Dekatessera

1.1K 115 61
                                    

Merhaba arkadaşlar!
Bu bölümü çok özenerek yazdım. Birşeyler patlak vermeye başladı. Okuduğunuzda anlayacaksınız. Diğer yazarımız bu konuda döktürüyor. Maşallah! Fikileri bol!
Bende hemen bir güzel içinizi ferahlatacak bölüm yazmalıyım dedim ve bu çıktı. Eminim güzel olmuştur.
Yorumlar ve beğeniler ellerinizden öper!
-Angel ve BWFTMoon

14

Duygularım ve düşüncelerimi kenara bıraktığım zamanlarda kendimi daha serbest hissediyorum. Bütün dünya benim için bir hiç haline dönüşüyor. O kadar mutluluk verici bir duygu olsa da her zaman yapamıyordum. Müziğin sesi ,aramızdaki gülüşmeler ve diğer herşey benim tek mutluluğumdu. Ama bir yere kadar. Namjoon karşımda en komik hallerini sergilerken ben ise gülerek karşılık veriyordum.

Yoongi'nin Ağzından:
Ama karşıdan iki gözün beni izlediğinden habersiz Seok Jin umursamaz bir şekilde dans ediyordu. Yakın çevresinde kimsenin olmadığına inanıp Namjoon ile istediği şekilde yakınlaşabiliyordu. Yoongi bardağında ki içkisinden yudum alıp küfür savurdu.

Daha yeni tanıştığı biri ile nasıl bu derece yakın olabilirdi. Namjoon'un evinin nerede olduğunu bugün öğrenmeliydi. Yoksa daha fazla dayanamaycaktı. Onsuz bir ev düşünemiyordu. Ağzını kenarında içkiyi hışımla sildim. Etrafıma bir göz gezdirdiğimde sadece birbiri ile konuşan erkekler ve kızlar görüyordu. Aşk ile bakanlar bile vardı. Bunu görebiliyordu. Peki Yoongi aslında kime aşkla baktığına emin değildi. Ji Woon'u sevmişti. Ama bir yere kadar. Hislerinin ne kadar doğru ve yanlış olduğunu tartması gerekiyordu.

Karşıdaki ikili ayaklanınca Yoongi hesabı hızlı bir şekilde ödedi ve arabasına koştu. Namjoon'un arabasını talip etmeliydi. Küçük seri bir takipten sonra eve vardılar. Bütün sokak karanlıktı. Seok Jin sesinden başka ses yoktu. Sesini bile özlediğimi hissettim. Konuşması,gülmesi ve diğer tüm hareketlerini...

"Namjoğğnnn biliyor musun? Galiba ben çookkk aşığım!"

Neden bu kadar sesli konuşuyordu?

"Ama yine ben kaybettim. Artık seni mi sevmeliyim?"

Dengesini kaybeden Seok Jin neredeyse düşeceği an Namjoon onu kucakladı. Yoongi avcunun içini sıktı. Oraya gitmemek için zor tutuyordu.

Namjoon çok ses çıkarmadan onu taşıdı ve anahtar ile kapıyı açmaya çalışıyordu.

"Midem efsane bulanıyor... galiba kusacağım. Şaka yaptım! Ha."

Mutlulukla kahkaha atıyordu. Namjoon 'da onunla beraber gülerek içeriye girdiler. Yoongi bu durumu nasıl hala izlediğini be karmaşık duygular içerisinde olduğunu sorguladı. Kalbi çok farklı davranıyordu.

Eve geldiğinde anahtarını kenara koyarak içeri geçti. Duvara kafasını çevirdiğinde fotoğraflarına baktı. Seok Jin'in gülen yüzüne dokunup kafasını eğdi.
"Sevgilim!!! Nerelerdeydin özledim seni. Sana yemek yapmıştım."

Ceketini çıkarıp kenara koyan Ji Woon kolundan tutarak mutfağa doğru götürdü. Masa içler acısı şekilde ağlıyor gibiydi. Tereddüt ederek masaya oturdu ve çubukları aldım.

"Yesene sevgilim. Hepsi senin için." Bütün hafta boyunca yemek yapmaya çalışan ve her seferinde başarısız olan Ji Woon'dan sıkılmış olabilirdim. Eskiden tüm yemekleri Seok Jin yapıyor. Evi de o topluyordu. Banyonun ne halde olduğunu ne ben söyleyim de siz bilin derim.

friend? * yoonjinWhere stories live. Discover now