ELEKTRİK

92 15 1
                                    

—- Carol , ne kadar da şakacısın (!) . ( zoraki bir şekilde de olsa gülümsüyordu )
—- Hey , şaka yapmıyorum . Ciddiyim ben  gayette. Her neyse  zaten yapacağım başka bir şey kalmadı . Estetik dikiş olduğu için de alınmasına gerek yok . Tekrardan geçmiş olsun size . Görüşürüz Winter .
———————————————————————————————
Carol 'un attığı on estetik dikiş ( bir estetik dikiş : üç klasik dikiş ) yaklaşık yarım saat sürmüştü . Winter'ın elini sıkı sıkıya tutarken sanki ellerinin üzerinde bir şeyler varmış gibiydi . Yani ellerinde sanki incecik ten renginde eldivenler varmış gibiydi . Bunu belki bu kadar uzun  süre elini tutmamış olsam anlayamazdım fakat ellerimiz terlemeye başladığı vakit sanki hissettiğim farklı bir şeyler varmış gibiydi .

—— Hayatına girdiğimden beri her şeyini mahvetmeye başladım . Farkında mısın ?
( neden sesinde bu kadar fazla üzüntü vardı ki ?)
—— Hayatıma girdiğinden beri  duygu dünyamı alaşağı ettin . Ama buna mahvetmek değilde tam tersine çevirmek diyelim güzelim . ( gözlerinin içine bakarken biraz uyanmış gibiydi özellikle  de son cümleden sonra)
Sanırım bugünkü son konuşmamızdı diye düşünmeye başlıyorum çünkü birkaç dakika boyunca tek kelime etmiyordu .
Az sonra yerdeki fayansları bütün dikkatini vererek süzmeyi kesiyor ve ;
—— Bugün olan her şey için tekrardan özür dilerim ( elindeki telefonunu sallayarak ) , şimdi çıkmam gerekiyor acilen .

Sonrasında yine her zaman olduğu gibi yüzüme bile bakmadan çıkıp gidiyor .
Arkasından —attığı adımları sayarken— şimdi bugün benim ilk reddedilişim miydi diye düşünüyorum. Kendi kendime bu durumla alay ederken en sonunda bana kendi ayaklarıyla gelecek diye düşünüyorum.
———————————————————————————————

Gerçekten kendimi biraz paranoyaklaşmış hissediyordum . Ama gerçekten ellerinde  kendi teniyle tam uyumlu —- sanki Winter için yapılmış — bileklerine kadar uzanan eldivenleri vardı . Ayrıca şu sol yüzük parmağındaki metal parçası da vardı ...
Sanki birilerinden ya da bir şeyden korunmak için epey çaba harcıyor gibi gözüküyordu.
Ya da geliştirmeye çalıştığı  kişisel savunma yöntemleri : karşındaki insanı istediğin süre boyunca baygın tutmak yada biyo elektriğini bozmak ....
Şu an sadece deneme aşamasında yapmaya çalışıyorduk ama planladığımız şeyler çok tehlikeliydi . Deneklerin bir daha uyanamama olasılıkları vardı . Ben sadece biyo elektrik üstünde duruyordum . Ama  fazla bir sonuca ulaşamamıştık .
Başım bugün olan olaylardan dolayı kazan gibiydi . Dopdoluydum . Ayrıca şimdi zile basacaktım ve karşımda açıklama bekleyen üç insan bulacaktım ama açıklayacak gücü olan birileri yokmuş gibiydi ...

—— Evin yolunu sonunda bulmuş... Aah , yüzüne ne oldu ?
—— Jonghyun ...

Aah , uzunca sürecek olan sorgum daha eve adım atmadan başlamıştı .
———————————————————————————————
Başım ağrıyordu , tam olarak ne hissettiğimden emin bile değildim. Sadece karanlık koridorun bir an önce bitmesini istiyordum. Dopdolu zihnimde durmaksızın çınlayan kelimelere engel olamıyordum . Ne zamandan beri KIŞ beni bu kadar terletir olmuştu ?
Aklımdaki diğer soru işaretlerinden birisi de son zamanlarda epey üzerinde durduğumuz biyoelektrikti .
Canlılar üzerinde olan uygulamalarda bu kadar kontrol sahibiyken diğer ...
Hayır , ama cidden şimdi sırası mıydı ki ?
Tam odamın lambasını yakarken elektrikler kesilmişti . Kesintinin ne büyüklükte olduğunu görmek için pencereden dışarıya bakıyorum . Bütün şehir ışıl ışıldı . Tek sorun bizim apartmanda hatta belki de sadece bizim dairedeydi ...
Odamdan çıkıp hole doğru ilerliyorum . Babam kapının sol üstündeki sigorta kutusunu açmıştı .
—- Sadece sigorta atmış .

Aklıma gelen şey doğru olabilir miydi acaba . Eğer gerçekten öyleyse büyük ses uyandıracaktı .
———————————————————————————————
( saat , 7:15)
—— Maksimum ne kadar gül koyabiliyorsunuz ?
—— Kırk tane ama eğer bu kadar fazla isterseniz sadece kırmızı gül koyabiliriz . Elimizde istediğiniz sayıda sadece kırmızı gül kalmış . Malum , pek mevsimi değil de .
—- Peki , tamam sorun değil hepsi kırmızı olsun . Dediğim saatte istediğim yere bırakın lütfen .
——Not ya da isim olmayacak mıydı ?
—— Hayır , herhangi bir not istemiyorum .

Her neyse , umarım ben hastaneye varmadan güller sahibinin eline ulaşırdı . Nasıl olsa kimden geldiği gayet açıktı .
———————————————————————————————
Beşinci kata geldiğimde elimdeki çikolataların paketlerini asansörün sağındaki çöpe atıyorum . Bugünkü çöp kutusu sanırım biraz fazla erken dolmuştu , kırk tane gül ...
Tam karşımdaki oda , kesinlikle soluğumu vermem gereken yer orasıydı .

—— Sabah sabah ne bu gerginlik bebeğim ?
Odasına bu kadar ani bir giriş beklemiyordu sanırım . İlk birkaç saniye şaşkın şaşkın bakmıştı sadece .
—— Gerginlik mi ? Hayır , hayır alakası yok . Sadece isimsiz gelen birkaç gül vardı . Odamdaki çöpe sığmayınca koridordakine atmam gerekti .

Birkaç tane mi ? Gerçekten orada tam kırk tane gül vardı . Nasıl çöpe atabilirdi ?

——Neden çöpe attın ki ? Gerçekten bu kadar mı değersiz gözüktü gözüne ?

Bu kadar fazla olacağını tahmin etmediğim kadar gülümsemişti .
—— Gönderdiğin güller çok fazlaydılar , çok fazla göze batacaklardı. Buraya bir sürü sevgilisinden ya da eşinden ayrılan insan geliyor .
—— Çöpe mi atman gerekiyordu gerçekten ? Madem hastalarını bu kadar önemsiyorsun , dünden beridir senin için neyim ben ?
( çok fazla sinirlenmemeye çalışıyorum , sesimin çok fazla yükselmemesi için uğraşıyorum ama olanlar çoktan olmuştu bile . Elimdeki çikolataları masasının üzerine sert bir şekilde attıktan sonra ) Yine çöpe atmak istersen diye ...

Arkamı dönüp giderken en ufak bir ses ya da tepki gelmiyordu . Kapıyı daha nazik bir şekilde de kapatabilirdim belki de ama ...
———————————————————————————————
Bugün ikinci defa öğlen arasında tek başımaydım . Ben istemiştim böyle olmasını , bilerek erken inmiştim yemekhaneye . Böyle olması sanki şu an daha iyi olacaktı . Ardından çıkarken de karşılaşmamak için yemekhaneden erkenden ayrılıyorum . Sanki laboratuvarda bugün beraber çalışmayacakmışız gibiydi . Eninde sonunda yalnız kalacaktık zaten .
———————————————————————————————
—— Bugün biraz geciktim sanırım , özür dilerim . Hemen başlayalım .
——- Aa , Winter benim şimdi sana göstermek istediğim bir şeyler var . Sadece gözlerini kapat ve beşten geriye say ...

İtiraz etmemesine biraz şaşırsamda olduğu yerde saymaya başlamıştı .
—-Beş ...

Tekrardan yapmak zor olmamalıydı , üstelik şimdi sadece zihnimde değil tam karşımdaydı .
Elektrikli bir alet bulmalıydım . Ve en yakınımda duran bilgisayarın yazıcıyla olan kablolarından birini elime alıyorum .
—— Dört ...
Gerçekten işe yarayacağına olan inancımı tekrardan tazeliyorum .
—- Üç ...
Gözlerimi kapatıp , odaklanmaya çalışıyorum . Tekrar tekrar tam olarak ne olması gerektiğini hayal ediyorum .
—- İki ...
Biraz daha yaklaşıyorum . Ardından elimdeki kabloyu yere bırakıp gözlerimi açıyorum .
—-Bir ...
Jeneratör çalışmaya başlamadan önce sadece sekiz dakikam vardı .
—- Wow , etkileyici ama ne diyeceğimi bilmiyorum .

Canların olmadığı laboratuvar bir anda karanlık olmuştu ama yine de önümdekileri rahatlıkla görebiliyordum .
Karşımdaki kadını ellerinden tutup kendime doğru çekiyorum ve kulağına doğru eğilerek ;
—- Şaşırmak için bu kadar acele etmeseydin keşke ...

WİNTER'S WONDERLANDWhere stories live. Discover now