✳26.BÖLÜM✳

5.2K 431 59
                                    

Selamun aleyküüm... Yine daha da gecikmeden bol gülmeli bir bölüm getirdim sizlere. Umarım beğenerek okursunuz...

Bu arada yazım yanlışları var ise kusura bakmayın.

Keyifli okumalar efendim :)

*******

Sabah erkenden kahvaltımızı yaptıktan sonra dip köşe temizliğe girişmiştik. Ama ne temizlik. Koca evde kül kedisi muamelesi görüyordum. Ablam hamileliğini kullanarak ufak tefek işlerle ilgileniyordu. Anacum ise ablamın yerini almıştı. Mutfakla ilgileniyor arada gelip beni kontrol ediyordu. Ve baş gardiyan. Anneannem. Gardiyan gibi gardiyan.

Onlar "sil" diyordu, canımı dişime takarak siliyordum. Onlar "bir daha" diyordu "olmamiş, bir daha sil" diyordu. Sildiğim yeri bir daha vrie bir daha siliyordum. Bana da yazıktı ama takan yoktu.

Ben insan değil miyim?

Anacumun "Bir daha sil" dediği yerleri silmeme rağmen, anneannem "iki defa daha sil" diyordu. "Evlenup gideysun, gaynanana bu kiz evda hiç iş görmemiş mu dedurtme, temiz iş gör" diye ekliyordu birde. Sabahtan beri öğüt dinliyor, sildiğim yerleri en az üç defa daha siliyordum. Bu kadar da temiz olunmaz ki kardeşim. Bir gün yaptıysak on gün yatmalıyız bence. Her gün temizlik mi olur da?

Şaka şaka... On gün olmasa da iki, üç gün yeterli. Ama hergün hergün de olmamalı. Yazuk bize da.

Hayır yani sildiğim yeri bir daha yetmedi iki defa daha silmek nedir? Gördükleri en küçük leke için bile "Hafsa burayı temiz silememişsun" diyerek yeniden sildiriyorlar. Havada uçuşan tozların hesabını bile ben veriyom ya.

Evlenip gidicem ama hala temizlik yapıyom...

Yazuktur günahtur
Silmedun demeyun bari
Sildiğim yeri bir dahi
Silmek eziyet gibi...

Oy oy...

Kafamda ki her daim horon tepen, horon tayfası bile izdivaya çekilmişti. Slow takilaydi.

Öğle ezanı okunmaya başladığı an temizliğimizde bitti. Ben yorgun, ben bitkin. Ama hala ayakta.

Şimdi de Semra'lara gitmek için hazırlanırken bir yandan da Rukiye ile planımızın üzerinden geçiyorduk. Kendimi sıfırlayıp bir nevi enerji ile dolmuştum. Bir hayır işine girişiyorduk.

Semra ve Ufuk abim... Bugün ikisini karşılaştıracaktık. Semra uzun zamandır buralarda olmadığından yüz yüze gelememişlerdi. Hoş, buralarda olsa da yine karşılaşamıyolardı ya. Biz bile doğru düzgün göremiyorduk ki Ufuk abimi.

Polis olmak zor. Her şeyiyle. Ama Ufuk abim işini sevdiği için hiç şikayet etmez. Öyle günler oluyor ki evi otel niyetine kullanıyor. Sadece üzerini değişiyor, bazen halamın zoruyla hangi öğüne denk geldiyse o öğünü yiyip yeniden çıkıyor.

"Abim bugün dört gibi gelecekniş Hafsa." Bir süredir camdan uzattığı başını bana çevirdi Rukiye. Oda benim kadar istiyordu bu işin olmasını.

"Bak bu iyi oldu. Planımıza uyar." Saçlarımı taradıktan sonra arkaya attım. Bugün saçımı toplamayacaktım.

"Tamam," dedi Rukiye kapıya doğru ilerlerken. Kapıya vardığında bana döndü. "Annemden anahtarı ben alırım. Telefonunu da titreşime alırım o saatte. Anneme ulaşamayınca bana döner abim."

"Tamam. Sen Semra'ların kapıya gelmesini söyledin mi tamamdır. Gerisi bende."

"O zaman operasyon başlasıın. " diyerek ellerini birbirine vurdu ve bana öpücük atarak çıktı odadan.

GÖNLÜMÜN EFENDİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin