Özel Bölüm

106 16 1
                                    

Jonghyun hastaneye geleli tam bir ay olmuştur ve günlerden pazardır . Pazar günleri diğer hastanelerden farklı olarak poliklinikler çalışmaktadır fakat öğleden sonra laboratuvarda çalışma yapılmamaktadır .
21.10.2017 ...
Vaktin nasıl bu kadar çabuk geçtiğini anlayamıyorum . Buraya geleli tam bir ay olmuştu , gözlerine bakarak geçirdiğim tam bir ay...
Herneyse , artık uyanmalı ve hazırlanmalıydım , saat altı olmak üzereydi . Bu hastanede geçen günlerimi düşünüyorum da ilk defa hayatımda gösterdiğim ilginin karşılığını alamıyor gibiydim . Her gün gözlerinin içine seni seviyorum diyerek bakıyordum ama karşılığında aldığım bakışları asla ben de  seni seviyorum demiyordu . Yaptığımız çalışmalarda son sürat ilerliyorduk ve ben de kendimi kaptırmış gidiyormuş gibi gözükmeye çalışıyordum . Bugün ilk defa psikiyatriden bir randevum vardı çünkü bugünkü  hasta sayım normale göre azdı . Sadece bir saat sürecek önemli bir ameliyatım vardı . Eminim biraz konuşmak iyi gelecekti .
Bunları düşünürken üstümü giyinmiştim , bugünkü kahvaltım biraz yalnız olacaktı . Sonuçta bugün aslında tatil günüydü ve  bugün tek çalışan bendim . Bu kadar yorucu bir iş temposu içinde olacağımı hiç düşünmezdim . Yine de çevremde beni seven insanlar olduğu sürece hiç sorun değildi , bu sevginin karşılık görmesi de en çok istediğim şeylerdendi . Belki bugün her şey çözülürdü ...
Kahvaltımı yaptıktan sonra evden kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek  çıkıyorum . Arabamı çalıştırırken günümünde tıpkı bugünkü hava gibi ılık ve güzel geçmesini istiyorum . Son derece sakin olan yolda ilerlerken Winter'ın en sevdiği şarkının ne olduğunu düşünerek geçiriyorum . Eğer sözlerini bildiğim bir şarkıysa söylemeyi isterdim . Daha önce sanırım beni şarkı söylerken hiç görmemişti .
Aldığım randevuyu düşündükçe artan kalp ritimlerim eşliğinde arabamı otoparka park ediyorum . Acaba psikoloji kliniğinden randevu alıp da benim gibi heyecanlanan  kaç insan vardı ?
Kendi kendime bununla eğlenirken  asansörün beşinci kata geldiğini işaret eden sesini duyunca iniyorum . Haftasonları burada olmayı hala garipsiyordum , üstelik Winter  da henüz gelmemişti . Otoparkda arabasını görememiştim . Koridorun sonundaki odamın kilitli kapısını açtığımda ilk gözüme çarpan şey birkaç hafta önce tanıştığım diş doktorundan - Taehyung - gelen kurumuş çiçekler oluyor . Neden hala atmadığımı bilmiyorum . Belkide bu hastaneden aldığım ilk hediye olduğu için saklamak istiyordum . Zaten öyle yada böyle o çiçekler daha uzun bir süre odamda duracaklardı . Havaların gittikçe soğumasına karşılık yine de odamdaki camlardan ikisini açıp biraz havalandırmak istiyorum . Bazen gerçekten de bunalmaya başladığımı hissediyordum , buradaki iş ve çıkar ilişkileri ile ilk defa karşılaşıyor olmamın da kendimi bunalmış ve sıkışmış hissetmemdeki etkisi yadsınamazdı.
Odamdaki saatime baktığımda muayene saatine oldukça az kalmıştı , bugün de hastanenin açık olduğunu bilen az sayıdaki hastamı muayene etmeye  on beş dakika sonra başlıyacaktım . Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak erkek bir doktor çok tercih edilir bir şey olmamayı günümüzde bile hala sürdürüyordu . Fakat hastanedeki tek operatör doktor ben olduğum için hafta içi hasta sayım epey fazla oluyordu . Üstelik bugün saat 10:30'da aşağı yukarı bir saat sürecek olan -bu hastanede yapacağım en önemli ameliyat - bir laparoskobik histerektomi ve laparoskobi yardımlı  vajinal histerektomi ameliyatım vardı . Bu yüzden de biraz gergindim . Ama sanırım daha sonrasında yapacağım şeyler de beni daha az germeyecekti. Bugünkü ilk hastamın geldiğini belli eden sekreterin ve açılan kapının sesini duyunca  nasıl geçtiğini anlayamadığım muayene saatim  başlıyor .
Yaklaşık iki saatin sonunda-- hasta kontrolü bittiğinde—- ameliyat için hazırlanmaya başlıyorum . Sonuçta olabildiğince başarılı olmalıydım yoksa yeterli olmadığım için başka bir hastaneye gitmem epey olasıydı sonuçta hala deneme sürecinde bulunuyordum . Ameliyathanede ellerimi sterilize edip ameliyat eldivenlerimi takıyorum .
Ameliyat için gerekli olan elbiseleri , saçlarımı gizlemek için gerekli olan bone ve maskemi taktıktan kısa bir süre sonra ameliyat başlıyor . Sanki bir şeyler ters gidecekmiş gibi gelen bir hisle başladığım ameliyatı ekstra bir dikkatle gerçekleştiriyorum . Ne yazık ki kanama beklendiğinden daha fazla oldu bu yüzden ameliyat bir saatten uzun sürdü. Ayrıca da bu durum beni fazlasıyla tedirgin etti . Ameliyathaneden geç çıktığım için aldığım randevuya geç kalmam an meselesiydi çünkü büyük ihtimal son bakacağı hasta bendim ve on dakikadan daha fazla geç kalırsam sıramı kaybetmiş olurdum . Bu yüzden ameliyathaneden çıkarken yalnızca eldivenlerimi çöpe atıp koşaraktan psikiyatri polikliniğine gidiyorum . Üstümdeki ameliyat kıyafetleriyle biraz tuhaf gözüksemde her zamanki gibi aldırmadan koşmaya devam ediyorum .
Kapının önüne vardığımda hastane o kadar sessizdi ki nefes alışverişlerimin sesini duyabiliyordum . Tekrardan , tekrardan aldığım derin nefesleri bırakarak —henüz taktığım maskeyi ve boneyi çıkarmamış bir şekilde— önümdeki kapıyı hafifden çalıyorum . Kapının arkasından gelen her zamanki boğuk evet sesini duyduğum gibi kapıyı açıyorum . Zaten oldukça büyük ama şimdi şaşkınlıktan ötürü daha da büyümüş olan Winter'ın gözleri üzerime dikiliyor ve ayağa kalkıp yanıma geliyor .
—— Jonghyun, sen iyi misin ?
—- Elbette , sadece ameliyat beklenilenden uzun sürünce geç kalmamak için üstümü değiştirmeden geldim .
——Onu sormuyordum ki ben . Kötü görünüyorsun . Ayrıca da bugünkü son hastamın sen olduğunu gördüğümde de çok şaşırdım . Sanırım gerçekten ters giden şeyler var . Önümüzdeki yarım saatte bana istediğin  her şeyi anlatmalısın ayrıca tek seans yeterli gelmezse düzenli olaraktan sürekli gelsen iyi olur .

WİNTER'S WONDERLANDOnde histórias criam vida. Descubra agora