olarak söylüyorum."

Kıstığı gözleri ne zaman gittiğimi hatırlamış gibi bakıyordu. Onu takip ederken gitmiştim. Şirketteki kızları yakından görme fırsatım olmuştu.

"Şahane sesli bir arkadaş vardı, canın sıkıldı mı onunla konuş."

O gün aklıma gelince hem utanıyor hem de gülüyordum. Ne deli kizum ben da. Uşağın şirketine dedektif misali girmiştim. Araştırmamı da bir kız ile konuştuğunu görünce yarım bırakmıştım. O kızı da yolmadum ben. Aman olsun düğünüme geldiğini söylemişti prensim. İnşallah çatlamıştır.

"Seyfettin'i diyorsun."

"Adı da Seyfettin mi? Uzaktan gören hayran kalır ama sesini duyunca da köşe bucak kaçmak ister."

Kaşları çatıldı. "Hayran kalır derken."

"Benim için söylemiyorum, benim tipim değil ama bakılır uşak sonuçta o kadar anlıyorum."

"Sen sadece bana baksan yeter." dedi ve sustu. Ona bakarken kurduğu bu cümle ansızın bir kahkaha attırdı bana. Kahkaham yerini gülümsemeye bıraktığında prensimin dikkatle beni izlediğini farkettim.

"Ben zaten sana bakıyorum. Sadece sana." Yüzünü yüzümle hizaladıktan sonra güzel yüzünü avuçlarımın arasına alıp gözlerine baktım yakın kadrajdan. Ela gözleri öyle güzel bakıyordu ki iç çekerek bakmaya devam ettim. Yanağından uzunca bir öpücük aldıktan sonra, "Seni deli gibi kıskanıyorken seninde beni kıskanman için dua etmiştim. Duam kabul oldu şükür." dedim.

Kocam beni kıskandı diye sevinen tek kadın ben değilimdir inşallah. Yoksa sevgili prensim neden uzaylı görmüş gibi şaşkın şaşkın baksın ki.

"Duaların bile enterasan Hafsa."

Ellerimi yüzünden indirdikten sonra kısa süreli kapattığım gözlerimi yine prensiminkiler ile buluşturdum.

Hem ben türüne az rastlanan bir kadınım. Herkes gibi inşallah kocam bana çiçek getirir gibi dualar edecek değilim.

"Belki de bu kadar farklı olduğun için seni böyle seviyorum."

"Farklı olmasam sevmeyecesun yani." Bozulduğumu cümlem ile ifade edip kenara çekilmek yerine bir güzel de somurtup ifade ettim. Somurtan yüzüm biraz sonra gülümseyen emoji gibi tatlı tatlı gülmeye başladığında prensime baktım göz ucuyla.

GÖNLÜMÜN EFENDİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin